Faizsiz ev ve otomobil sahibi yapmak vaadi ile halktan 6 milyar lira toplayan tasarruf finans şirketleri içinde ilk fireyi Cübbeli Ahmet Hoca’nın dünürlerinin kurduğu şirket verdi.

Tasarruf finans şirketlerine yasal bir çerçeve çizmek için 7 Mart 2021 tarihinde 6361 sayılı “Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu”nda değişiklik yapılmıştı.



Yeni düzenlemeye göre,faizsiz tasarruf finans sistemi” olarak anılan “evim” şirketlerine, ev ya da otomobil satabilmeleri için en az 100 milyon TL sermaye şartı geldi.

Şirketlerin 7 Nisan’a kadar “Bu sermayeyi yatırabilirim” diye Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu’na (BDDK) taahhütte bulunmaları gerekiyordu.

Bu sistemde faaliyet gösteren 35-37 şirketten 15’i 7 Nisan’a kadar, 20’si de son gün BDDK’ya başvuru şartını yerine getirdi.

Önümüzdeki 6 artı 6 ayda 100 milyon lira sermayeyi şirkete koyacak iş planını sunacaklar.

Kaçı bu sermayeyi koyabilir diye sorarsanız, orası epey karışık!

★★★

Batışların olmaması için “ilk ve gerek şart”, tasarruf sahiplerinin sistemden “çıkışlarını” engellemek.

İkincisi “birleşmek”...

Üçüncüsü BDDK’ya kalıyor; “güvenli şirket tasfiye yolunu” açmak...

İlgili kanun çıkmadan 1-1.5 yıl kadar önce “sermayenin ve de  şirket sahibinin kaçışını engellemek için” Mali Suçları Araştırma Kurumu (MASAK) ile çalışmalar başlatılmıştı.

Yeni tosuncuklar ortaya çıkmasın; AKP seçmeni küsmesin diye...



★★★

Yeni yasaya göre, 1 aylık sürede BDDK’ya başvuruda bulunmayan şirketlerin çalışmasını sürdürmesi suç oluşturuyor.

Devam eden tasarruf şirketlerinin sahiplerine, işlenilen suçla orantılı olarak 6 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.

★★★

BDDK’ya başvuran şirketlerden 8’i, 4 şirket çatısı altında “birleşti”...

Sözleşme büyüklüğü 60 milyar liraya ulaşan sektör, 300 bin kadar tasarruf sahibinden yaklaşık 6 milyar lira topladı.

Sektördeki cironun yüzde 90’ını da ilk 3-4 şirkette toplanıyor. Diğerleri batsa da “hükümetin” başını fazla ağrıtmasın diye bir çaba sarf ediliyor.

★★★

Sektör “lideri” olmayı kafasına koyan Birevim, Çözüm Tasarruf’la birleşti.

Birevim’in kurucusu Murat Çiftçi ve Genel Müdürü Av. Mahir Orak medyaya yaptıkları açıklamalarda, “Başka şirketler de alırız” mesajları veriyorlar.

Ne var ki önceki gece telefonuma mesaj yağdı.

Saat 24.00’ten sonra “birevimçözümtasarrufmağdurları” tweet kampanyası başlattılar.

Çözüm Tasarruf’tan son 7-8 aydır evlerini teslim alamamış ve içeride 240 bin lirası kalmış T.Ş. ile konuşuyorum. Eşi de, kendisi de üniversite mezunu yetişkin insanlar.

İlgili şirketin avukatı; evlerini alamayacaklarını, paralarını da 6 ay sonra verebileceklerini söylemiş...”

Bu durumda çok insan hikayesi ile karşılaşacağız.

★★★

Asıl dert, 100 milyon sermaye şartını yerine getirebilecek 10-15 şirketin “likidite” sorunu büyüyor.

Sürdürülebilir iş modeli patikasına geçmelerinin en az 2 yılı alacağı öngörülüyor.

Yetkililerle yaptığım görüşmelerden anladığım kadarıyla, mağduriyet yaratmaması için taahhütlerinin yüzde 40’ını karşılayacak finansal yapıya erişmeleri gerekecek.

★★★

Tasarruf şirketlerinde “pişkinlik” olduğu kesin...

Arkasında devlet güvencesi olmadan paranızı bize emanet ederken, riskler aklınıza hiç gelmiyordu, yalınca kazanca bakıyordunuz. Devlet düzenleme getirdikten sonra ne ayaklanıyorsunuz....” der gibiler.

Ben de derim ki; halkı yoksullaştırıp, banka kredisi ile ev alamayacak duruma getiren ekonominin hiç mi suçu yok?

Ya halkı “faizsiz helal para” sloganı ile ev kadınlarının düzenledikleri “altın günü” benzeri denetimsiz organizasyonların kucağına atmanın...

★★★

Orta alt ve alt gelir gruplarının ev sahibi olma umudu ile dişinden tırnağından artırdığı paraları alan, şimdi de “Bekleyin bakalım” demekten öte bir vaadi olmayan Çözüm Tasarruf’un altından “din kardeşleri” çıkıyor...

Bu şirketi 2 yıl önce “Cübbeli Ahmet Hoca” adıyla anılan A. Mahmut Ünlü’nün dünürü Muhittin Palazoğlu ve ortağı Veysel Mert kurmuştu.

Ortaklıktan ayrılan Palazoğlu, yerini Av. Essıddık Kaplan’a bırakmış.

Palazoğlu’nun Çözüm Tasarruf’u, Birevim’in sahibi Çiftçi ile kurduğu ve ortaklığın masa altında devam ettiği iddiaları da yabana atılır gibi değil...

Beştepe’den “Konservatuvar binası taşınmasın” çağrısı


Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu Üyesi Korkmaz Karaca, 19 Nisan’da atandığı “Yerel Yönetimler Başkan Yardımcılığı”nda ilk hareketini sosyal medya üzerinden gerçekleştirdi.

İstanbul Üniversitesi’nin, sanatsal etkinliklere de ev sahipliği yapan Kadıköy Rıhtım’daki “İstanbul Devlet Konservatuvarı” binasını Göztepe’deki yerleşkesine taşıma kararı, öğrencilerin protestolarına yol açmıştı.



Karaca, yaptığı paylaşımda İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu ve AKP İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe’yi etiketleyerek çağrı yaptı:

İstanbul Devlet Konservatuvarı öğrencileri okullarını kaybetmek istemiyorlar. Seslerini duyurmamı istediler. Parti ayrımı yapmadan tüm siyasiler bu kıymetli gençlerimizin derdine hep beraber derman olalım. Çözüm bulalım.”

Mesaisini ülkenin “tek karar vericisi” AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la aynı çatı altında geçiren Korkmaz’ın, İmamoğlu ile aynı talebi dile getirmesi dikkat çekici.

İBB’ye ait binadan taşınmamak için, “Konservatuvar yerinde güzel” diye itirazlarını dile getiren öğrenciler ile aynı noktada buluşuyor.

Köşe kapmaca oynamayan çocuklar, köşe dönmeyi sevdi


Bilgiyi herkesin paylaşımına açan Blockchain devrimi, yeni işler ortaya çıkarıyor.

Sırtlarını “ağabeylerine” yaslayan 20’li yaşlarda gençler şirketler kurup milletin cebine elini sokmayı öğrendi.

İşten, emekten umudunu kesen gençler; kulaktan dolma bilgilerle kenarda üç kuruşu da olsa kripto para (coin) dünyasına dalıyor.

Thodex kurucusu Fatih Özer vurgunu vurdu; “çabuk zengin olmak isteyen ve aklı evvellerin” 2 milyar dolarını iç edip, Arnavutluk’a uçtu.

Özer’in, arabalarını coin ile satacağını söyleyen bir Elon Musk olmadığı ortaya çıktı.



Dünyada da 2 trilyon dolarlık büyüklüğe ulaşan elektronik para birimlerinde çöp oluşmaya başladı.

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan, içinde MASAK, BDD, TMSF, BİST, SPK temsilcilerinin, ilgili bakanların da olduğu bir grubun oluşturulması talimatı verdi.

Türkiye Varlık Fonu Başkan Vekili Erişah Arıcan koordinasyonunda, önümüzdeki 10 günde kripto paralarla ilgili yasal çerçeve belirlenecekmiş.

Şükür 2 milyar dolar gitti, ya 20 milyar dolar gitseydi” yorumları duyuyorum ve soruyorum: Bu milletin ne çok parası varmış!

Sorun nerede biliyorsunuz: Bu insanlar son 19 yılda mahallelerinde “köşe kapmaca” oynayarak değil, “dost meclislerinde” kısa yoldan “köşe dönme” hikayeleri dinleyerek büyüdüler!