Merhum Başbakanlardan Turgut Özal hükümetleri döneminde Ekonomi Bakanı olarak yeni kurulan yerel ve uluslararası finans kurumlarında imzası olan Prof. Dr. Işın Çelebi,mülteci ve göçmen sorununa” küresel bir çözüm önerisi getiriyor.

1989 yılında Devlet Yatırım Bankası’nın kapatılarak ihracatı destekleyen Eximbank’ın kuruluşunu gerçekleştiren Çelebi’den, IMF ve Dünya Bankası kaynaklarıyla “Göçmen Bankası” kurulmasının adımlarını açıklayan bir mektup aldım.

Çelebi’nin SSCB’nin dağılmasıyla bağımsızlığını kazanan Türk Cumhuriyetleri ve Doğu Avrupa ekonomilerini desteklemek üzere kurulan EBRD’nin (Avrupa Yatırım Kalkınma Bankası) kuruluşunda da imzası vardı.

İklim krizi ve savaşlarla ortaya çıkan göç dalgasının yönetilebilmesi için küresel alanda bir “finans havuzu” kurulmasının mutlaklığı üzerinde duran Çelebi’nin görüşleri şöyle:

NEDEN GÖÇMEN BANKASI?

Dünya’da yaklaşık 275 milyon göçmen ve 80 milyon mülteci var. Bu mültecilerin sadece yüzde 15’i gelişmiş ülkelerde. Asıl sorun mülteciler konusunda. Onların yeni dünya düzenine ayak uydurması, topluma entegre olmaları için kaynak yaratılması, üretime katkıda bulunmalarının sağlanması çok önemlidir.

Bu anlamda eğitim ve sağlık sorunlarını çözecek, yeni iş imkanları yaratacak bir uzman kurumsallaşmaya ihtiyaç var. Bu durum “Göçmen Bankası”nın acil olarak kurulmasını gerekli kılıyor.

NASIL KAYNAK BULUNACAK?

1. IMF 190 ülkeye, 675 milyar dolar SDR (Özel Çekme Hakkı) kaynağını kullanıma açtı. Bunun 375 milyar doları gelişmiş ülkelere, 275 milyar doları gelişmekte olan ülkelere, 25 milyar doları az gelişmiş ülkelere tahsis ediliyor.


(Bu kaynağın 6.3 milyar doları Türkiye’ye tahsis edildi.)

Uluslararası Para Fonu (IMF) genel kurulunda karar alınarak bu kaynak Göçmen Bankası’na tahsis edilebilir. Dünya Bankası’nın yatırımlara kredi kullandıran Uluslararası Finans Kurumu da  (IFC) bu organizasyonda yer alabilir.

2. Dünya Bankası kaynaklarının bir kısmı bu bankaya tahsis edebilir.

3. EBRD’nin toplam sermayesi 18 milyar Euro. Bu bankanın kaynakları takviye edilerek Göçmen Bankası’na dönüştürülebilir. Buraya AB üyesi bankalar ortak olabilirler.

EBRD’nin yaptığı projelerin değeri 30 milyon Euro. Direkt yatırımları ise 10 milyon Euro. Bu tutar Göçmen Bankası kanalı ile verimli biçimde kullanılabilir.

4. WTO (Dünya Ticaret Örgütü) yapılan her dış ticaret işleminden belirli bir kaynağı bu bankaya ayırabilir.

NASIL KURULACAK?

Afganistan’da son 20 yılda ABD’nin harcadığı kaynak 2.2 trilyon dolardır. Bu tutarın yüzde 90’dan fazlası askeri harcamalarda kullanılmıştır.

Bu hesaba göre, gelecek 20 yılda, yılda 100 milyar Amerikan Doları, ABD’den temin edilebilir. 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılması sonrası yapılan yeni duvarların kaynakları, bu bankanın finansmanında kullanılabilir.

BU BANKANIN TEMEL PROJELERI NELER OLABİLİR?

* Eğitim imkanlarının genişletilmesi,

* Sağlıkta yeni projeler,

* Konut ve kentleşme,

* Üretimde verimlilik projeleri,

* Teknoloji üretimine dönük yeni projeler,

* AR-GE çalışmaları ve yaratıcılık.

SONUÇ OLARAK ÇELEBI ŞU DEĞERLENDIRMEYI YAPIYOR:

Şimdiye kadar Suriye, Afganistan gibi ülkelerden göç etmek isteyen 10 milyonlarca insanla karşı karşıya kalındı. Gelecekte iklim değişikliği nedeniyle de göç ihtiyacı milyarlar seviyesine ulaşacak.

Gelecekte insanların beyin ve yapay zeka entegrasyonu ile göçmenlerin eğitimi, yeni dil öğrenmesi ve topluma yararlı insan olmaları daha olası hale gelebilir.

Genetik teknolojisi ile üstün yetenek vadeden göçmenler tespit edilebilir.

Genetik değişimi teknolojisi ile göç alan ülkeler sağlıklı ve verimli insanların toplumlarına katılmasını sağlayabilir. (Ki Avrupa mülteci kabulünde bu ayrımcılığı yapıyor.)

Nüfusu yaşlanan ülkeler, genç insan kaynağı ihtiyacını göçmenlerden sağlayabilir.

★★★

Bir ekleme yapmalıyım. Artan orman yangınları, sel felaketlerinin ortaya çıkardığı  “yönetim krizi”, nihayet iktidarı “İklim ve Göç Bakanlığı” kurulmasının planlanması noktasına getirdi.

Başkanlık Sistemi’nde kurulacak bir iklim ve göç bakanlığının belirleyeceği hedeflerin yeni tartışmalara yol açması kaçınılmaz. Umarım yerel yönetimlerde, üniversitelerde, sivil toplum kuruluşlarında ortaya çıkan entelektüel birikim siyasete yansır.