AKP hükümeti kurulmuş, Milli Eğitim Bakanlığı’nda bazı yönetmeliklerde düzenleme yapılıyordu. 27 Ağustos 2003 tarihli Resmi Gazete’de “Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği” yayımlandı. Yönetmeliğin 12. Maddesi, “İlkokullarda öğrenciler, her gün derslere başlamadan önce öğretmenlerinin gözetiminde topluca aşağıdaki Öğrenci Andı’nı söylerler” şeklindeydi.

Andımız’ın kaldırılmasını ilk isteyen Mazlum-Der ve Diyarbakırlı bir avukat olmuştu. 2009 ve 2010 yıllarında Danıştay’a başvurulup Andımız’ın ırkçılık içerdiği gerekçe gösterildi. Milli Eğitim Bakanlığı Hukuk Müşaviri Sema Doğru imzasıyla Danıştay 8. Dairesi Başkanlığı’na “Bakan adına” gönderilen savunmada, tüm iddialar reddediliyordu. Zaten, 8. Daire ve Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu da bu davaları reddi yönünde karar verdi, Andımız 1933 yılında başladığı gibi kesintisiz devam etti.



ÇÖZÜM SÜRECİNDE

AKP’nin başlattığı “Çözüm süreci” döneminde önce Güneydoğu’da taklarda yazılı “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” yazıları söküldü. Sonra Türkiye Cumhuriyeti’ni sembolize eden T.C. harfleri bazı resmi kuruluşların adından çıkarıldı. 8 Ekim 2013 tarihinde ise Andımız susturuldu. “Ne oluyor, niçin oluyor?” tartışmaları arasında konu yine Danıştay’a taşındı. Danıştay 8. Dairesi, Andımız’ı kaldıran yönetmelik maddesinin iptaline karşı çıktı.

Aynı Milli Eğitim Bakanlığı, bu kez Andımız’ın kaldırılmasının ne kadar isabetli ve yerinde olduğunu gerekçe gösterip kararı temyiz etti. Sanki eski AKP’nin eski Milli Eğitim Bakanlığı gitmiş, yerine önceki dönemi tümden inkar eden gerekçeyi de avukat Sibel Gezer yazmıştı. Dün, gazetemizde Sultan Uçar, bu başvurunun ayrıntısını duyurmuştu. En hafif deyimiyle, Andımız  “Çağ dışı” olarak nitelendiriliyordu.

“ARMAĞANIM OLSUN”

Dr. Reşit Galip, 23 Nisan 1933’te Çankaya Köşkü’nde Atatürk’ü ziyaretinde “Sabah çocuklara bir şey söylemek istedim. Bu ant çıktı. Çocuklara armağanım olsun” dedi ve bunu Atatürk’e okudu. Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu, 10 Mayıs 1933’te 101 sayılı karar ile bunu Öğrenci Andı olarak uygulamaya koydu. Bugün Andımız’ı kaldırmak isteyen Milli Eğitim Bakanına, hukuk müşavirinin, bakanlık adına Danıştay’da yaptığı savunmayı hatırlatalım:

“Öğrenci Andı’nda yer alan ifadeler, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na aykırılık taşımamaktadır. Öğrenci Andı’ndaki ‘Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim’ ifadeleri, anayasanın 2’nci maddesiyle doğrudan bağlantılı ve ilişkilidir. Anayasanın 2’nci maddesinde belirtildiği üzere ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı bir hukuk devleti olduğu’ belirtilmektedir. Anayasada yer alan ve Öğrenci Andı’nda geçen ifadede ‘Atatürk milliyetçiliği, ayrımcılığını gözeten bir söylem değil, ülke sınırları içinde yaşayan tüm insanları kapsayan birleştirici bir milliyetçilik anlayışı olduğu aşikardır.’

TÜRKİYE HALKINA

Anayasa’nın 5’inci maddesinde yer alan ‘Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü’ ifadesinde ve ‘kişilerin ve toplumun, refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak’ ifadelerinde kastedilen yalnızca Türk ırkına mensup insanlar değil, Türkiye içinde yaşayan tüm halkımızdır.

T.C. Anayasası’nın 10. Maddesi’nde, ‘Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrımı gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz’, 42’nci maddesinde ise ‘Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır’ hükümlerine yer verilmiştir.             Atatürk’ün; ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına, Türk milleti denir’ ifadesi bunun en belirgin tespitidir.

IRKÇI SÖYLEM DEĞİL

Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, Öğrenci Andı’nda geçen her ‘Türk’, ‘Türk’üm’  vb. kelimelerin yalnız bir ırka özgü ırkçı söylemler olmadığı açık ve net olarak anlaşılmaktadır.

Bu bağlamda, davacının Öğrenci Andı’yla ilişkili olarak ortaya attığı, ‘Öğrenci Andı ırkçı, ayrılıkçı, bir ırkı üstün gören, yücelten ifadeler taşımaktadır’ vb. beyanları da doğru değildir. İddia edildiği gibi Öğrenci Andı ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka düşünce ulusal, etnik ve sosyal köken, mülkiyet, sakatlık, doğuş ve diğer statüler temelimde hiçbir ayrım gözetmemektedir.

ANDIN TEMASI

Öğrenci Andı’nda yer alan ana temaların daha çok çalışkanlık, doğruluk, dürüstlük, erdemlik, duygu, sevgi vb. evrensel değerlere atıfta bulunduğu açıktır. Evrensel değerleri benimsemeyi, Atatürkçülüğe bağlılığı, ülkesini sevmeyi, çalışkan ve dürüst olmayı, küçüklerine koruyucu, büyüklerine saygılı olmayı, her alanda yükselmeyi ve ileri gitmeyi özendiren Öğrenci Andı’nın geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza okutulmasının ayrımcılık, ırkçılık, eşitsizlikle bir ilgisinin olduğu söylenemez.

Güncel Türkçe sözlükte yer alan ve yaygın olarak kullanılan tanıma göre Türk kelimesinin anlamı, ırki bir içerik veya ayrıcalık içermemekte, bunun tersine ‘Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan halk ve bu halktan olan kimse’ ifadesiyle kelimenin birleştirici, kapsayıcı, bütünleştirici yönünü açığa çıkarmakta ve vurgulamaktadır.

HERKESİ KAPSIYOR

Bu açılardan bakıldığında tanımda örnek verilen ve Atatürk’ün sözü olan ‘Ne Mutlu Türk’üm Diyene!’ ifadesi Öğrenci Andı’nda aynen yer almıştır. ‘Ne Mutlu Türk’üm Diyene!’ ifadesi ve buna benzer ifadeler, Türk ırkından başka ırkı yok sayan, bir ırkı yüceltmeye yarayan ırk ayrımcılığına dayalı söylemler değil, tam tersine ülkede yaşayan herkesi eşit oranda kapsayan, yaşayanların hepsinin yükselmesini ve mutluluğunu amaçlayan ifadelerdir.”

Andımız’ın okullarımızda söylenmesi ancak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kararlı tutumuyla mümkün olur. Aksi halde Andımız’ın AKP iktidarı döneminde söyleneceğini kimse beklemesin.