Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay ile Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Teknik Bölüm Başkanı Osman Okyay’ın ekonomi yazarları ile çevrimiçi buluşmasının kısa özeti; piyasanın kurumsal hafızasında yer edinen yüksek enflasyon dönemi alışkanlığı olan “stokçuluk” geri geliyor...

Geniş özeti: Sanayinin geleceğini şekillendiren ekonomik, siyasi süreçlerden geçiliyor...

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Başkanı da olan Bodur Okyay, “Yüksek enflasyonun yaşandığı 90’lı yıllarda olduğu gibi, üreticilerin ve dağıtıcıların eski alışkanlıkları gündeme geliyor. Stokçuluk vardı. Yıllarca yan etkileri oldu. Yeniden izlerini gördük” diyor.

Bodur Okyay sanayicinin hammadde fiyatlarında 3 haneli rakamlara çıkan fiyat artışları karşısında, tedarik maliyeti ile satış fiyatı baskısı altında kaldığını vurguluyor.

Yüksek kur ve faizin de etkisiyle üretim maliyetlerinin yükseldiğini belirtiyor.

Haziran 2020-2021 dönemleri karşılaştırmasına göre en başta petrokimya ürünleri olmak üzere hammaddede yüzde 140’lara varan fiyat artışlarının, yerlilik oranı ölçüsünde yüzde 18 ile 33 arasında satış fiyatına yansıdığının altını çiziyor.

Pandemi koşullarında Kale Grubu’nun nasıl bir yıl geçirdiğini şu rakamlarla ifade ediyor:

2020’de yüzde 30’un üzerinde büyüyerek yılı 4 milyar TL ciroyla kapadık. İhracatı önceki yıla oranla yüzde 4.1 artıran Yapı Grubu oldu. 2021’de yüzde 20 büyüme hedefliyoruz. Toplam ihracatı ise yüzde 14 artışla, 200 milyon doların üzerine çıkarmayı hedefliyoruz.

Bu ihracatın 4’te 1’inin F-35 parçaları üretiminden geldiğini not ederek devam edeyim.

AMERİKA’NIN CAATSA YAPTIRIMI ESNİYOR

Savunma sanayi ve sivil havacılık alanında yer alan Kale Grubu; Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı’na (Pentagon) Kale Pratt & Whitney F-35 savaş uçağı motorunun çeşitli parçalarını üretiyor.

En son Mart 2020’de açılan siparişin yenilenmediğini belirten Okyay, bu yılın sonuna kadar 50 milyon dolarlık parça teslim edeceklerini belirtiyor.

Paralarını da günü gününe aldıklarını vurguluyor.

Geçtiğimiz ay Pentagon Türkiye’yi, F-35 programından çıkarmıştı.

2004 yılından beri F-35 programı içinde yer aldıklarını belirten Okyay’ın “F-35 motor parçası ihracatımız 2028 yılına kadar sürecekti. Sipariş tutarı, yıllık 100 milyon dolara çıkabilirdi. Yedek parça ile birlikte F-35 programının getireceği ticari hareketliliğin 2040’lara kadar sürmesini planladık” sözleri, akademi çevrelerinin Türkiye’ye F-35 programından çıkış maliyetinin 12 milyar dolar olduğunu iddialarını  hatırlatıyor.

Nereden nereye...

Pentagon, Rus yapımı S-400’leri teslim almasıyla gündeme gelen “Hasımlara Yaptırım Yoluyla Mücadele Yasası” (CAATSA) kapsamında, Türkiye’yi 2007 tarihli F-35 “Müşterek Taarruz Uçağı Programı”ndan (JSF) çıkardı.

Bugüne kadar F-35 programına 1.4 milyar dolar yatırım yapan Türkiye, sipariş ettiği uçakları da alamadı.

Bu sorunun, 14 Haziran’da Nato Zirvesi’nde bir araya gelecek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Joe Biden görüşmesinde masaya gelmesi kaçınılmaz...

Okyay, CAATSA yaptırımlarından “yerli ve milli” olarak tanımladığı KTJ 3200 turbo jet motoru yatırımının etkilenmediğini  belirtiyor.

Amerikan Büyükelçiliği ile bundan iki hafta kadar önce yapılan bir görüşmede, kendilerine CAATSA yaptırımlarının “ülke” genelinde değil, “proje” bazında ele alınacağının söylendiğini iletiyor.

Mayıs 2021’de Türkiye’nin Filipinler’e yaptığı T129  ATAK helikopteri satışının engellenmemesini de ileriye dönük olumlu bir not olarak paylaşıyor.

DİJİTAL VERGİ MİSİLLEMESİYLE SINIYOR

Yine son bir gelişme:  ABD; Türkiye, İngiltere, İtalya, İspanya, Hindistan ve Avusturya’dan ithal edilen bazı ürünlere yüzde 25 oranında gümrük vergisi getirilmesine onay verdi.

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ve G20 süreçleri kapsamında çok taraflı yürütülen müzakerelerin tamamlanmasına zaman tanımak amacıyla, uygulama 180 güne kadar askıda olacak.

ABD Google, Twitter, Apple gibi Amerikan şirketlerine ayrımcılık uyguladığı gerekçesiyle Fransa’ya Temmuz 2020’de soruşturma açmıştı.

Bu sürenin Ocak 2021’de dolmasına karşılık, Fransa’yla OECD ile paralel bir süreç takip edilmesine karar verildi.

ABD’nin getirdiği ek vergi; toplam 2 milyar dolarlık ürünün ihracatını kapsıyor.

Türkiye’nin; ABD’ye yaptığı altın-gümüş mücevherat, halı ve seramik sektörünü kapsayan toplam 310 milyon dolarlık ihracatı bu karardan etkileniyor.

Küresel “Dijital Hizmet Vergisi” oranının yüzde 15’i geçmemesi yönünde beliren eğilimi değerlendiren Bodur Okyay, “Bu vergi seramik sektörünün ABD’ye ihracatını bitirir. Türkiye, dijital vergi  sürecini OECD çatısı altında taraf ülkelerle işbirliği içinde müzakere etmeli” diyor.