Son 12-13 yıldır gündemimizin değişmeyen konularından birisi olan ve bazı uygulamalarıyla  tepki çeken Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) bu kez 4 yıl görev yapacak üyelerinin seçimiyle gündemde. TBMM Anayasa ve Adalet Komisyonu 18 Mayıs’ta toplanacak, başvuranların elemesini yapacak. Daha sonra TBMM Genel Kurulu’nda seçimler yapılacak.

Seçimler Türk yargısı için çok önemli. Gündemde olan “mafya hesaplaşmasını” soruşturacak Cumhuriyet savcıları ve davalara bakacak hakimler için de HSK’nın yapısı çok önemli. Daha önce kurul üyeliği görevinde bulunan eski Yargıtay Üyesi Ali Suat Ertosun, “Hakimler ve Savcılar, İktidara bağımlı olan bir HSK’nın atayacağı savcı ve hakimlerle bu soruşturma ve kovuşturmalar adaletli yapmaz” diyor.

“İKTİDARIN TALİMATLARI”

HSK neden önemli? Çünkü, Anayasa ve adalet sistemimizin en önemli kurumlarından biri olan HSK’nın, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre görev yapması gerekiyor. Son yıllarda HSK’ya yönelik en büyük yakınma, siyasi iktidarın istek ve talimatları doğrultusunda hareket edildiği iddialarıdır.

1982 Anayasası ile ağırlıklı olarak Yargıtay ve Danıştay üyelerinden oluşan HSYK’nın yapısı, 2010 yılında değiştirildikten sonra 2017 referandumu ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesi sırasında tekrar değiştirilerek bugünkü durumuna getirildi. Adındaki “Yüksek” çıkarıldı ve kısaca HSK oldu.

Bakan ve Bakan Yardımcısı HSK’nın doğal üyesi. 4’ü Cumhurbaşkanı, 7’si TBMM tarafından seçilen 13 üyeden oluşuyor. Cumhurbaşkanı tarafından seçilecek 4 üye yönünden herhangi bir sorun yok. Partili Cumhurbaşkanının partisi ile onu destekleyen ortağının, anayasada aranan nitelikli çoğunluğu sağlaması nedeniyle 2017 yılında TBMM’de sorun çıkarmadan yapılan seçim, bu kez iktidar kanadının gerekli çoğunluğu olmadığından sorunlu geçmesi bekleniyor.

NEDEN ZOR SEÇİM?

TBMM Adalet ve Anayasa komisyonlarından oluşan Karma Komisyon, 52 üyeden oluşuyor. Komisyon’un 26 üyesi AKP, 12’si CHP, 6’sı HDP, 4’ü İYİ Parti, 4’ü MHP’li. İktidar 30, muhalefet partileri 22 üyeye sahip. Karma Komisyon, 7 üyelik için 3’erden 21 aday belirleyecek. Her aday için üye tam sayısının ilk oylamada üçte iki, ikinci oylamada beşte üç çoğunluğu aranıyor. Gizli oyla yapılacak seçimdeki bu sayı; ilk tur için 35, ikinci tur 31’dir. Cumhur İttifakı’nın komisyondaki üye sayısı, bunların altındadır. Her bir üyelik için belirlenecek üç aday, aranan çoğunlukla seçilemezse; her aday, en çok oyu alan iki aday adayı arasında kura çekilerek tespit edilecek ve bunlar Genel Kurul’a sunulacak.

Genel Kurul’da da gizli oyla yapılacak seçimlerde, aynı çoğunluk, yani ilk turda üye tam sayısının üçte ikisi, ikinci oylamada beşte üçü aranıyor. Bu sayılar sağlanamazsa, en çok oy alan iki aday arasında kura çekilecek. Cumhur İttifakı’nın 337, muhalefetin ise 227 milletvekili var. Küçük partilere mensup olanlarla bağımsız milletvekili sayısı da 20’dir. Mevcut dağılıma göre iktidar kanadı, Genel Kurul’da da gerekli çoğunluğu sağlayamıyor. Bu durumda anlaşma zorunlu görünüyor. Sonuç alınamazsa iş kuraya kalıyor.

İKTİDARIN EMRİNDEKİ YARGI

Devlet Üstün Hizmet Madalyası’na sahip olan eski HSYK ve Yargıtay Üyesi Ali Suat Ertosun, seçimlerle ilgili SÖZCÜ’nün sorularını şöyle cevaplandırdı:

Ali Suat Ertosun


“Arzulanan, iktidar ve muhalefetin hukuk insanı olma özellikleriyle öne çıkan ve güven duyulan adaylar üzerinde anlaşma sağlanmasıdır. Mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlerin tarafsızlığı ile hukukun evrensel ilke ve esaslarını benimsemiş, kıdemli ve liyakatli kişilerin seçilmesidir. TBMM’de yapılacak seçimde, siyasi ön yargıları bir yana bırakıp sayısal çoğunluğu güce dönüştürmeden, muhalefete de ağırlık verilerek dengeli ve güven duyulan bir yapının oluşturulması gözetilmeli. Yüksek mahkeme deneyimi olmayan üyelerin, HSK’ya seçilmesi doğru değildir. Temennimiz bu yönde olmakla birlikte, geçmiş deneyimler ve yargının iktidarın emrinde bir güç olarak kullanıldığı göz önüne alındığında, bunun zor olduğunu üzülerek söylemek durumundayız.

İŞLEVİ OLMUYOR

Bu durumda muhalefet için en uygun yol, anlaşma sağlanamazsa seçimi kuraya götürmektir. Geçmişte HSYK üyeliği görevinde bulunmuş bir kişi olarak uygulama ve deneyimlerime göre, HSK’da muhalefet grubundan görev alacak birkaç üyenin bir işlevinin olmayacağını söyleyebilirim. Kura tabii ki şanstır. Ancak dengeli bir dağılım olursa, ileride iktidar değişiminde Adalet Bakanı ve Bakan Yardımcısının katılmasıyla HSK’da çoğunluğun sağlanması mümkündür.

Burada üzerinde duracağımız diğer bir husus, oylama şeklinin nasıl olacağıdır? Karma Komisyon’da her üyelik için o kontenjandan seçilme hakkına sahip aday adaylarının katılacağı gizli oylamanın ayrı yapılması; örneğin Yargıtay üyeleri arasından seçilecek üç üyeliğin her biri için birinci, ikinci ve üçüncü adayın ayrı ayrı belirlenmesi, bu belirlemelerde komisyon üyelerinin tek oy kullanmaları gerekmektedir. Bu işlemler; Danıştay üyeleri arasından seçilecek bir; yüksek öğretim kurumlarının hukuk dalında görev yapan öğretim üyeleri ile meslekte 15 yılını doldurmuş avukatlar arasından seçilecek üç üyelik için tekrarlanacak.

TOPLU OY KULLANILMASIN

Genel Kurul’a her üyelik için belirlenen 3’erden 21 aday gönderilecek. Orada da tam sayının ilk turda üçte ikisi, seçilemezse ikinci turda beşte üçü aranacak. Bu sayı ilk tur için 400, ikinci tur için 360’dır. Aranan nitelikli çoğunluk ikinci turda da sağlanamazsa, en çok oyu alan iki aday arasında kura çekilerek HSK üyesi belirlenecek.

Anayasanın aradığı nitelikli çoğunluğun, dolayısıyla muhalefetin de HSK’da temsili için oylama şekli çok önemli. 2017 yılında yapılan seçimlerde, buna uyulmadı ve toplu oy kullanılmıştı.

YARGI YOLU AÇIK

TBMM’de yapılacak bu seçimlere karşı yargı yoluna gidilip gidilemeyeceği tartışılmıyor.  Gidilemeyeceğini ileri sürenler, ‘TBMM’nin, görev ve yetkilerinin yasama bölümünde düzenlendiğini, idari bir makam olarak düşünülemeyeceğini, dolayısıyla HSK’ya üye seçmesiyle ilgili yaptığı işlem ve aldığı kararların idari yargı denetimine tabi olmadığını’ belirtiyor. Karşı görüşte olanlar ise ‘Yasama ve yargı organlarınca tesis edilmekle birlikte, yasama ve yargı fonksiyonuyla alakası olmayan, tümüyle idare işlevi ile ilgili bulunan işlemlerinin, idari nitelikte olduğundan idari davaya konu edilebileceğini’ savunuyor.

Ben de TBMM’de yapılacak seçimlerin, Anayasa ve Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’na aykırı olarak yapılması hâlinde idari yargıda dava konusu edilebileceği görüşündeyim.”

YERLERDE SÜRÜNÜYOR

Ali Suat Ertosun, anayasada yer alan , ‘müsteşar’ sözcüğünün, ‘bakan yardımcısı’ olarak değiştirilerek, anayasaya aykırılığın giderilmesini, süresi dolan HSK üyelerinin bir kez daha seçilebileceklerine ilişkin anayasanın 159/4. maddesinin, 2017 yılında getirildiğinden ve daha önceden bu konuda herhangi bir sınırlama olmadığından, mevcut üyelerin ikinci kez aday olabilecekleri ve seçilebileceklerini belirtiyor.

Yargının içinde yıllarca yer alan Ertosun’un son sözleri ise şöyle oldu:

“Dileğimiz güvenilirliği yerlerde sürünen yargımızın, hak ve özgürlüklerin güvencesi olabilmesi açısından arzulanan düzeyde işlevsellik kazanabilmesi için en önemli kurum olan HSK’nın, bağımsız ve tarafsız olması, siyasi etki ve telkinlere karşı koyabilecek konuma gelmesi ve yapılan haksızlıkları gidermesidir.”