Son dönemde Suriye konuşulduğunda en çok adını duyduğumuz illerden birisi İdlib’dir. Hatay’la arasında 130 kilometre sınırı bulunuyor. Suriye’de PKK, onun silahlı kolu YPG terör örgütü var. ABD’den, sürekli destek verdiği bu yapıyı “Terör örgütü listesine” alması beklenmesin. Ordu düzeninde eğitim verilen, her türlü araç-gereçle desteklenen YPG’li sayısının 60 bin civarında olduğu belirtiliyor. PKK’nın en az 10 katı daha güçlü YPG terör örgüt tehdidi var.

Devletin “Tehdit değerlendirmesinde” yurt dışı ve yurtiçinde 6 bin civarında PKK’lı bulunduğu belirtiliyordu. Yurtiçindeki etkisi azaldı. İçişleri Bakanı 220 civarında terörist kaldığını belirtiyor. Şimdi, emekli Tümgeneral Naim Babüroğlu’nu dinleyelim:

EVET, AZALDI AMA...

“Başarılı operasyonlarla topraklarımızda terörist sayısı azaldı ama şimdi onunla aynı konsepte, aynı hedefe sahip olan, aynı liderin güdümünde bulunan YPG bölücü terör örgütü, PKK’dan on katı daha güçlü konuma geldi.”

Güneydoğu’da görev yapan deneyimli komutanların, yeni gelenlere ilk tavsiyesi, “Hiçbir zaman operasyonlarda ‘terör örgütü kuşatma altına alındı, çember altına alındı, terör örgütü imha edildi’ demeyin ve emin olmadıkça böyle mesaj çekmeyin” oluyor. Çünkü sizin ‘Çembere alındı’ dediğiniz teröristler, ertesi gün başka bölgede eylem yapabiliyor. Bundan şu ders çıkarılıyor:

“Terör örgütü bitti, sıfırlandı sözü terörle mücadele tarihine ters düşen bir söz. Terörle mücadele tarihinde bunun yeri yoktur. Çünkü terör, küresel stratejinin bir topuzudur. PKK bölücü terör örgütüne silahı, aracı, mühimmatı, ilacı, kıyafeti, varlığını devam ettirmek için taban bulacak parayı, lojistik desteği kesmediğin sürece terör örgütü bitti denilmemeli.”

SIFIRLAMAK İÇİN

Yurtiçinde terörist sayısı azaltılıyor ama Kuzey Irak’ta alan genişletiyor. Bu bakımdan terör örgütü bitmedi. Sadece menzil değiştirdi ve bu kez Sincar’da, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin henüz el atmadığı bölgelerde yuvalandı. Naim Babüroğlu, bu gelişmeyi şöyle yorumladı:

“PKK bölücü terör örgütü bitti diyebilmemiz için Suriye’de oluşan YPG’yi sıfırlamanız lazım. Önemli bir şey daha: Kendilerine göre devlet olmuşlar. Mahkemesi var, elektrik, su dağıtımı var, vergi toplama sistemi, emniyeti, polis teşkilatı var. Bir belediyenin, devletin 24 saat yaptığı bütün sistemleri yapıyor. Bir de ABD’nin önemli yetkilileriyle görüşüyor. Yani böyle bir temsil durumu da var. Bu açıdan baktığımızda ‘PKK’yı bitirdik’ demek için PYD-YPG terör örgütünü de sıfırlamanız lazım.”

4 BACAKLI SEHPA

Suriye’de çözüm olarak görülen politikalar sonucu PKK 10 kat güçlenmişse Türkiye’nin bekasını olumsuz yönde etkilemişsiniz demektir. ABD desteği çekiyor mu? Hayır. Peki YPG, PKK bölücü terör örgütünden daha büyük bir beka sorunu haline geldi mi? Evet. 2011 yılına kadar komşunuz Suriye Arap Cumhuriyeti’ydi. İyi-kötü onunla masaya oturuyorduk. Şu an muhatap olduğunuz ise ABD ve Rusya’dır. ABD ve Rusya ile masaya oturmadan PKK-YPG sorunu da çözülmez.

Terörle mücadele tarihine baktığımızda dört bacaklı sehpadan söz edilir. Bir devletin başarılı olması için 1-Terörü kaynağında kurutması lazım. Türkiye bunu Kuzey Irak’ta yapıyor. 2- Sözde lider kadroyu etkisiz duruma getirmesi gerekir. Türkiye son dönemlerde bunu Kuzey Irak’ta yapıyor. Ancak Suriye’de PKK ve YPG’lilere karşı hava araçlarını kullanamıyoruz. 3- Başarılı olabilmek için örgüte katılımın azaltılması lazım. Türkiye, PKK’da bunu başarıyor. Ama YPG’ye katılım azaldı mı? Türkiye PKK terör örgütünde başarıyor ama YPG için mümkün değil. 4- Terörle mücadelede başarılı olabilmeniz, terörü yok etmeniz, devlet için tehdit durumunu ortadan kaldırmanız için lojistik desteği kesmeniz gerekir. Lojistik desteği kesemediğiniz sürece ‘Biz terörü bitirdik veya devlet için tehdit olma durumundan çıkardık’ denilmemeli.

İKİNCİ BÜYÜK SORUN

Suriye’nin İdlib kenti, ülkenin yüzde 5’ini oluşturuyor. Suriye’deki bütün muhalifler, Esad yönetimine karşı olanlar burada toplanmış. Yabancı terörist savaşçı grupları da önemli yer tutuyor. Bunlar mühimmat, yemek, kıyafet bulmadan yaşayabilir mi? Hayır. Peki destekçisi kim? ABD. Buraya niçin “Küçük Afganistan” denildiğini Naim Paşa şöyle açıklıyor:

“ABD, Çin sınırını istikrarsız hale getirmek için Afganistan’da bulunan bütün terör örgütünün minyatürlerini İdlib’e toplamış. Birleşmiş Milletler raporuna İdlib için ‘Dünyanın en büyük yabancı savaşçı çöplüğüne dönüşmüştür’ deniliyor. Bunları destekleyen de ABD’dir. İdlib bir yıl öncesine kadar tehdit oluşturmuyor olabilirdi ama şu an küçük Afganistan’dır. İdlib, Türkiye için PYD-PKK terör örgütü varlığından sonra ikinci büyük beka sorunudur.”

İdlib, Türkiye için terör üreten bir coğrafyadır. Türkiye Cumhuriyeti, gelecek kuşakların güvenliği ve ülkemizin bekasının kalıcılığı ve devamlılığı içinde İdlib sorununu çözmeli. Ama nasıl?