Suriye’yi bir dönem kasıp kavuran IŞİD’ciler halka yapmadık eziyet bırakmadı. Kameralar önünde kafa kesildi, işkencenin her türlüsü uygulandı. Örgütün kaçırıp kamplarda topladığı kişilerin kurtarılması için büyük paralar ödendi. O süreçte örgütün elinden para karşılığı kurtarılan binlerce kişi oldu. IŞİD bitti, yerini alan terör örgütü de benzer yolda ilerliyor. Yani, komşumuzda değişen bir şey yok.  Yine “İnsan pazarı” kurulmuş, yine parası olanın esaretten kurtulması mümkün oluyor.

ABD destekli terör örgütünün “İnsan pazarı”nın merkezi, Haseki’deki Al Hol kampı. 62 bin kişinin tutulduğu kampa giriş-çıkış yasak. Yani açık bir cezaevi. Al Hol kampında bulunanların yüzde 80’ini kadın ve çocuklar oluşturuyor. Kampta tutulanların yüzde 45’ini Iraklı, yüzde 40’nı Suriyeliler, kalan yüzde 15’ini Asya, Avrupa ve Afrika’dan gelenler oluşturuyor. Savaşçı olarak gelenlerin önemli bir bölümü beraberinde eş ve çocuklarını da getirmişti.

11 BİN MİLİTAN

Al Hol kampında terör örgütü IŞİD saflarında yer almış 2 bini Suriyeli,  bin 600’ü Iraklı, bin 700’ü milliyeti bilinen ve 2 bin 500’ü bilinmeyen yabancı terörist ve bunların yanı sıra örgüt sempatizanı olmak üzere 11 bin militan tutuluyor.  Araştırdığımızda 57 ülkenin vatandaşının bulunduğunu öğreniyoruz. Asya, Avrupa ve Kuzey Afrika ülkelerinden gelenlerin önemli bir yer tuttuğu belirtiliyor.

Binlerce insanın yaşadığı Al Hol kampındaki güvenlik sıkıntıları ve olumsuz yaşam koşulları giderek ağırlaşıyor.  Örneğin bu yılın ilk iki ayında 20’den fazla cinayet işlendi. Geçen yıl da 33 cinayet işlenmişti. Kampta kimsenin can güvenliği yok. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, gardiyan sayısı 2019 yılında yaklaşık bin 500 iken, bu sayı 400’ün altına indi. Korona sürecinde kampta hiç önlem alınamadığı da Suriye makamları tarafından sıkça dillendiriliyor.

DOLARI BASTIRINCA

IŞİD, terör eylemlerini hızlandırdığı tarihlerde elindeki rehineleri binlerce dolar karşılığı serbest bırakıyordu. Şimdi, Al Hol kampından rüşvet karşılığı adam kaçırmanın bedeli 3 bin ila 4 bin dolar arasında değişiyor. Eğer pazarlık güçlü ise “Aile indirimi” bile yapılıyor.

Yakınlarının Al Hol kampında tutulduğunu öğrenenler, onları kurtarmak için aracılarla kurtarma işine başlıyor. Başta Batı ülkeleri olmak üzere, yabancıları ise terör yapısının temsilcileri ile temas kurma, sözde meşruiyet elde etme ve uluslararası arenada destek ile siyasi taviz karşılığı bırakıyor. Elbette bu salıvermelerde de örgüt para alıyor.

YPG temsilcilerinden vatandaşlarını almak için gelen üçüncü ülke temsilcileri, fotoğraf vermek zorunda. Örgüt, elinde tutuğu IŞİD’lilerin salınması sürecini bir propaganda aracı olarak da kullanıyor. Ödeme yapılırsa IŞİD’li olup olmadığına bakılmadan terörist olsun, kadın, çocuk olsun bırakılıyor. Yani, önemli olan doları bastırmasıdır.

DEVLETLER İSTEKSİZ

Başta Avrupa Birliği (AB) ülkeleri olmak üzere Batılılar kampta tutulan vatandaşlarını kurtarma konusunda isteksiz. Bunları sahiplenmiyorlar. Eğer kendi ülkelerinde vatandaşlarından biri mahkemeye başvurursa, örgütün elinde bulunan kişinin akrabası bu akrabalık bağını kanıtlarsa mecburen geri almak için (Sadece çocukları) örgütle temas kuruyor. Çocuklar dışında diğer vatandaşlarıyla uğraşmıyor.

Bazı Batı ülkeleri, kampta olduğunu bildiği vatandaşlarını vatandaşlıktan çıkararak “IŞİD’li vatandaş” durumundan kurtulma yolunu seçiyor. BM özel raporları incelendiğinde ülke adları belirtilerek, bu durum eleştirildi. İsveç Dışişleri Bakanı, soru önergesine verdiği cevapta, “IŞİD’e katılanları geri alma gibi bir mecburiyetleri olmadığını” belirtti.

TÜRK VATANDAŞLARI

Terör örgütünün kampta tuttuğu kişiler arasında Türkiye’den giden IŞİD’lilerin olduğu, hem de bunların sayısının hayli yüksek olduğu biliniyor. Terör örgütü, Türkiye’nin kendilerini muhatap almasını istiyor. Devletimizin, terör örgütünü muhatap alması da beklenmemeli. Suriye’deki gelişmeleri yakından izleyen Türkçe Konuşan Ülkeler Uluslararası Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Güngör Yavuzaslan’a Suriye ve Irak’tan da önemli bilgiler ulaşıyor. Yavuzaslan, Al Hol kampıyla ilgili olarak şu bilgileri aktardı:

“Bugün Suriye’de IŞİD terör örgütü elinde kalmış, sonra kamplara getirilen binlerce kadın ve çocuk var. Gelecekleri ya da ne olacakları hâlâ belirsizliğini koruyor. Bugün IŞİD’lilerin tecavüzleri sonrası dünyaya gelen binlerce çocuk var. Bazılarını, anneleri ya da yakınları terk etmiş durumda. Bunlar ileride rezerv terör elamanı olmaya aday.”

Dünya, yaşanan bu gerçekliğe karşı sağır ve kör olma politikasını sürdürüyor. Açıkçası IŞİD’in yaptıkları hatırlanınca, onlara yapılanlara da acıyan olmuyor ve o yüzden ülkeler de gelişmeler konusunda sessiz kalıyor. Doları olan, dolar bulan ancak canını kurtarıyor.