İYİ Parti’nin kısa sürede teşkilatlarını kurmasında, kongrelerini yapmasında Teşkilat Başkanı Koray Aydın’ın emeği büyüktür. Genel Başkan Meral Akşener, il ve ilçelerde esnafı ziyaret edip onları dinlerken durumun AKP açısından bu kadar kötüleşeceğini belki tahmin etmiyordu.

Cumhurbaşkanının ilk turda seçilebilmesi için oyların yüzde 50 artı 1’ini, yani oyların yarıdan bir fazlasını alması gerekiyor. Seçimin ikinci tura kalması durumunda, iki adaydan en yüksek oyu alan Cumhurbaşkanı seçilecek. Seçime muhalefet partilerinin genel başkanlarının katılması halinde, birinci turda Recep Tayyip Erdoğan’ın seçilemeyeceği, ikinci turda ise kaybedeceğine ilişkin değerlendirmeler yapılıyor. İşte, Erdoğan birinci turda seçimi kazanmak için yüzde 50 oranını düşürmek istiyor. Siyasetin önemli tartışması SÖZCÜ yazarı arkadaşımız Aytunç Erkin’in, eski bakanlardan Cemil Çiçek’le yaptığı röportajdan sonra alevlendi.



PARTİ DEVLETİNE DOĞRU

Anayasa değişikliği sırasında Cumhurbaşkanı seçilebilmek için yüzde 50 artı 1 konusu enine boyuna tartışılmıştı. AKP, bunu canla-başla desteklemişti. Yüzde 50 artı 1’in ne anlama geldiğine ilişkin söylenmedik söz de kalmamıştı. Peki şimdi ne oluyor? Bu konuyu İYİ Parti Teşkilat Başkanı Koray Aydın’a sordum. İşte Aydın’ın cevapları:

“Cumhurbaşkanı seçiminde yüzde 50 artı 1 demokrasi açısından milleti bir arada tutan bir oran ama öyle bir dönem oluştu ki, getirilen sistem dünyada hiçbir yerde olmayan tek adam düzeni oldu.  Yani parlamentonun bütün yetkileri ellerinden alındı, denetim mekanizmaları ortadan kaldırıldı, şu anda yaptıklarıyla ilgili denetim yapabilen bir kurum yok. Böyle bir çürümüş sistem içindeyiz. Bu çürümüş sistemin evrileceği yer de ‘Parti Devleti’dir. Türkiye’nin böyle bir yola girdiğini zaten herkes görüyor ve kabul ediyor. Bana göre yüzde 50 artı 1 tartışılacak bir konu olmaktan bile çıktı.”

HALK DAYAĞI

Bu durumda ne yapılması gerekiyor. Koray Aydın’ın bu konuda görüşü şöyle: “Şimdi halktan dayak yiyeceğini anlayan siyasal bir iktidar var. Halk cezalandıracak. Bence AKP açısından sonuç yapılan anketlerdeki oranlardan daha da vahim olacağıdır. Bunu öyle gözlemliyorum. Dolayısıyla onların da artık bu durumun farkına vardığını düşünüyorum. İktidarı elinden kaçıranların, yüzde 50 artı 1’i şimdi yeni ataklar yapacağı bir olay olarak görüyorum ve ciddiye almıyorum.”

Peki, yüzde 50 artı 1 olan ilk turda seçilme oranı değiştirilebilir mi? AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ne yapmak istiyor? Bu konuda ısrarcı olmasının nedenini Koray Aydın şöyle yorumluyor:

“Önce partileri yoklayacaklar. Oradan aldıkları havaya göre de girişimde bulunacaklar. Şu an bizim partimizde bu konu görüşülmüyor ve bu konuda şu an oluşmuş bir fikrimiz yok.  Çünkü biz kararları istişareyle alıyoruz. Şu an itibarıyla fikrimiz şudur diyemem. Ama ‘50 artı1 den vazgeçiyorum’ demek ‘Ben seçimi kaybediyorum ne olur bana yardımcı olun’ demek oluyor.”

ÇILGINLIK SENDROMU

AKP Genel Başkanı, konuşmalarında İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e “Ahlak yoksunu” bile dedi. Akşener cevap verdi. Bunu Koray Aydın’a sordum. Cevabı şöyle oldu:

“Erdoğan’ın, genel başkanımıza yönelik saldırılarını ben şöyle değerlendiriyorum: Artık benim rakibim Meral Akşener ve onun partisi. Dolayısıyla oy geçirgenliğini kazanmasının getirdiği çılgınlık sendromu yaşadığını düşünüyorum. Çünkü şu an partimize, AKP’den muazzam bir akış var. Bunun giderek artarak devam edeceğine eminim. Çünkü bu akışın en çok muhatap olduğu kişi Teşkilat Başkanı olmam nedeniyle benim. Gözlemlerim bu yönde.

Bütün illerden muazzam bir talep var. Bu durum Doğu ve Güneydoğu illerimiz için de geçerli. Bu geçişleri kontrol edememesi, yaptığı bütün hamlelerin boşa çıkması, teşkilatını bir türlü ayağa kaldıramaması, kitlesini bir türlü motive edememesi böylece bütün argümanları kullanmasına rağmen havayı istediği şekle döndürememesinin getirdiği bir ıstırap içinde.”

KORKU İKLİMİNİ YIKTIK

Koray Aydın, “Sayın Erdoğan’ı tanıyoruz. Tek silahı saldırmak, tehdit etmek, korkutmaya çalışmak” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugüne kadar bizi tehdit etmediği konu kalmadı. Biz de geri adım atmak değil sürekli karşılık olarak ileriye adım atarak cevap verdik. Dolayısıyla o alanda, onun için sınanmış, denenmiş, karşısında dipdiri duran, tehditlere boyun eğmeyen, tam tersine daha da bilenip sahada olan, çalışmasını arttıran bir parti var. Zaten İYİ Parti’nin bu duruşunun Türk siyasetine çok şey kattığını düşünüyorum.

Korku iklimini yıktık. Genel başkanımıza ‘seni hapse atacağım’ demedi mi? En son Rize’de ‘Bunlar senin iyi günlerin’ demedi mi? ‘Trabzon’a bile giremezsin’ demedi mi? Biz ne yaptık, konuşmasının ertesi haftasında Trabzon’a gittik. Bütün sözlerini boşluğa çıkardık. ‘Senden korkmuyorum’ diyen bir siyasi partinin liderine şimdi çıkıp en son tehdit dili kullanmasını yadırgıyorum. Halbuki bundan bir sonuç alamayacağını öğrenmiş olması gerekirdi. Tehditler bize vız gelir.”

Siyaset giderek sertleşiyor, kabalaşıyor. Açıkçası bazı açıklamalardan sonra liderlerin il ve ilçelere gidişlerinde de olaylar da beklenmiyor değil...


Siyaset bunları da yapıyor


Osmaniye’nin Düziçi ilçesine bağlı Yarbaşı Beldesi’nin nüfusu yaklaşık 4 bin civarında. CHP’li Belediye Başkanı Mustafa Kaynar göreve başlayıncaya kadar bu beldenin adını duymamıştım. Başkan Kaynar, Ankara’ya geldiğinde gazetemizi ziyaret etmiş, yaptıklarını, yapmak istediklerini anlatmıştı.

En çok ilgi çeken ise öğrencilere burs verilmesi konusuydu. Bir öğrenciye burs verebilmek için 10 adet zeytin fidanı dikilmesi gerekiyordu. 10 fidan, 5 yıl sonra bir öğrenciye bursunu rahat rahat karşılayacaktı. Belediye, kendi olanaklarıyla fidan dikmeye başlamıştı. Ama destek gerekiyordu.

DESTEK YAĞDI

İnsanımızın gönlü boldur. Hele konu eğitim, burs, yoksul çocuklara yardım olunca herkes gönlünden kopan desteği sunuyor. Başkandan Yarbaşı Kooperatifi’nin hesap numarasını öğrendiğimde, ilk destekte bulunanlardan birisi de ben ve kamu görevlisi olan kızım oldu. Sonra, hesap numarasını yazdığımda yurdun değişik yörelerinden destekler ulaştı.

Bugün Yarbaşı beldesinde rahmetli babamın, annemin, ağabeyimin adına dikili zeytin fidanları var. Hepsinin de sembolik tapuları bende. Yani yardımınız karşılığında size hangi bahçenin kaçıncı sırasında zeytin fidanınız olduğunu da biliyorsunuz. Bu çalışmayı çocuklarımız için seve seve destekleyeceğim. Sizin de dikili zeytin fidanınız olsun, sizin de o zeytinlerden elde edilecek gelirle çocukların eğitimine katkınız bulunsun. (Ayrıntılı bilgiyi Belediye Başkanı Mustafa Kaynar’ın 0532 6658338, Sınırlı Sorumlu Yarbaşı Beldesi Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin 0541 7973005 numaralı telefonlarından öğrenebilirsiniz.) İkna olursanız, başkan ya da kooperatifin IBAN hesabını alabilir, gönlünüzden kopan bağışı yapabilirsiniz.

SU AKAR, YARBAŞI BAKAR

Kısıtlı olanaklarına rağmen Yarbaşı Belediye Başkanı Mustafa Kaynar beldesi için gayret ediyor. Beldede halen kuyu suyu kullanılıyor. Elektrik giderleri de fazla. Oysa, az ileride dereye akan içme suyu var. Bunun beldeye taşınması için su borusuna ihtiyaç var. Başkan boru için İller Bankası’na başvurdu. Yaklaşık 490 bin lira tutarında boruya ihtiyaç duyulduğu hesaplandı.

Konu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bildirildi. Oradaki görevliler “AKP’li milletvekilinin referansına” ihtiyaç duyulduğunu bildikleri için “Başkan, boru verilmesi için milletvekilinden referans getir” dedi. AKP’li milletvekili anlatılanlara göre, “1 metre bile boru vermeyin” demiş. Başkan çok üzüldü, “O borulardan zemzem suyu akacağını bilsem bile o milletvekilinden istemem. Şimdi o suyu beldemize taşıyacak boru bulma telaşındayım” diyor.

YA, ATM EZİYETİ

Hemen bütün beldelerde Ziraat Bankası ve ATM’leri var. Emeklisi çok olan Yarbaşı’nda da bir ATM vardı. İnsanlar istedikleri zaman paralarını bankaya gitmeden çekiyordu. Bu yıllardır böyleydi.

Ne mi oldu? Yarbaşı Belediye Başkanı Mustafa Kaynar, ATM’nin bulunduğu yerde düzenleme yaparken, ATM’nin geçici olarak yerinin değiştirilmesini istedi. Banka yetkilileri de, “Siz çalışmanızı bitirene kadar biz ATM’yi daha güvenli bir yere götürelim. İşiniz bitince de gelip aynı yere yerleştiririz” dediler.

Otobüs terminali çalışması tamamlandı. Sıra ATM’nin yerleştirilmesine geldi. Başkan, banka yetkililerine gitti, “ATM’nin yerine konulmasını” rica etti. Ancak, kendisine verilen cevap, “Siz bir milletvekilinden referans getirin” oldu. Başkan çok üzüldü. Bu konuda üç kez banka müdürlüğüne dilekçe yazdı ama değişen bir şey olmadı. Beldenin üç muhtarı ATM için bankaya dilekçe yazdı. Yine değişen bir şey yok. Vatandaşlar toplu ve ferdi dilekçeler verdi ama yine ATM yerine konulmadı.

Şimdi beldede, “CHP geldi ATM gitti” diyorlar. Orada bulunan insanlara bu kadar eziyet etmeye kimin hakkı var? Eğer, iddia edildiği gibi AKP Milletvekili bu çalışmaları engelliyorsa yazık. Engellemiyorsa, hemşerilerinin daha temiz ve sağlıklı su içebilmeleri için boru alınmasında da,  paralarını çekebilmeleri için ATM’nin de bir an önce yerine konulması için de uğraşmalı, sonuç almalı.

Bir beldeden, siyasetin neler yaptığına ilişkin iki örnek verdim. Daha yetmez mi?

--------------

ATLAS YARDIM DERNEĞİ

Atlas Yardım Derneği İstanbul’da günde 250 aileye yemek dağıtıyor. Yemek malzemelerini hayırseverler gönderiyor, gönüllü hanımlar da onları pişiriyor. Ancak hayat pahalılığı arttıkça yemek yardımı isteyenlerin sayısı da artıyor. Sizin de yardımınız olursa Atlas Yardım Derneği’yle 0555 7228189 numaralı telefonla bağlantı kurabilirsiniz.

Yoksul insanları kara kışa hazırlamaya çalışan dernek, tamamen bağışlarla, gönüllülerle ayakta duruyor. İnançlı, halka hizmet için hevesli kadro, zor durumdaki esnafın bile imdadına yetişiyor.

Atlas Yardım Derneği, Ankara Yenimahalle Ragıp Tüzün Parkı’nda kooperatiflerin ürünlerini satmasına aracı oldu. Atlas Yardım Derneği Başkanı Ferda Altıntaş’ı da, Olcay Kete’yi de, CHP Milletvekili Ali Keven’i de, Çayıralan Belediye Başkanı Ömer Codar’ı da hemşeri kooperatiflerin başında gördüm. Kooperatif ürünleri 24 Kasım’a kadar satışta.