Borsa Uzmanları Derneği Başkanı Aydemir, “Pandemide geçim derdine düşen halk, yaşamını sürdürebilmek için son 15-20 yılda edindiği birikimini eritiyor” diyor.

Borsa Uzmanları Derneği Başkanı Ali Aydemir, Pandemi ile birlikte halkın son 15-20 yılda edindiği birikimlerin yüzde 60’ı eridi” diyor.



Halkın kenarda, köşede “ekonomik refah” payı olarak sakladığı paralar ev kirasına, arabanın benzinine, çocuğun okul taksitine gitti...

Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) verilerine göre Mart 2021 itibarıyla bireysel kredi kullanan kişi sayısı (takipteki krediler hariç) son bir yılda 2.3 milyon kişi artarak, 34.5 milyona çıktı.

★★★

Türkiye’de 2 milyon 600 bin finans yatırımcısı olduğunu söyleyen Aydemir, “Borsa İstanbul’da 1.5 milyon yatırımcı toplam hisse senetlerinin yüzde 12’sine sahip. Bunlara ait hisse senetlerinin ortalaması 80 bin lira. Halk yaşamını sürdürebilmek için birikimlerini eritiyor. Vatandaşlık Temel Geliri (VTG) olsaydı bu hisseler bozulmayacak, temettü geliri alıp, vergi ödeyecekti...” diyor.

★★★

Öte yandan finansal ya da temel eğitimden yoksun kitlelerin sınırlı birikimleri, güvencesiz enstrümanlarda da buharlaşıyor.

Kripto para skandalı, “Evim” olarak ünlenen faizsiz tasarruf sisteminde ortaya çıkan mağduriyetler bunun en büyük ispatı.

Dr. Ali Mutlu Köylüoğlu


★★★

VTG Araştırma Geliştirme Kültür ve Yayma Derneği Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ali Mutlu Köylüoğlu moderatörlüğünde, 15 Mayıs 2021’de düzenlenen dijital 2. VTG Kongresi’nde; Türkiye’deki çalışmaları; Hollanda ve İngiltere deneyimlerini dinledik.

★★★

Farklı ülkelerde “Evrensel Temel Gelir”, “Koşulsuz Temel Gelir” isimleriyle de anılan “Vatandaşlık Temel Geliri”; gelirinden bağımsız olarak bir ülkede yaşayan 7’den 70’e “tüm vatandaşlara”, temel ihtiyaçlarını karşılamak için devlet tarafından ömür boyu verilen gelir modeli.

★★★

Köylüoğlu iddiasını ortaya koyuyor:

“Teknolojik gelişmeler, robotlar ve özerk sistemlerin her geçen gün daha çok devreye alınıyor olmasıyla meslekler kayboluyor; işsizlik kitlesel boyuta evriliyor. VTG; işsizlik, yoksulluk, toplumsal refah, sosyal adalet ve gelir dağılımındaki dengesizlikler, bireysel ve organize suçlar, terör, eğitim, sağlık ve kısaca insanlık ile ilgili birçok konuda, günümüzdeki ve gelecekteki problemlerimizin birçoğunun çözümüne önemli katkılar sağlayacak kabiliyet ve kudrete sahiptir.”

★★★

Kimi VTG savunucularının aksine; son 5-6 yıldır Türkiye’de derinlik kazanan bu fikrin “eyleme” dönüşebilmesi için, Batı’da rastlandığı gibi parti programlarına girmesi gerektiğini düşünüyorum.

Laiklik, halkın hak talebi olarak ortaya çıktı


Anayasa’da yer aldığı biçimiyle laiklik ilkesi; “din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı tutulması”; ya ekonomiye ilişkin kökleri...

Eski Yunanca “laikos” kelimesinin etimolojik kökeni “halk” anlamına gelen “laos”...

Burada halktan kasıt; dini organizasyonların içinde görev alan eğitimli ve mülkiyet araçlarına sahip “ruhban sınıfının” dışında kalan halk...

Bize bu hatırlatmayı, VTG Kongresi konuşmacılarından ANKA Enstitüsü Başkan Yardımcısı ve ekonomist Mehmet Sururi Özbülbül yapıyor...

★★★

Firavunların, kralların, ruhban sınıfının tek karar alıcı olduğu tarihsel sürece gönderme yapan Özbülbül, “laikliğin” feodal oligarklara karşı, aydınlanma çağında hak talebi olarak ortaya çıktığına değiniyor.

Devir değişiyor, değişti...

Avcı-toplayıcı, tarım ve sanayi toplumunu takip eden “bilgi toplumunda”; insanlar sınırsız kaynaklara erişim imkanı elde ediyor. Bilgi ortak kullanıma açılıyor.

Özbülbül “İlk baltayı yapandan bugüne herkesin biriken bilgide payı var” diyor.

İnsanlığın birikimi, “insanın” birikimine dönüşemez!

Özeti şu ki; laiklik ilkesini başa koymadan demokrasi olmuyor...