Nedir bu zavallı insanlarımızın çektiği?

Ülkeyi yönetenler hata üstüne hata yapıyor, tüm faturalar halkımıza çıkartılıyor, bedelini, tüm millet ödüyor.

Bir döviz krizi yaşadık. Bunalım hâlâ devam ediyor. Doların 13 liraya doğru tırmanmasıyla hepimiz yüzde 30 daha yoksullaştık!

Peki, bu kriz kime ya da kimlere yaradı?

Açık söyleyelim, vatandaş hariç, herkes bundan faydalandı...

Bankalar, müteahhitler, köprü ve tünellerden araç geçiş garantisi olanlar, şehir hastanelerini hasta garantisiyle yapanlar, vs...

Kaybedenler ise malûm:

Müteahhitlere “dolarla garantili para” ödeyecek olan Devlet Hazinesi ve bunları vergileriyle ödemek zorunda olan Türk milleti! Her zamanki olağan kurbanlar!

★★★

Evet, yükün tamamı ne yazık ki, bütün millete biniyor!

Hazine’nin borçlarını, yüzde 36.2 oranında arttırılan yeni yıl vergileriyle, çaresiz halkımız ödeyecek.

Enflasyon “yüzde 19” deyip, vergilere yüzde 36.2 zam yapmak haksızlık değil mi?

Vergilerin yanı sıra, tepeden tırnağa her mala gelecek dolara bağlı zamlar da kazığın devamı!

★★★

Öyle bunalımlı günler yaşıyoruz ki, sokaklarda gülen insan kalmadı! Herkesin yüzü asık!

Bu yaşam işkencesinden ne zaman kurtulacağız?

Böyle bir umut var mı?

Tabii ki var... Umut olmasa hayat da biter... Yaşam oldukça, ümit de vardır...

Sabırlı olacağız ve seçimlerde toplum olarak aklımızı kullanacağız! Başka çare yok!

“Bu iktidar gidince ülkeye zenginlik gelecek!”


CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti lideri Meral Akşener, yapılması gerekenleri yılmadan, bıkmadan, gece-gündüz halkımıza anlatıyor, ülkenin kurtuluş yolunu gösteriyorlar.

Yaşanan bunca badireden sonra, muhterem ahalimizin biraz olsun aklı başına gelmiştir diye umut ediyorum.

DEVA Partisi lideri Ali Babacan AKP iktidarına 13 yıl hizmet etmiş, önemli bakanlıklar yapmış bir siyasetçidir. Şimdi her konuşmasında AKP’den umut kesildiğini vurguluyor. Babacan, partisinin Sultangazi İlçe Kongresi’nde şöyle bir durum saptaması yaptı:

“Ülkemizin hak etmediği kara günler geçiriyoruz. Çünkü hiç birimiz, bir gün sonrasından emin değiliz. Yarınlarımızı göremiyoruz!

Bu kötü gidiş, çok hızlı gidiyor. Son günlerde dört ayrı şehre gittim. Her yerde aynı mutsuzluk, aynı umutsuzluk.

İktidarın akıl ve bilim dışı uygulamaları yüzünden olanları görüyorsunuz değil mi? Saatler içinde fakirleşiyoruz.

Yönetimde liyakatli kişiler mumla ara ki bulasın! Sorun orada... Bizi gittikçe fakirleşen bir ülkeye çevirdiler.

Buradan sizlere şu güzel haberi vermek istiyorum: Bu iktidar gidince ülkeye zenginlik gelecek, refah gelecek.

Ve gazetecilere de diyeceğiz ki; ‘Bu devlet sizi boğdu, size işinizi yaptırmadılar. Artık özgürsünüz. Özgür olarak düşündüğünüzü yazın, istediğinizi konuşun.”

TEBESSÜM

Temel’in helâlliği...


Temel lokantaya gitmiş, yemeğini yemiş, hesabı ödemiş.

Lokantadan çıkarken garsonundan patronuna, aşçısından komisine kadar hepsini teker teker öpmüş... Patron şaşırarak sormuş:

“Neden icap etti böyle öpüşmek?”

Temel “Helâlleşiyorum” demiş ve eklemiş:

“Yemekler berbattı! Üstelik hesabı da şişirip kazık atmışsınız! Bir daha görüşemeyiz! Körler ülkesinde bile aynı çukura iki defa düşülmez!”

GÜNÜN SÖZÜ

İnsan olmak, zengin olmaktan daha zordur!