İçişleri Bakanı başkalarına sıfatlar takarken, organize suç örgütü kurmak ve yönetmekten dolayı hüküm giymiş olan Sedat Peker’de bakan için değişik sıfatlar kullanıyor. Bir İçişleri Bakanın düşürüldüğü durum Devletimiz için üzüntü vericidir.

Devletin bekasına ve milletin malına göz dikenlerle göze göz, dişe diş mücadele edecek kadrolar işbaşına gelmediği sürece ülkemiz çıkar amaçlı örgütlerin de insan kaçakçılığının da, uyuşturucunun da merkezi olur.  Siyaset, servet şöhret için değil, şan ve şeref için yapılır. Devlet, piyasa adamlarıyla değil, Devlet adamlarıyla yönetilir.

KİM BU BARONLAR?

Görüyoruz ki, gramı 238 dolar olan kokain, ülkemize tonlarca sokuluyor. Peki, bunların parasını kim ödüyor? Yurtdışından satın alınan bir malın bedeli ya satıcının ülkesinin liman tesliminde (FOB), ya da varış yerinde yani alıcının malı teslim aldığı ülke limanında (CİF) ödenir.  Varış ülkesi Türkiye olan 5 ton kokain transit geçişte Panama’da yakalandı.

Siz idari soruşturma açtırmasanız, konşimentosunu, alıcısını, acentasını Panama’dan istemezseniz olay kapanır gider. Gümrükte bulanamayan, sonra bir ihbar üzerine ikinci aramada yakalanan 600 kilo kokainin sahibi kim?  Kokainin milyarlarca lira değerindeki parasını kim ödüyor? Niçin ortaya çıkarılmıyor, niçin sessiz kalınıyor?

Bu kadar deli paraları ödeyenler, uyuşturucuyu Avrupa ülkelerine nasıl naklediyor? Anladık, daha önce Türkiye eroin naklinde köprü görevi yapıyordu. Ama, bugün durum daha farklı. Çok sınırlı miktarda kokain gelirken, bugün tonlardan söz edilmesi bile ürkütüyor. Biliyoruz ki etken maddesi fenetilin olan uyarıcı Captagon ya Türkiye’de üretiliyor ya da komşu ülkelerde üretilip Türkiye üzerinden Ortadoğu ülkelerine gönderiliyor. Son operasyon da bunu gösterdi. 

DANIŞMAN AÇIKLASIN

Sedat Peker’in gündeme getirdiği iddiaların gerçek olup olmadığını ortaya çıkarmak zor değil. Çünkü, bazı çevreler o kadar cesurca hareket ediyor ki, devamlı iz bırakıyor. Örneğin Silivri Emniyet Müdürü ile o gün en son kim, kaç kez konuştu, ne istendi neler söylendi ki bu kişi hiçbir not bırakmadan, kimseyi aramadan intihar etti.

Ali Faik Hacıoğlu, mali müşavir olan eniştesinin yanında çalışıyordu. AKP il yönetiminde de görevliydi. 2016 yılının Eylül ayında İçişleri Bakanın danışmanı oldu. Peker’in bu kişiyi gündeme getirmesinin bir nedeni olmalı. Onu da Hacıoğlu açıklamalı. Yoksa, bunlar hep gündemde kalacak, yakasından düşmeyecektir. Dün kendisine, “Açıklananların dışında, danışman olduktan sonra Beşirli mahallesinde inşaat malzemeleri satan işyerine ortaklığı olup olmadığını, bir yakını üzerine 5 servis aracının bulunup bulunmadığını, milyonluk aracından hiç değil şu günlerde çakarı çıkarıp çıkarmadığı” ve başka konuları soracaktım. Hacıoğlu sessiz kaldı.

SINAVA GİRMEDEN

28 Mart 2017’de, bu  köşede, “Torpilin daniskasını yapıyor” başlıklı yazıma konu isimlerden birisi de Sedat Peker’in, mal varlığıyla ilgili iddiaları gündeme taşıdığı Ali Faik Hacıoğlu idi. O gün yazdıklarımdan bir bölümünü aktarıyorum:

AKP Trabzon İl Yönetim Kurulu Üyesi Salih Çoban ve Ali Faik Hacıoğlu, AKP Gençlik Kolları İl Başkanı Erdem Sürmen, Gençlik Kolları il Başkan Yardımcısı Selahattin Aydınlı, sınavlara girmeden, KPSS için ter dökmeden, uykusuz kalmadan açıktan atama ile İçişleri Bakanlığı’nda bakan müşaviri olarak görev başlatıldı.

İçişleri Bakanı, “doldur-boşalt” yöntemini kullanıyor. Baktı ki sınavsız aldıklarının sayısı şişmiş, başka yerlere atanmasını sağlıyor. Örnek verelim: Trabzon AKP İl yönetim Kurulu Üyesi Salih Çoban şimdi hangi bakanlıkta? Ali Faik Hacıoğlu da kendisine danışman diyor ama kadrosu “Araştırmacı” olarak geçiyor.

Peker’in iddiaları doğrudur, değildir bunu ortaya koyacak olan Cumhuriyet savcılarıdır.  Susurluk olayında Devlet bütün kurumlarıyla işliyordu. Bugün, aynı şeyler söylenemiyor. Bu durum bazı kesimleri cesaretlendiriyor.

Temiz toplum için


Recep Sanal, İçişleri Bakanlığı’nda mülkiye başmüfettişliği, Süleyman Demirel ve Ahmet Necdet Sezer’in Cumhurbaşkanlığı döneminde Devlet Denetleme Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. Bir çok yolsuzluğu, çürümüşlüğü o ortaya çıkardı. Şu anda olup biteni sorduğumda şunları söyledi:

“Temiz devlet ve temiz toplum için yeni bir seçme/seçilme sistemi şart. Liyakatsizler devlete çökünce, devlet de toplumun üstüne çöker. Temiz Türkiye için temiz topluma, temiz toplum için  temiz devlete, temiz devlet için temiz devlet adamlarına, temiz devlet adamları için temiz hükümete, temiz hükümet için  temiz parlamentoya, temiz parlamento için temiz seçme/seçilme sistemine, temiz seçme/seçilme sistemi için temiz muhalefete ihtiyaç var.

Özetle: Kimseye diyet-minnet borcu olmayan bağımsız devlet adamlarını yetki sahibi yapacak temiz bir sistem istemenin tam zamanıdır. İtalya’da bağımsız siyasi hareket olan Beşyıldız hareketine ülkemizde de bağımsız bir Ayyıldız hareketinin konuşulma zamanıdır.