Televizyon dizilerinin konuşulduğu bir sohbette dostlardan biri:

“Ben en çok Sedat Peker dizisini izliyorum.” dedi. Bir diğeri:

“Al benden de o kadar” diyerek onu destekledi.

Tek kişilik bir dizi, bu... Sedat Peker ekranın karşısına geçiyor, neler neler anlatıyor!

YouTube’da yayınlanan videoların reytingi çok yüksek!

Bugüne kadar 5 video yayınlandı, toplam izleyici sayısı 14 milyonu aştı. Müthiş bir rakam!

Yurt dışından (Dubai’den) yapılan yayınlar devam ediyor.

“Organize suç örgütü lideri” diye tanımlanan Sedat Peker videolarında “Mafya-Devlet-Siyaset” ilişkilerini anlatıyor.

Çıkara dayalı, kirli, çarpık olaylar gün yüzüne çıkıyor.

Bu iddialar öyle geçiştirilecek türden değil...

Karanlık ilişkilerin mutlaka aydınlığa çıkartılması lâzım fakat... İktidar da sessiz, savcılar da... Oysa, vurgun, uyuşturucu kaçakçılığı, cinayet gibi pisliklerin araştırılması gerekmez mi?

★★★

Bütün bu yasa dışı olaylar araştırılmaya değer görülmezken, nedense bizim yetkili makamlarımız, düzgün ve başarılı bir Belediye Başkanı olan Ekrem İmamoğlu’nun peşinde..

Soruşturmalar yapıyor, onun bir açığını arıyorlar! Güler misin, ağlar mısın? Trajikomik bir durum!

★★★

İktidarın endişe içinde olduğu görülüyor. “Böyle bir kanun kaçağının sözlerine itibar edilmez. Hepsi yalan ve iftira” diyor, güya önem vermiyorlar!

Fakat... Daha birkaç yıl önce Sedat Peker’i kahramanlar gibi alkışlamıyorlar mıydı?

İçişleri Bakanlığı, aynı suç örgütü lideri Sedat Peker’e koruma polisi vermemiş miydi?

Sedat Peker, 2015 yılında AKP’yi desteklemek için Rize’de, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın resmini de asarak düzenlediği mitingde, AKP muhalifi bazı grupları tehdit ederek:

“Adeta dünyanın şah damarları kesilmişçesine oluk oluk hepsinin kanlarını akıtacağız!” diye bağırırken AKP’liler onu hararetle alkışlamamışlar mıydı?

Şimdi aynı Sedat Peker devletin kirli işlerini, mafyayla olan ilişkilerini ifşa ediyor.

Devletin ve bağımsız yargının (tabii ne kadar bağımsız bilmiyoruz) derhal harekete geçmesi gerekmiyor mu?

★★★

AKP, 2002’de iktidarı devraldı. İlk 10 yıl işler iyi gitti. İkinci 10 yılda her şey tersine döndü. Peker’in iddiasına göre,
devlet organize suç örgütleriyle neredeyse koyun koyuna girdi. Yoksa
girmedi mi?


İktidarın, ihbar niteliğindeki bu iddialardan sonra izleyeceği yol önemli. Soruşturacak mı, yoksa geçiştirmeye
mi çalışacak? Kamuoyu işte o zaman, anlatılanların doğru olup olmadığını anlayacak!

Müthiş iddialar karşısında, neden bilmem, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’den şimdiye kadar tek kelime bile çıkmadı!

“Binde biri bile felâket!”


Sedat Peker’in suçlamaları karşısında devleti yönetenlerin ne yapması gerektiğini deneyimli siyasetçi Cemil Çiçek anlatıyor.

Cemil Çiçek AKP’nin kurucularındandır. Adalet Bakanlığı ve Meclis Başkanlığı gibi önemli görevler yapmıştır. Halen Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesidir.

Çiçek, Sedat Peker’in iddiaları karşısında ne yapılması gerektiğini şöyle anlatıyor:

“Videoları seyreden ve gazetede okuyan ilgili savcı ya da savcıların harekete geçip gereğini yapmaları lâzım.

Suç teşkil eden bir şey varsa, evvela yargı makamlarının harekete geçmesi gerekir, çünkü bu bahsedilen konular, şikâyete bağlı suçlar değildir. Savcılar araştıracak, gerçek neyse ortaya çıkartacaktır.

Anlatılanların binde biri bile doğruysa felâket ve sıkıntıdır. Binde birken önünü alamazsanız, bu yüze bir, sonra da onda bir olur. Sonra bir bakarsınız ki, bütün vücudu sarmış!”

Evet, kenedine güvenen iktidar Cemil Çiçek’in söylediklerini yapar! Devlete güven açısından bu şarttır!

GÜNÜN SÖZÜ

Doğuştan açgözlü olanların ölmedikçe gözleri doymaz!