İşgal edilmiş ve sindirilmiş Anadolu’da, yurtseverlerin “Ya istiklal ya ölüm” şiarıyla başlattığı Kurtuluş Savaşı’nın ardından imzalanan ve tam bağımsız devletin kuruluşunun uluslararası ilanı olan Lozan Antlaşması’nın dün 98’inci, aynı gün, Basından sansürün kaldırılışının da 113. yıldönümüydü. Basından sansürün kaldırılışı diyoruz ama günümüzde basının üzerindeki baskıların boyutlarını da biliyoruz, yaşıyoruz.

TRT’de yıllarca unutulmaz programlara damga vuran Nazmi Kal,  Lozan görüşmeleriyle ilgili İsmet İnönü’ ve Celal Bayar’la yaptığı röportajlardan bize ilginç bölümler anlattı. İsmet İnönü, “Batılılar, Lozan’ı istemeye istemeye kabul etti” diyor. Celal Bayar da, “Daha fazla ısrar etseydik, zaferimiz tehlikeye girerdi” görüşünü dile getiriyor.

DİZ ÇÖKECEKSİNİZ

Nazmi Kal, 15 Ekim 1973’de TRT’deki programında İnönü’ye Lozan görüşmeleri günlerini soruyor. İnönü, o tarihi röportajda şunları anlatıyor:

“Lozan da İngiliz delegesi Lord Curzon ve Amerikan delegesi oturuyorduk. Konuşmamızı hiç bir zaman aklımdan çıkarmadım. İngiliz delegesi Lord Curzon  ‘Lozan Muahedesi’nden memnun ayrılmıyoruz, hiçbir dediğimizi yaptıramadık. Harap bir memleket alıyorsunuz. Bunu imar etmeyecek misiniz? Neyle, nasıl yapacaksınız? Para bir bunda var (Amerikan delegesini işaret etti), bir bende var. Geleceksiniz para isteyeceksiniz, diz çökeceksiniz, reddettiklerinizin hepsini cebimden çıkarıp size göstereceğim’ dedi. Bunu hiçbir zaman unutmam.

Ben de kendisine şu cevabı verdim: ‘Bizim burada istediklerimiz, müstakil, medeni bir devlet olarak onun bütün şartlarını sağlamaktır. Bunu temin edelim, sulh olsun gelirsem size, istediğinizi yaparsınız.”

ONLARIN ÜMİDİ

Nazmi Kal, “Bu sözleri söylerken güvendikleri neydi?” diye soruyor. İnönü’nün cevabı şöyle oldu:

“Güvendikleri bunlar (devrimler) yapılmayacaktır. Türkiye içinden birçok keşmekeşlere girecektir. Bu karışıklıklar içinde adalet müşavirleri, kabotaj hakkının ancak iki sene sürmesi, özetle kapitülasyonlara ait diğer meseleler fiilen kendi kendine sürüklenip giderek eski rejim iade olunacak diye düşünüyorlardı. Bu ümit sonuna kadar onlarda yaşadı. Ama bu benim zihnimde daimi bir tehlike olarak belirdi,  yaşadı, taze bir halde durdu ve ben onu düşünerek idareye geçtim.

ÇÖKÜNTÜYÜ GÖRDÜM

Ondan sonra büyük hata, ‘İsmet Paşa hep Lozan kafası ile idare ediyor. Halbuki dünya değişti’ diyerek gelişi güzel mali politika ile her türlü gedik açılmıştır. Asıl hata burada olmuştur.

Biz tabiatı ile Osmanlı İmparatorluğu’ndan bir gram altın almadık. 1950’de iktidarı bıraktığımız zaman Merkez Bankası’nın elinde Türkiye’nin hiçbir zaman görmediği miktarda bir altın hazinesi var idi. 122 ton altın bıraktık. Her şey değişti. Lozan Muahedesi’nin neticeleri, sıkıntıları, o zaman için yenilecek büyük güçlüklerini gördükten sonra Türkiye’nin geçmişte nasıl sıkıntılarla adım adım çöküntüye gittiğini canlı olarak yaşamak hiç unutamayacağım bir ders olarak bugün de üzerimde tesirini yapar.”

LOZAN, KIYMETİNİ KORUYOR

İnönü, Nazmi Kal,  50 yılında da Lozan’ı nasıl değerlendirildiğini de önceki bir röportajında sormuştu. O soruyu İnönü şöyle cevaplandırmış:

“Lozan’a ait şikayetler yapılmıştır ama Lozan Anlaşması 50 seneye yakın bir süredir her gün kıymetini yenileyerek önemini korumaktadır. Birinci Dünya savaşından sonra yapılan barış anlaşmalarının hiç biri doğru dürüst 20 sene yaşamamış hatta tamamlanamamıştır. Dahası 2. Dünya savaşının anlaşmalarından hiç biri ayakta değil. Lozan Anlaşması dün imza edilmiş gibi devletimizin politikasındaki yerini korumaktadır.”

CELAL BAYAR’IN SÖZLERİ

Lozan ile ilgili  3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’la 1980 yılında yaptığı TRT’de yayınlanan röportajını da hatırlatan Nazmi Kal, Bayar’ın da Türk heyetinde o dönem bulunduğunu hatırlattı, kendisine “Lozan, başarı mı, hezimet mi?” sorusunu yöneltti. Celal Bayar bu soruya şu karşılığı verdi:

“Lozan’da daha fazla ısrar edemezdik. Zaferimizin tehlikeye girmesi ihtimali vardı.”

Son yıllarda, Lozan’ı tartışmaya açanlardan “Hezimat” diyenler var. Lozan görüşmelerine katılan İsmet İnönü ve Celal Bayar’la röportajlar yapan, “Atatürk’ten Duymadığınız Anılar” kitabının da yazarı olan Nazmi Kal ise şöyle değerlendiriyor:

HAYALLERİNİ YIKTI

“Lozan anlaşmasını tartışmaya açmak Atatürk’ün kurduğu laik, çağdaş, demokratik Türkiye’nin temel taşlarını oynatmak ve şeriat devletine kapı aralamaktır. Her Türk insanı  Lozan Anlaşmasını yapanlara minnet ve saygı duymalıdır.

Dün ve Bu gün ‘Keşke Yunan galip gelseydi’ diyecek kadar Kurtuluş Savaşı’nın önemini  küçümseyen, çağdaş, modern, laik Türkiye Cumhuriyeti’ni hiçbir zaman içlerine sindiremeyen padişah, hilafet ve şeriat yanlıları, karşı oldukları bu yönetimin  temelini atan Lozan Anlaşması’na karşı çıkmaları çok normal. Çünkü Lozan onların hayallerini yıktı.”

İsmet İnönü, Celal Bayar’ın sözleri, Nazmi Kal’ın yorumundan sonra ne diyebiliriz?