Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Katar’a gidişiyle birlikte Aselsan, Havelsan, Roketsan’ın satılacağı gündeme geldi. Aselsan bu yöndeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını açıkladı. Ancak bu konu önümüze sıkça geleceği için gözbebeğimiz tesislerimizi de tanımanızı istedim.

Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfının (TSKGV) tarihi Osmanlıya kadar dayanır. Deniz ve Hava Kuvvetleri vakıfları kurulmuştu. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı nedeniyle Türkiye’ye ambargo uygulanması üzerine, “kendi tankını, kendi silahını kendin yap” sloganı ve halkın yaptığı bağışlar ile 27 Ağustos 1974 tarihinde Türk Kara Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı da oluşturuldu.

ÖZEL KANUNLA

Bu vakıflar 17 Haziran 1987’de birleştirildi. “Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı” özel kanunla kuruldu, 26 Eylül 1987’de faaliyete başladı.

Vakfın savunma sanayi alanındaki şirketler dünya çapında şirketlere dönüştü. Örneğin ASELSAN alanında dünyanın 48. büyük şirketi. TSGV’nın hissesi ASELSAN’da yüzde 74.2, TUSAŞ’ta yüzde 54.5, ROKETSAN’da yüzde 55.33, HAVELSAN’da yüzde 99.5, İŞBİR’de yüzde 99.9, ASPİLSAN’da yüzde 98.3’i buluyor.

SENEDİ DEĞİŞTİRDİLER

Her vakıf gibi amaçlarının yer aldığı vakıf senedi yayımlanmıştı. 2017 yılında AKP milletvekilleri Fatih Şahin, Şirin Ünal’ın imzaları ile “TSK Güçlendirme Vakfı Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” TBMM Başkanlığına sunuldu ve 2018’de yasalaştı. Bu yasa doğrultusunda, vakıf senedinin haklı bir neden olmadan değiştirilemeyeceği yönündeki Yargıtay içtihatlarına rağmen vakıf senedi de değiştirildi.

Hatta çıkarılan kanunda, vakıf senedi değişmeden kanun hükümlerinin uygulanacağı kanunla belirtildi. Gelişmeleri yakından izleyen emekli Tümgeneral Osman Aydoğan, TSK Güçlendirme Vakfı Kanununda ve senedinde yapılan değişiklikleri hiç yorum katmadan şöyle anlattı:

“TSK Güçlendirme Vakfı Kanununda vakfın kurucuları; Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay 2’nci Başkanı, Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarı ve Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanıdır. Vakfın senedi, Milli Savunma Bakanı tarafından Türk Kanunu Medenisindeki hükümlere göre tescil ettirilir. Bu amaçla başka bir vakıf kurulamaz.

Ancak bu maddeye 20 Kasım 2017 tarihli 696 sayılı KHK ile şu madde ekleniyor: Vakfa başlangıçta özgülenen mal ve haklar ile vakfın sonradan iktisap ettiği mal ve haklar, vakıf yetkili organının kararı ile daha yararlı olanlarla değiştirilebilir veya paraya çevrilebilir.

KİMLER YÖNETİMDE?

Yine bu maddeye aynı KHK ile Mütevelli Heyeti belirleniyor. Vakıf Mütevelli Heyeti, Cumhurbaşkanı başkanlığında, Cumhurbaşkanının görevlendireceği Cumhurbaşkanı yardımcısı, Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve Savunma Sanayii Başkanından oluşur.

Bu değişikliğe göre TSK Güçlendirme Vakfı Mütevelli Heyeti ve Yönetim Kurulu üyeleri şu şekilde oluşuyor: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Heyet Başkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir.

Vakfın yeni Yönetim Kurulu da şu isimlerden oluşuyor: Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Yardımcısı Hasan Büyükdede, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Vali Seyfullah Hacımüftüoğlu, Emekli Orgeneral Ümit Dündar, Türk Hava Kurumu Kayyum Heyeti Başkanı Cenap Aşcı. Bu değişikliklere uygun olarak daha sonra da Vakıf Senedi değiştirildi.”

AKLA GELEN SORULAR

Osman Aydoğan, 20 Kasım 2017 tarih ve 696 sayılı KHK ile yapılan değişikliklerin akla getirdiği soruları şöyle sıralıyor:

  1. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Kanununun 2’nci maddesine eklenen fıkrada, “Vakfa başlangıçta özgülenen mal ve haklar ile Vakfın sonradan iktisap ettiği mal ve haklar, Vakıf yetkili organının kararı ile daha yararlı olanlarla değiştirilebilir veya paraya çevrilebilir” deniliyor. Kanuna eklenen bu fıkrada geçen Vakıf mal ve haklarının “paraya çevrilebilir” olarak değiştirilmesi neyi ifade ediyor? Bu değişiklikle neler murad ve niyet ediliyor?

  2. Vakıf Mütevelli Heyeti, Cumhurbaşkanı başkanlığında, Cumhurbaşkanının görevlendireceği Cumhurbaşkanı yardımcısı, Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve Savunma Sanayii Başkanından oluşur. Cumhurbaşkanının Mütevelli Heyeti Başkanı, Cumhurbaşkanı yardımcısının da Mütevelli Heyeti üyesi (ve Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı) olarak bir vakfın Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı yardımcısı ile devletin en üst tepesi ile temsil edilmesinden ne murad ediliyor?


POLİTİK GELİŞMELER

Son dönemde yaşanan iki politik gelişme ise kafalarda soru işaretleri bırakıyor. Katar Dışişleri Bakanı Es-Sani “Ekonomik gidişat nedeniyle Türkiye’de ortaya çıkacak fırsatları değerlendiriyoruz” dedi. TSK Güçlendirme Vakfının lokomotif şirketlerinden ASELSAN’ı BAE’ne satmak için sunum yaptırıldığı yönünde iddialar yayıldı.

Çiftçinin ineğini satarak, gelinlerinin düğün takılarını, işçilerinin yevmiyelerini, öğrencilerinin harçlıklarını ve yaşlılarının da ilaç paralarını bağışlayarak oluşturdukları vakfın varlıklarının korunamaması durumunda veya paraya çevrilmesi (yabancıya satılması) halinde acaba Diyanet İşleri Başkanı Ayasofya’nın minberinden bir şeyler söylemeyecek mi?

Bekleyelim, görelim...