82 yaşındaki ünlü iş insanı Deniz Durmay, 2014 yılında bakım yükümlülüğünü üstlenen kendisinden 25 yaş küçük Zeynep Gülsüm Bingöllü’yle evlendi. Evlilikten sonra Deniz Durmay, aralarında fabrika, bazı işyerleri ve taşınmazlarının da bulunduğu mal varlığının yaklaşık 69 milyon TL’lik kısmını elden çıkardı.

Önceki eşinden olan kızları Zeynep, Esen, Dilek Durmay,  babaları Deniz Durmay’ın akıl hastalığı ve kötü yönetim (Müsriflik) nedeniyle kısıtlanmasını talep etti. Yani kısıtlanıp kendisine vasi tayin edilmesini istediler.

“AKIL SAĞLIĞI YERİNDE”

Beykoz 1. Sulh Hukuk Mahkemesi, Deniz Durmay’ın akıl hastası olup olmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu’ndan rapor istedi. Adli Tıp 4. İhtisas Kurulu, 6 Kasım 2020 tarihli raporunda, Deniz Durmay’ın akıl sağlığının yerinde olduğunu belirtti, kendisine vasi ya da yasal danışman atanmasına gerek olmadığına karar verdi.

Aynı mahkeme, Durmay’ın akıl hastalığı ve müsrifliği sebebiyle kısıtlanmasına yer olmadığına hükmetti. Yargıtay  8. Hukuk Dairesi de, başkanın muhalefetine rağmen 26 Mayıs 2021 tarihinde mahkeme kararını onadı ve böylece karar kesinleşti..

PEKER GÜNDEME GETİRDİ

Hakkında yakalama kararı çıkarılan ve halen Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) bulunduğu belirtilen Sedat Peker, 7 Ağustos 2020 tarihli twetter mesajında, Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Üyesi Prof. Dr. Burhan Kuzu’nun adli ve bürokratik mekanizmalarda ki bazı yazışmalarına  yer verdi. Bunlar arasında Deniz Durmay’ın adı sıkça geçti.

Peker, mesajlarında, Burhan Kuzu ile kim olduğu anlaşılmayan bir kişi arasındaki yazışmaların ekran görüntüsünü de paylaştı. Bu yazışmalarda, iletiyi gönderen kişi, Burhan Kuzu’ya, Beykoz 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’ndeki Deniz Durmay ile ilgili dosya numarası bildirdi,  “Dosya halen Adli Tıp 4. İhtisas Kurulu’nda. Hocam, Adli Tıp Kurumu’nda tanıdık birisi var mı? Milyoner bir amcamızın Pazartesi günü oradan sağlam raporu alması lazım. Gerekli her türlü ödemeyi yapacak” dedi.

“Gerekli her türlü ödemeyi yapacak” ne demek? Anlaşılan, “Siz ona sağlam raporu alın, bunun için ne kadar para verilmesi gerekiyorsa ödeyelim” denilmiyor mu? Artık bu sözü başkası nasıl değerlendirir bilemem.  Rapor “Sağlamdır” diye alındı. Ancak birilerine ödeme yapılıp yapılmadığını ancak olayın içinde olanlar bilir.



PEKER, HAREKETE GEÇİRDİ

Peker’in bu paylaşımı üzerine Deniz Durmay’ın önceki eşinden olan kızları Zeynep, Esen ve Dilek,  babaları hakkında Adli Tıp Kurumu’ndan alınan “Akıl sağlığı yerindedir” raporu ve mahkeme tarafından verilen karar hakkında şüpheye düştüler. Ancak bir adım atmadılar.

Sedat Peker, Burhan Kuzu aracılığıyla sağlam raporunun para karşılığı alındığı iddiasını içeren paylaşımını, üç kardeşi harekete geçirdi ve kendilerinin de duyduklarını doğrulayacak iddiaları Peker’in yazışmalarından da öğrenmiş oldular.

Kızlarının bulduğu başka bir ayrıntı ise şöyle: Deniz Durmay’a, 2015 ve 2020 yıllarında “Akıl sağlığı yerindedir” raporlarında imzası bulunan Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu Başkan Vekili  Alaattin Duran’ın, yönetim kurulunda bulunduğu Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Vakfı’na, 2017 yılında, Deniz Durmay’ın eşi Zeynep Gülsüm Bingöllü Durmay’ın avukat olan kızı  S.K’nin yükle miktarda bağış yaptığına ilişkin haber Anadolu Ajansı tarafından fotoğraflı olarak abonelerine servis edildi. Kuşkusuz bu haberle kimse suçlanamaz. Bağış yapan S.K’nın o bağışı ne amaçla yaptığı da açıklama yaparsa öğrenilir.

NECDET ULUCAN DEVREDE

Bu arada ilginç bir gelişme daha yaşanıyor. Deniz Durmay’ın mal varlığı üzerinde mahkemece verilen tedbir kararı bulunduğu sırada, bu kişinin Bodrum-Gündoğan mahallesinde bulunan 28 milyon lira değerindeki arsası, 9 milyon 800 bin Tl karşılığında Necdet Ulucan’a satış vaadinde bulundu.

Deniz Durmay,  geçmişte “Baba” olarak bilinen iş insanı Necdet Ulucan’a ayrıca  700 bin dolar borçlandı. Bu borç nedeniyle Necdet Ulucan, Bodrum 1. İcra Dairesi’nin 2021/22  esas sayılı dosyası üzerinden Deniz Durmay’ın mal varlığı üzerine haciz koydurdu.

RÜŞVET SUÇLAMASI

Durmay’ın kızlarından Zeynep Durmay, gelişmeler üzerine eski CHP Milletvekili İlhan Cihaner ile eski Yargıtay Üyesi Mustafa Ateş’e avukatlık vekaleti verdi. Cihaner ve Ateş, ünlü iş insanı Deniz Durmay hakkında “Akıl sağlığı yerindedir” raporu veren Adli Tıp 4. İhtisas Dairesi Üyeleri ile Deniz Durmay’ın eşi Zeynep Gülsüm Bingöllü Durmay ile öz kızı S. K hakkında “Görevi kötüye kullanma, rüşvet almak-vermek,  resmi belgede sahtecilik” suçlamasıyla Bakırköy C. Başsavcılığı’na 5 Ekim 2021’de suç duyurusunda bulundu.

İki avukat, Deniz Durmay’ın kısıtlanması ve kendisine vasi tayin edilmesine ilişkin davanın yeniden görülmesi için Beykoz 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurdu ve yargılamanın iadesini,  dava sonuçlanıncaya kadar Deniz Durmay’ın mal varlığı üzerine  tedbir konulmasını, geçici olarak kısıtlanmasını talep ettiler.

Avukatlar, Adli Tıp Kurumu’nun iki kez verdiği “Sağlam raporu”yla ilgili önemli iddiada bulunsa da,  bunun gerçek olup olmadığı ancak soruşturma sonucu ortaya çıkacaktır.

DANIŞMANI DA TANIK

Burhan Kuzu’nun daha önce danışmanlığı görevinde bulunan Sinan Çiftçi’de, meslektaşımız Şaban Sevinç’e önemli açıklamalar yapmıştı.  Deniz Durmay iddialarıyla ilgili davayı açan avukatlar İlhan Cihaner ve Mustafa Ateş, hem iddiaları belgelerle gündemle getiren Sedat Peker’i, hem de Sinan Çiftçi’yi tanık olarak gösterdi. Peker’in hiçbir iddiasına bugüne kadar C. Savcılıkları tarafından soruşturma açılmamıştı, aksine Peker hakkında soruşturmalar başlatılmıştı.

İşte, Peker’in gündeme getirdiği Deniz Durmay olayı ve rüşvet çarkıyla ilgili iddiası Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı, yargılamanın iadesi için de Beykoz 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne dava açtı. Bunlar, Peker’in iddialarıyla ilgili ilk soruşturma ve ilk dava oldu.


Karun nasıl zengin olmuş?


Mehmet Saraçlar’ın, tarihe, tarihteki ilginç olaylara inanılmaz bir düşkünlüğü var. Bunun için 400’den fazla kitap okudu, “Bu Kadınlar, Bu Adamlar Nasıl Başardılar” isimli kitabı yazdı. Kitabında, insanların başarı yolculuğunda başlarından geçen ilginç, en duyulmadık, insanı hayrete düşüren olağanüstü olayları, sıra dışı anıları bir araya getirmiş.

Kitap Atatürk’le başlıyor. Filozof Diyojen, Sokrates, Michelangelo, Napolyon, Turgut Özal’ı da ameliyat eden Dr. DeBakey, eski İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher, Madam Curie, Muhammed Ali, Cüneyt Arkın, Ferdinand Porsche, Ferruccio Lamborghini, Enzo Ferrari, Steve Jobs ve benzeri pek çok isimle devam ediyor. O zaman vakit kaybetmeyip Yade Yayınları’ndan, kitaptaki o ilginç olayları okuyalım:

NEHİRDE KOYUN POSTU

-Türkçemizde, bir deyim vardır “Karun kadar zengin” deriz. Karun dediğimiz adam aslında Lidya Kralı Krezus’dur. Yaşadığı dönemde bu kişi dünyanın en zengin adamı olmuş. Nasıl mı? Koyun postu sererek. Sabahları yüzlerce koyun postunu Manisa’daki Sart (Sardes) çayına serdirmiş, akşamları ise sapsarı altın tozları ile kaplanmış koyun postlarını toplatmış. “Sardes” altın dalgalarıyla akan ırmak demektir. Manisa’nın Bozdağlar’ından gelen alüvyonlar içindeki altın tozları koyun postları üzerindeki yünler üzerine yapışıp kalırmış.

-Amerikalı ünlü aktör Tom Cruise yoksul bir ailenin çocuğuydu. Yıllarca gazete dağıttı, kapıcılık, garsonluk, hamallık yaptı. Kazandığı paraları biriktirdi. Bu paraları tiyatro kursları için harcadı. Onun bir tek amacı vardı, aktör olmak. Oldu da. Rol aldığı filmler hep gişe rekoru kırdı ve milyonlarca dolar kazandı.

CÜNEYT ARKIN’I KÖPEĞİ KURTARDI

-Beyazperdemizin efsane aktörü Cüneyt Arkın daha 12 yaşındayken, Eskişehir’in 30 km. dışında hayvancılıkla uğraşan babasına yardım için yola çıkıyor, yanında da çok sevdiği köpeği var. Ancak yolda muazzam bir kar fırtınasına yakalanıyor, yolunu kaybediyor. Üstelik gece de oluyor. Yorgunluktan bitkin vaziyette kendini karlar üzerine bırakıyor, donmak üzereyken onu bulup kurtarıyorlar. Hemen köpeğini soruyor. “Kendini feda etti” diyorlar. Anlattıklarına göre sadık hayvan, onun üzerine yatarak Cüneyt Arkın’ın donmasını önlemiş ve hayatını kurtarmış. Ama kendisi donarak ölmüş.

-Mükemmeliyetçiydi Steve Jobs. İlk dizüstü bilgisayarı prototipini hiç beğenmedi. “Çok büyük, bunu küçültün” dediği zaman elektronik mühendisleri, “Daha fazla küçültemeyiz, içinde yer yok” dedi. Steve Jobs onların şaşkın bakışları altında, ilk dizüstü prototipini içinde Japon balıklarının yüzdüğü akvaryuma bırakıverdi ve onlara bilgisayardan çıkan hava kabarcıklarını gösterip, “Bakın işte bu hava kabarcıkları, içinde pek çok boşluk olduğunu gösteriyor, bunu küçültün” dedi. İşte günümüzde kullandığımız bilgisayarlar böyle küçültüldü.

DOKTORUN BULUŞU KURTARDI

-Yetişkin bir insanın kalbi bir günde tam 8 ton kan pompalar. Aort damarı ileri derecede hasarlı bir kalp hastası, ameliyatını yapması için Dr Debakey’den bizzat ricacı olmuş ve doktor da kabul etmişti. Ama tüm doktorlar ve hastane personeli, adama artık yaşayan bir ölü gözü ile bakıyordu. Çünkü o güne kadar henüz bu tür bir ameliyattan sağ çıkmış hasta yoktu. Doktor Debakey, aldığı sorumluluğun altında ezilmekteydi. Hayatını kendisine emanet etmiş olan bu hastayı kurtarmalıydı. İşte o an beyninde şimşekler çaktı, bir metre dakron kumaş aldı ve eve giderek, karısının dikiş makinesinde ustaca yaptığı yamayı, ameliyat esnasında hastanın aort damarına dikti ve hastanın hayatını kurtardı. Daha sonra bu yöntemi kullanarak pek çok hayat kurtarmaya devam etti. Çok ilginçtir, kendi aort damarında hasar oluşunca, kalp cerrahları Doktor Debakey’i de kendi yöntemini kullanarak kurtardı.

ÖKÜZLER GEÇİDİ

- İngiltere’ye 26 başbakan yetiştiren üniversite var, adı “Öküzler Geçidi.” Üniversitenin simgesi de öküz. Bu üniversitenin adı Oxford’dur. Ox, “Öküz”, ford ise “Geçit” demektir. Orada bulunan nehirden, öküzlerin karşı yakaya geçebildiği sığ bir geçiş yolunun var olması nedeniyle böyle bir isim konmuştu. Oxford adlı küçük bir İngiliz köyünde, nasıl oldu da dünyanın en itibarlı üniversitelerinden biri kuruldu.

Paris Üniversitesi’nde kavga çıkınca, rektöre kızan öfkeli öğretim üyeleri, yanlarına öğrencilerini de alarak İngiltere’nin Thames Nehri kıyısındaki “Oxford” köyüne yerleşti. 1096 yılında kurulan Oxford, bugün dünyanın en eski ikinci üniversitesi olarak kabul ediliyor.

Mehmet Saraçlar’ın raflarda yerini alan kitabında birbirinden ilginç öyküler tarihte geçiş yapıyor.