22 Ağustos 2020 tarihinde Giresun’da büyük bir sel felaketi yaşanmıştı. 5’i asker 14 kişi sel sularına kapılıp hayatını kaybetmişti. Menfezlerin altının boşaldığını CHP İl Genel Meclisi Üyesi Ömer Cebeci, felaketten önce bunları Özel İdare toplantılarında fotoğraflarla ortaya koymasına rağmen bir önlem alınmamış ve göz göre göre üzücü olay yaşanmıştı.

İçişleri Bakanı, felaketin ardından Özel İdare Genel Sekreteri Hüseyin Taşkın’ı, derelerden izinsiz kum-çakıl alınmasına engel olmadığı gerekçesiyle görevden aldı. Yerine Mülkiye Müfettişi Selçuk Aslan’ı atadı. Aslan da baskılara dayanamadı ve bu yılın haziran ayında görevden alınması için bakanlığa dilekçe verdi. 30 Haziran’da bu köşenin okurlarına “Hikaye ilginç” deyip yazmıştım. Ama yeni hikayeleri de öğrenmeniz gerekiyor.

İSTİFASINI DUYURDU AMA...

Selçuk Aslan, görevden ayrılmak istemesinin nedenini İçişleri Bakanı’na da anlatıp yaşadıklarını çalışma arkadaşlarına WhatsApp üzerinden şöyle duyurmuştu:

“Salı günü bir milletvekilimizle, dereden kaçak alınan kum-çakıl konusunda talihsiz bir görüşme yaşadık. Hayatta insan olarak duruşumu belirleyen temel doğrularımdan birisi de ‘Haksızlık karşısında eğilmeyin, hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz’ düsturudur. Sayın milletvekilinin gayri hukuki bir durumu savunmak adına şahsıma ve personelime dönük nezaketten uzak tavrına doğrular ve nezaket hususlarının hatırlatılması yönünde yüksek volümlü bir diyalog gelişmiştir.

Konu tarafımdan bakanlığımıza iletilmiş ve bakanlığımızın daveti üzerine Ankara’ya gelerek, konuyu sayın bakanımız ve bakan yardımcılarımızla görüştüm. Keyfiyet hususunda oldukça sıcak karşılandım. Ancak oluşan sosyolojik şartlar çerçevesinde huzur içinde ve verimli bir şekilde çalışma olanağı kalmayacağı gerekçesiyle görevden affım ile müfettişlik görevime iademi istedim ve bugün dilekçemi sundum.”

VEKİLİN DAMADI

Tartıştığını belirttiği kişi AKP Giresun Milletvekili Cemal Öztürk’tü. İddiaya göre, Öztürk’ün damadının şirketi GFT’nin çalışanlarının, Görele-Çanakçı deresinden kum, çakıl aldığına ilişkin jandarma tarafından tutanak düzenlendi. Genel Sekreter Aslan da Maden Kanunu uyarınca ceza kestirdi.

Bunun üzerine Cemal Öztürk, Genel Sekreter Selçuk Aslan’ı telefonla aradı, adıyla hitap etti ve ardından çok ağır ifadelerde bulundu. Bu duruma Genel Sekreter’in tepkisi sert oldu. “Mülkiye müfettişine, genel sekretere nasıl adıyla hitap edebiliyorsunuz? Bana nasıl bu hakaretlerde bulunursunuz?” deyip bağırınca, Milletvekili Cemal Öztürk de, sinirlendi. Telefon karşılıklı büyük bir gerilim içinde kapandı.

AKP Milletvekili Cemal Öztürk, “Biz halka hesap veririz. Bu arkadaş Giresun’a geçici görevle gelmiş. Ama önüne gelene ceza kesiyor. Sanki özel yetkili valiymiş gibi hareket ediyor. Kendisiyle ilgili ciddi şikayetler gelince durumu bakana anlattım. Bu arkadaş büyük sıkıntı yaratıyordu. Görevi sadece ceza kesmekmiş gibi yüzlerce insanı mağdur ediyor. Damadımın şirketine de haksız uygulamalar yapıldı. Hukuk dışı uygulamalarından bütün Giresun rahatsız” diyor.

Genel Sekreter, istifa etti ve mülkiye müfettişliğine döndü. Kastamonu’da sel olayı yaşanınca Selçuk Aslan’ı bu kez Kastamonu İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği’ne atadılar.

SİYASETİN DİŞLİLERİ

Milletvekilinin damadının şirketi, Giresun’un Göreli ilçesindeki Çanakçı Deresi’nden kaçak olarak çakıl-kum aldığı için İl Encümen Kurulu kararıyla, alınan kum-çakılın 5 katı olan 125 bin lira ceza kesilmesi kararlaştırıldı. Siyasi baskılarla ceza miktarı 25 bin liraya indirildi. O kararda, dönemin Özel İdare Genel Sekreteri Selçuk Aslan’ın yanı sıra 25 yıldır İl Encümen Müdürlüğü ve encümen üyeliği görevini yürüten Selime Aydın’ın da imzası var.

Damat beyin şirketi, 25 bin liralık cezayı ödemedi ve karara itiraz etti. Daha önce ceza verilmesiyle ilgili kararda imzası bulunan Selime Aydın’ın bu görevden uzaklaştırılması gerekiyordu. Çünkü, Aydın’ın daha önce attığı imzaya sahip çıkacağını biliyorlardı.  Siyasetin dişlileri çalıştı. Aydın’ı ile en uzak ilçe olan Çamoluk’a göndermek istediler.

CEZA MÜDÜRE KESİLDİ

Sonra, çocuğunun öğrenim durumu dikkate alındı ve Encümen Kurulu Müdürlüğü’nden alındı. İlinin sorunlarını her fırsatta dile getiren İl Genel Meclisi Üyesi Ömer Cebeci, yaşanan olayla ilgili bize şunları aktardı:

“Vekilin damadının şirketine, dönemin İl Özel İdare Genel Sekreteri Selçuk Aslan’la birlikte para cezası verilmesine ilişkin imza atan İl Genel Meclisi Encümen Müdürü Selime Aydın’ı görevinden alıp düz müdür yaptılar. Binanın girişinde her tarafı kusmuş bir odaya attılar. Görevinden alınmasını isteyen vekilin talimatını İl Genel Meclisi Başkanı Ahmet Şahin ve yeni Genel Sekreter Vekili İbrahim Karaca yerine getirdi. Dürüst çalışmanın bedeli bu olmamalı. Şimdi yapacakları da verilen 25 bin lira para cezasını iptal ettirmek olacak. Aslında aldığı malzemenin 5 katı tutarında yani 125 bin lira ceza kesilmesi gerekirken, malzeme yol yapımında kullanıldığı, kamu yararı olduğu gerekçe gösterilip 25 bin lirayla indirilmişti. Onun da verilmemesini istiyorlar.”

Siyaset dürüst bir bürokratı daha yedi. Yazık oluyor yazık... Bu orantısız güç karşısında bürokrasi nasıl dürüstçe çalışsın?


“Sarı saçlım, mavi gözlüm” yasağı!


Sarı saçlı, mavi gözlü Mustafa Kemal’e 19 Eylül 1921’de bir kanunla “Müşir” yani mareşal ve gazi unvanı verildi. Gazi Mustafa Kemal, 20 Eylül 1921’de orduya yayımladığı mesajda, “.. Zaferden dolayı sizin kahramanlıklarınızla, sizin gösterdiğiniz nihayetsiz fedakarlıklar pahasına kazanılan bu büyük muzafferiyetlerin millet tarafından takdirini gösteren bu rütbe ve unvanı, ancak size mal ederek bütün askerlik hayatımın en büyük iftihar sermayesi olarak taşıyacağım” diyordu.

İşte, 19 Eylül günü yıllardır “Gaziler Günü” olarak kutlanıyor. Bu kapsamda Harp Malulü, Gazileri, Şehit Dul ve Yetim Derneği’nin Ankara Şubesi de pazar günü için Ankara- Altındağ Belediyesi Yunus Emre Kültür Merkezi’nde bir etkinlik yapmayı planladı. Etkinlik öncesi prova yapılması kararlaştırıldı.

İKİ GÖZ, 4 PARMAK 

Jandarma Astsubay Hüseyin Özlük, küçüklüğünden beri saz çalmaya meraklıydı. 29 Temmuz 1993’te Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesi kırsalında roketli saldırı sonucu her iki gözünü ve sol elinin dört parmağını kaybetti. Dünyası karardı... Dört parmağını kaybedince saz çalamıyordu. Ama inatla, sabırla yeniden saz çalmayı serçe parmağını kullanarak başardı.

Geçen salı günü prova yapılırken Hüseyin Özlük, severek, duygulanarak okuduğu “Sarı saçlım, mavi gözlüm” türküsünü söyledi. Türküyü bitirdiğinde, organizasyonun gerçekleştirilmesi için görevlendirilen belediye görevlisi, “Bu türküyü okumasanız da yerine daha hareketli bir türkü söyleseniz” dedi. Bunun üzerine Özlük, “O zaman siz türkü belirleyin ben de onu okuyayım” karşılığını verdi.

EZ OĞLUM

İki türkü belirlediler, Hüseyin Özlük hem çaldı, hem söyledi. Prova bittikten sonra hanımefendi Hüseyin Özlük ve arkadaşlarını uğurlarken, “Sarı saçlım, mavi gözlüm” türküsünün siyasi anlam içerdiğini, bu nedenle törende söylenmemesi gerektiğini hatırlattı.

Hüseyin Özlük’ün yanında, tören günü türkü söyleyecek olan gazi arkadaşı Hasan Çaylak vardı. Ona, “Sen hangi türküleri söyleyeceksin?” diye sordu. Çaylak, “Ez oğlum”u söyleyeceğini belirtti. Bunun üzerine Hüseyin Özlük. belediye görevlisi kadına, “Eğer siyasetten söz edilecekse, ‘Ez oğlum’ türküsü de AKP mitinglerinde söylenen siyasi içerikli bir türkü oldu. ‘Sarı saçlım, mavi gözlüm’ okutulmuyorsa, ‘Ez oğlum’ türküsünün de okutulması gerekir” dedi.

Gaziler gününde “Sarı Saçlım, mavi gözlüm” türküsünün “Siyasi” diye söylenmemesinin istenmesi o konuşmaya tanık olan gazileri çok üzdü. Gazi Tarkan Yılgün bana olayı anlattı.

BAŞKANIN HABERİ YOKTUR

Altındağ Belediye Başkanı Asım Balcı’nın böyle bir talimat vereceği onu tanıyanların aklından geçmez. Böyle bir olaydan haberinin olduğunu da sanmıyorum. Bu nedenle konuyu kendisine ilettim. Gerçekten haberi yoktu. “Böyle saçma şey” olamayacağını, gazilerin müsterih olmasını, türküyü gönlünden geçtiği gibi söyleyebileceğini belirtti.

Yetinmedi, Gazi Hüseyin Özlük’e ulaşamayınca Gazi Tarkan Yılgün’ün gönlünü almak için telefon etti. Ona da “Atatürk bizim en büyük değerimiz” dedi ve türkünün engellenmesi diye bir şeyin asla söz konusu olmayacağının da garantisini verdi.

İŞTE O TÜRKÜ

Gaziler gününde, Hüseyin Özlük, Aşık Mahzuni’nin bu unutulmaz, unutulmayacak olan bestesini okuyacak. Rahmetli Aşık Mahzuni’den sonra, bu türkünün daha da sevilmesinde, yayılmasında büyük katkısı olan Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir’i de unutmayalım. İşte o türkü, işte sözleri:

“Sana hasret sana vurgun gönlümüz

Neredesin mavi gözlüm nerde

Bu gemi bu Karadeniz

Sarı saçlım mavi gözlüm

Nerde, nerde, nerdesin dost?

Bu gemi bu Karadeniz

Bu gemi bu Karadeniz

Sarı saçlım mavi gözlüm

Nerde, nerde, nerdesin dost?

Bu gemi bu Karadeniz

Bu gemi bu Karadeniz

Sarı saçlım mavi gözlüm

Nerde, nerde, nerdesin dost?

Kurban olam yürüdüğün yollara

Kara peçe yakışmıyor kullara

Uyan bak bizim hallara

Sarı saçlım mavi gözlüm

Nerde, nerde, nerdesin dost?

Uyan bak bizim hallara

Uyan bak bizim hallara

Sarı saçlım mavi gözlüm

Nerde, nerde, nerdesin dost?

Uyan bak bizim hallara

Uyan bak bizim hallara

Sarı saçlım mavi gözlüm

Nerde, nerde, nerdesin dost?

Bulutlar teninden dağlar kokundan

Sarhoştur sevdiğim Mahzuni bundan

Bir daha gel, gel Samsun’dan

Sarı saçlım mavi gözlüm

Nerde, nerde, nerdesin dost?”

Gazimizin, Gazi için bestelenen bu sözleri söylemesinin neresi siyasi oluyor? Yapmayın Allah aşkına. Neyse ki bu hata başkan Asım Balcı’dan döndü.