Piyasada satılan yüzlerce sağlığa zararlı dezenfektan ve antiseptik için Avrupa ayağa kalktı, Türkiye’den ses çıkmıyor


Karanlıkların aydınlığa çıkması bu kadar mı zor?!

Kolombiya kaynaklı, dünya kokain pazarında “hatırı sayılır” miktarda 4 bin 900 kilo (yaklaşık 5 ton diyelim) varış yeri Türkiye olan kokain haberinin üzerinden 1 yıl geçti...

Bu uyuşturucu nereye gidecekti, kim alacaktı, çete yakalandı mı, Kolombiya adli makamları nasıl bir yol izledi, Türkiye ile Kolombiya emniyet ve yargı makamları arasında adli işbirliği var mı?

AÇIKLAYAN YOK!

Hadi bu konuya “çete reisi” Sedat Peker el attı da gündem oldu diyelim...

Avrupa Yolsuzlukla Mücadele Ofisi (OLAF) 15 Aralık 2020 tarihli bülteninde; içinde etil alkol yerine, “insan sağlığı için tehlikeli” metil alkol bulunan 140 ton el dezenfektanına el koyduğunu açıkladı.

Yapılan analizler sonucu Türkiye’den ihraç edilen 900 marka hakkında yürütülen soruşma haberinde, ViraPro markalı el dezenfektanının fotoğrafını kullandı.

Bu ürünü ihraç eden, Ali Osman Atak’ın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu TİS Sanayi ve Dış Ticaret şirketi ile ilgili bir işlem yapıldı mı?

AÇIKLAYAN YOK!

★★★

Size iki belge sunuyorum. Sözü edilen ViraPro markalı ürünün ihracatçısı TİS Dış Ticaret’in Yönetim Kurulu Başkanı Atak’ın fabrikası Çorlu’da faaliyet gösteren All One Kozmetik isimli bir fabrika.

Bu fabrikada “belge” diye sunulan sertifikalar geçerli mi? Bu sorunun yanıtını Ecz. Mehmet Şapçı veriyor, yazımın devamında okursunuz...

Aklıma gelmişken sorayım: Görevden alınan eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın kamu idarelerine sattığı Nanoksia’yı üreten Faber Kimya tesisi Sağlık Bakanlığı’ndan onaylı bir sertifikaya sahip mi?

★★★

TİS Sanayi ve Ticaret ViraPro markasının tescili için Türk Standartları Enstitüsü’ne (TSE) 30 Mart 2020 tarihinde (347 no’lu) başvurusunu yapıyor.

Marka 27 Nisan 2020’de TSE tarafından tescil ediliyor.

TİS aynı ürünle ilgili, 7 Aralık 2020’de yaptığı ikinci başvurusunda (371 no’lu) 27 Nisan 2021’e kadar sürecek izin belgesinden feragat ediyor.

Bu iptalde İrlanda ve Danimarka’da ViraPro için yürütülen tehlikeli dezenfektan soruşturmasının etkisi var mı?

Türkiye’de bu ürünün üretim yeriyle  ilgili bir kayda rastlanmıyor.

★★★

Aman bu da unutulur değil mi?..

Yanılıyorsunuz arşiv unutmaz.

Avrupa Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu’nun (GRECO) 2019-2020 “Milletvekilleri, hakim ve savcılarla ilgili yolsuzluğun önlenmesi” başlıklı raporuna göre, Türkiye 2019 yılında, GRECO tarafından verilen 31 tavsiyenin yüzde 74.2’sini yerine getirmemiş; kayıtlarda duruyor.


“Kararnameye rağmen denetim yapılmıyor”


Konuyu bir bilene sormalı...

1 Haziran tarihli “Avrupa Yolsuzlukla Mücadele Ofisi’nin peşine düştüğü dezenfektan skandalı” başlıklı yazımı hatırlatarak, Merkez İlaç Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Mehmet Şapçı’dan gelen mektupla devam edeyim.

★★★

2009 yılında ortaya çıkan domuz gribi salgını sırasında piyasada sağlığa zararlı, virüse karşı koruyucu özelliği olmayan kontrolsüz merdiven altı antibakteriyel ve dezenfektan ürün tüketiminin yaygınlaştığını hatırlatan Şapçı, süreci şöyle özetliyor:

“Domuz gribi salgınının başladığı 2009 yılında virüse ve tüm bulaşıcı mikroplara etkili antiseptik-dezenfektanlar; o zamanki adı ile İlaç Eczacılık Genel  Müdürlüğü tarafından ruhsatlandırılıyordu.

Yalnızca ilaç fabrikalarında üretilen, eczanelerde satılan ve hastanelerin ihale ile aldığı antiseptik formüllerinde bulunan etil alkolün (içki alkolü olarak da kullanılıyor) satışı Sağlık Bakanlığı kontrolündeydi.

Etil alkolün kimlere, hangi hastanelere, ne zaman ve ne kadar verildiği “İyi İmalat Uygulamaları” (GMP) sistemiyle kontrol ediliyordu.

Canlılarda kullanılan ve “beşeri tıbbi ürün” olarak tarif edilen antiseptikler-dezenfektanlar, 31 Aralık 2009’da yayımlanan “Biosidal Yönetmeliği” ile bu vasıfları taşımayan 23 farklı ürün grubu içine alındı.

İnsan hijyenine yönelik üretilen ürünlerin bu 23 ürün grubuna alınmasıyla yüzde 18 olan KDV oranı, hepsinde yüzde 8’e çekildi.

Etil alkol kaçak içki üreticilerinin eline geçti, antiseptikler-dezenfektanlar, merdiven altı üretime kaydı.”

Mehmet Şapçı


★★★

Şapçı halk sağlığını hiçe sayan uygulamaları ilgili resmi makamlara ihbarlarda bulunuyor da ne oluyor?

Ondan dinleyelim: “Başıma gelmeyen kalmadı. Denetim dışı dezenfektanlar sonucu hastane mikrobundan her yıl binlerce insanımız ölüyor, milyarlarca sağlık harcaması yapılıyor.”

★★★

Antiseptiğincanlılar”, dezenfektanın ise yüzeyler gibi cansız “alanlar” için kullanılan bir ürün olduğunu vurgulayan Şapçı, 2019 yılına dikkat çekiyor:

2014’te dürüst bir GMP müfettişi, Cumhuriyet  Savcılığı’na, Ticaret Bakanlığı’na ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ne suç duyurusunda bulundu. Bu soruşturma 15 Temmuz darbesine kalkışan taraflarca kapatıldı. 13 Eylül 2019 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile insan hijyenine yönelik antiseptik-dezenfektanlar eskiden olduğu gibi Sağlık Bakanlığı’na bağlı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’na (TİTCK) geçti.”

Sağlık Bakanlığı tarafından verilen “gerçek” GMP belgesi örneği


★★★

Ortada “kapı gibi” Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi varken, 18 aydır “sahte” GMP, CE ve uluslararası belgelerle üretimin sürdüğünü iddia eden Şapçı, sonucu söylüyor:

İhale ile hastanelere alınan ve kullanılan 9 farklı marka ve bunların 33 farklı serisinin dehşet verici analiz sonuçlarını, gerçek ticari marka ve serileri ile tam zamanında en üst düzey ilgililere vermemize rağmen bu bozuk ürünler hastanelerde kullanılıyor. Sağlık Bakanlığı ise firmamıza gönderdiği en son yazıda, sanki bu raporu tam zamanında ilgililere vermemişiz gibi hem miyadları dolduğu için yapılacak bir şey yok diyerek üstünün örtüldüğünü, hem de bu bozuk ürünlerin hastanelerde kullanıldığını itiraf etti.”

★★★

Kaçak içkiye önlem olarak, antiseptik ve dezenfektanların KDV oranını yeniden yüzde 18’e çıkarma yolunda bir çalışma yürütülüyor.

Tabii bu durumda insan sağlığı için üretilen ürünler de cezalandırılmış oluyor!

TİTCK 17 Şubat 2021 tarihinde; “2020 yılında insan vücuduna doğrudan temas eden tip-1 (el dezenfektanları, antibakteriyel sıvı sabunlar vb.) ve tip-19 (sinek kovucular vb.) biyosidal ürünlerin piyasa gözetim ve denetim faaliyetleri sonucunda teknik düzenlemeye aykırı ve güvensiz ürünler tespit edilmiş olup, bu ürünlere idari yaptırımlar (idari para cezası, geri çekme, imha iş ve işlemleri) uygulanmıştır” açıklaması yaptı.

Denetlenen 297 firmadan 49’u ruhsatsız, 111’ine (az değil!) toplam 2 milyon 205 bin lira ceza kesildi. Ya yakalanmayanlar...

★★★

Önümüz yaz; sinek-böcek kovucuların satışı artacak, Covid-19 sürüyor; el ve yüzey dezenfektanları-antiseptikler rafların görünür yerlerine konmaya devam edecek...

Hastane mikrobundan ölenlerin haberleri gelmeye devam edecek!

Bu kadar ümitsiz olmak istemiyorum.

Hiç değilse ortada bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi var, ona uyulur belki...