14 Ağustos 1974, saat 06.00’da “Zafer” kod adı ile Kıbrıs’ta Türk askeri taarruza başladı. Üsteğmen İzzettin Çopur da Lefkoşa-Meriç köyü istikametinde ilerleyişi roketatarlı ve geri tepmesiz topla engellenmeye çalışıyordu. Harekat alanı adeta cehenneme çevrilmişti.

Düşman tarafından, telsizlere elektronik karıştırma yapılıyor, Türkçe olarak “Mehmet, gitme; dön, öleceksin. Sana, anne ve babana yazık olur” diye psikolojik harekat uygulanıyordu.

SEVİNÇ GÖSTERİSİ

Sanayi bölgesinden çıkılmaya çalışılırken, Rumları’n roketatarlı saldırısı sırasında tank kuleden vuruldu. Teğmen Hüseyin Akar ile Çavuş Celal Kahraman şehit edildi. Üsteğmen İzzettin Çopur gözyaşlarını hakim olamıyordu. Harekat devam ediyordu. Meriç köyüne geldiklerinde köy halkı ellerinde yiyeceklerle tankların ve kariyerlerin önüne atılıyor, Türk askerine minnet duygularını ifade ediyordu.

15 Ağustos saat 09.00’da Mağusa istikametinde ilerleyiş başladı. Mağusa’ya yaklaştıkça düşman ateşi yoğunlaşıyordu. Hava Kuvvetlerimiz direnen düşman silah ve mevzilerini müthiş manevrayla bombalıyor, askerin önünü açarak harekâtı kolaylaştırıyor, taarruz eden birliklerimize de moral ve güç veriyordu.

ÖLÜMDEN DÖNDÜĞÜ AN

Mağusa’ya yaklaşık bir kilometre kalmıştı. Üsteğmen İzzettin Çopur, bir ara keşif için harita ve dürbünle tanktan indiğinde, Mağusa tarafından atılan havan ve tüfek mermilerinin hedefi haline geldi. Kendini son anda yere atabildi. İndiği tankın geri geri gelip siper olması sayesinde mutlak bir ölümden kurtuldu.

Mağusa’nın batı girişinde bir saate yakın süren yoğun top atışları sonunda harekât bölgesi sakinleşmişti. Şimdilik Mağusa’dan ateş gelmiyordu. Şehir girişe hazır hale getirilmişti. 15 Ağustos 1974 günü saat 18.30’da Mağusa Kalesi ele geçirildi. Mağusa Kalesi içerisinde bir aya yakın mahsur kalan 10 bine yakın Kıbrıs Türkü kurtarılmıştı.

HER AN PUSUYA DÜŞEBİLİRLERDİ

16 Ağustos 1974 günü saat 08.30’dan itibaren en önde İzzettin Çopur’un komuta ettiği 2’nci Tank Bölük Timi Mağusa’nın güneyindeki sahil tarafına ilerliyordu. Üsteğmen Çopur, o günü şöyle anlatıyor:

“Elimde sadece hareket sırasında dağıtılan ve halen muhafaza ettiğim bir harita vardı. Gösteri ve Tatbikat Alayı ve Tank Taburu ile irtibatım intikalden bir müddet sonra kesilmişti. 17 Tank ve 14 adet Zırhlı Personel Taşıyıcı (Kariyer) ile birlikte ilerlemeyi sürdürüyordum. En öndeki tankta idim ve haritaya bakarak istikametimi, dolaysıyla Agememnon bölgesini bulmaya çalışıyordum. Bindiğim tankın şoförüne haritadaki tespitime göre yön ve istikamet veriyordum. Diğer tanklar ve kariyerler beni takip ediyordu.

Geçtiğimiz arazinin bitki örtüsü tanklara karşı büyük tehlike teşkil ediyordu. Her an pusuya düşebilir, düşmanın yakın mesafeden el bombaları ile roketatar ve geri tepmesiz topların ateşlerine maruz kalabilirdik. Onun için dikkatli ve ihtiyatlı hareket ediyorduk. Sonunda verilen görevi şehitler pahasına başarıyla yerine getirmiştik.”

BAĞLANTI KESİLMİŞTİ

Bölgeye gelir gelmez ilk iş olarak düşmanın, deniz, kara ve hava saldırılarına karşı süratle tankları, kariyerleri yayıp çepeçevre emniyet tedbirleri alındı. Tank bölüğünün dışında Gösteri Tatbikat Alayı’na ait başka birlik yoktu. Daha da kötüsü üst komutanlıkla telli veya telsiz irtibatı da kurulamıyordu. Üsteğmen İzzetin Çopur adeta tek başına kalmıştı.  Bölgeye geldikten kısa bir süre sonra bulundukları yere yaklaşık bir km mesafede düşman havan mevzilerini tesis etmişti. Tanklar, bu tehlikeli girişimi bertaraf etti.

62 saat süren İkinci Kıbrıs Barış Harekâtı, “Ateşkes”in 17 Ağustos 1974’te yürürlüğe konmasıyla son bulmuş ve birlikler, Türkler ile Rumlar’ı birbirinden ayıran bugünkü hudut hattında savunmaya geçmişlerdi.

GANİMET PEŞİNDE KOŞANLAR

Üsteğmen İzzettin Çopur, 1975 yılının şubat ayında yurda döndü. Gördüğü aksaklıkları şöyle aktardı:

-Bu harekâtta telli ve telsiz muhabere cihazlarının yetersizliğinden emir ve komuta zinciri zaman zaman zafiyete uğradı.

-Yerleşmiş bir birliğin personeli alınıp başka bir birliğe görevlendirilmesi, personeli alınan o birliğe kritik görev verilmesi zafiyet yarattı.

-Muharebe sırasında “atış disiplinli” üzerinde hassasiyetle durulmalı, korku ve heyecanla bilinçsizce hedeflere atış yapılmaması için barış zamanında eğitime önem verilmeli.

-Ganimet peşine düşmenin büyük bir disiplinsizlik örneği olduğunun üzerinde önemle durulmalı, bu konuda sert önlemler alınmalı.

-Muharebede şehit ve yaralılar ile esirlere kimler tarafından ne işlem yapılacağı barış zamanında tatbiki olarak öğretilmeli.

Kıbrıs Barış Harekatı’ndan çok büyük dersler çıkarıldı, devlet-millet işbirliğiyle özellikle teknik alanda önemli mesafeler alındı. 47 yıl önce Ada’ya barış ve özgürlük götüren dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, yardımcısı Necmettin Erbakan TSK’nın her kademesinde görevli olanları, şehitlerimizi minnetle, şükranla anıyoruz.