Ormanlarla ilgili yeni düzenlemeler yapılıyor, var olan ormanlar da yavaş yavaş elden çıkıyor. Siyasetteki tartışmalar, ittifak arayışları, Millet İttifakı’nı dağıtma planlarının yoğun bir biçimde konuşulduğu, tartışıldığı günlerde ormanları ve çıkarılan son yönetmeliğin ne anlama geldiğini kim araştıracak?

Bir dönem son derece etkili Orman Mühendisleri Odası vardı. Onlar alabildiğine sessiz. Türkiye Ormancılar Derneği’nin zaman zaman yaptığı ama basında pek yer bulamayan açıklamaları oluyor. Ormancılığa gönül vermiş, emekliye ayrılsa da bu konuları dile getirmeye çalışanlar da var. Eski Orman Genel Müdürleri Cahit Nâsırlı, Necati Uyar da onlardan.

ŞU TABLOYA BAKIN

Orman yangınlarının büyük bir bölümü insan eliyle çıkarılıyor. 2017 yılında 2 bin 179 orman yangınında 11 bin 604 hektar yandı. 2018 yılında yangın sayısı 2 bin 14 oldu,  5 bin 607 hektar ormanlık alan kül oldu. 2019 yılında yangın sayısı 2 bin 85’i buldu, 9 bin 522 hektar ormanımızı kaybettik. Geçen yılın 11 Ekim 2020 tarihi itibarıyla orman yangını sayısı 2 bin 919’a yükseldi, yanan alan 15 bin 127 hektarı geçti.

Bugün orman alanlarımızın yüzölçümümüzün yüzde 26’sını kapsadığı belirtilse de aslında bunun çok altında olduğu bilinen bir durum. Dahası, orman alanlarımızın yüzde 50’si bozuk olmasına karşın, bunları ıslah ederek bu oranı yükseltmemiz gerekirken, hem de Devlet eliyle daha da düşürülüyor. Bir ülkenin orman bakımından normal durumda sayılabilmesi için orman alanının en az yüzde 30 olması gerektirdiğini de bilim insanları söylüyor.

HATA 5. MADDEDE

CHP’nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi 3 yıl bekledikten sonra ormanlarla ilgili yasanın bazı maddelerini iptal etti. Ancak, mahkeme kararı geriye işlemediği için yapılması gerekeni yaptılar. 6 Ocak 2021’de ormanların imara açılmasını öngören yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlandı. Efendiler, ormana acımadı. Eski Orman Genel Müdürü Cahit Nâsırlı ile orman dışına çıkarılacak alanlarla ilgili yönetmeliği madde madde inceledik. İşte sonuç:

-Yönetmeliğin 5. maddesi, orman alanı dışına çıkarılacak yerlerin sınırlarının Cumhurbaşkanı tarafından belirleneceği ifade ediliyor. Oysa, orman sınırları dışına çıkarılması ve sınırlarının belirlenmesi teknik bir konudur. Ancak bu konunun uzmanı olan orman kadastro komisyonlarınca belirleme yapabilir. Henüz belirlenmeyen yerlerin, önceden Cumhurbaşkanınca sınırlarının saptanması mümkün değil. Yönetmeliğin bu halinden, “Alanları ve sınırlarını Cumhurbaşkanı belirleyeceği, bundan sonra diğer teknik işlerin yapılacağı” anlaşılıyor.

TEZGAH BURADA 

Yönetmelikte, yerleşim yeri tanımı yapılırken, 28 Nisan 2018 tarihinden önce Devlet ormanlarına bitişik kısımlarda belde, köy veya mahallelerin toplu yerleşim alanlarının kesintisiz devamı haline gelmiş  bir veya birden çok, Devlet ormanı sınırları içerisinde ise en az 5 adet olmak üzere içerisinde sürekli ya da dönemsel ikamet edilen toplu yapılar, özel iş yerleri, kamusal binalar ile ahır, samanlık, ambar, avlu gibi müştemilat çok büyük sorunlar doğuruyor. Yapım tarihi ne olursa olsun orman içinde usulsüz olarak yapılmış ve haklarında davalar açılmış yapılar (konut ve tesisler), özel iş yerleri (atölye, fabrika vb.), ahır, samanlık vb. gibi yerler hakkında bir çeşit af çıkarılacak. Bunlar bedelsiz mi verilecek?

Bütün vatandaşların hakkı bulunan bu orman alanlarının  kanunsuz olarak işgallerine pirim vermek acaba anayasanın eşitlik ilkesine uygun düşer mi? “Devlet ormanlarında 28 Ekim 2018 tarihinden önce yapılan tesisler” deniliyor. Uygulamada bunun belirlenmesi de mümkün değil. Bu tarihten sonra da orman içinde açılmış ve açılacak yerler, bu yerlerde yapılan tesisler yönetmelik uygulaması ile orman alanı dışına çıkarılacak.

ARTMIYOR, AZALIYOR

Yönetmeliğin 9. maddesinde, “Orman sınırları dışına çıkarma işlemine konu alanın iki katından az olmamak üzere Devletin hüküm ve tasarrufu altında veya Hazine’nin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazın Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından orman tesis etmek üzere  Orman Genel Müdürlüğü’ne tahsis edilir” hükmü yer alıyor.  Orman alanı dışına çıkarılan alanın bırakın iki katını, aynı ölçüde Hazine arazisinin civarda bulunması mümkün olmaz. Civarda böyle bir Hazine arazisi olsa, köylü zaten onu işgal ederdi. Kaldı ki orman tesis etmek içinde belli büyüklükte bir arazinin olması gerekir. Küçük ve dağınık parçalı alanlar  üzerinde orman kurulmuyor.

Yönetmelik bu haliyle uygulandığında, orman alanları çeşitli şekillerde tahrip edilecek, farklı ölçüm teknikleri nedeniyle artmış gibi gösterilse de taş ocağı, maden, turizm, alt-üst yapı tesisleriyle daha da azalmış olacaktır.