Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya imzası ile servis edilen basın bülteninde,

Madencilik sektörü, 2021 yılının ilk yarısında yüzde 52 artışla 2.8 milyar doları Türkiye’ye kazandırdı” diye övünülüyor.

83 milyona ve de 8 milyon göçmen/sığınmacıya “taş yesinler” demeyi ihmal etmişler.

Şakası yok; bu ülke, gelen turist sayısıyla 100 milyonun üzerinde bir nüfusu besliyor.

Ülkede gıda kıt kaynak oluyor!

★★★

Bültende “İnadına üretim, inadına ihracat” sloganı atılıyor.

Madencilerin kiminle inatlaştıklarını anlamak zor değil.

Devlet olanakları önlerine serildiğine göre; Artvin’de, Zonguldak’ta, Kaz Dağları’nda, Muğla’da ormanı koruyan köylülerle olsa gerek...

★★★

Türkiye’nin petrolü madenlerdir” diye buyurmuşlar.

Hayır efendim; Türkiye’nin petrolü toprağından bereket fışkıran tarım arazileri, ormanları, nehirleri, güneşi, rüzgarı...

Doğal hayatı yok ederek yapılan madencilik, insanlığa ihanettir.

★★★

Devletin tüm olanaklarından nasıl yararlandıklarını da anlatıyorlar:

*2020 yılı Mart ayında Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından madencilik sektörünün ekonomik istikrar kalkanı tedbirleri kapsamına alınmasını sağladık.

*Madencilik kurumları ve tüm sivil toplum kuruluşlarımız ile tek ses olmamızın gücünü bu kurumlardan (Eximbank) istediğimiz taleplerde hissediyoruz. Çoğunluk bir kararda birleştiği zaman bu oy birliğine dönüşüyor ve inanılmaz bir sinerji yaratıyoruz.

★★★

Keşke traktörü, tarlası, hayvanı haczedilen çiftçiler de, kredi hortumunu “yandaşa” bağlayan Ziraat Bankası üzerinde, madencilerin sağladığı bu “inanılmaz sinerjiyi” yakalayabilse...

★★★

TEMA çalışmasında, Biga Yarımadası ve Kuzey Ege’yi kaplayan 1.697.062 hektar alan “Kaz Dağları Yöresi” olarak tanımlanıyor.

Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nden (MAPEG) elde edilen verilere göre, bu alanın 1.294.335 hektarı (yüzde 79’u) ruhsatlandırılmış.

Yöre; ihale, arama ve işletme sahalarında 1.634 ruhsata bölünmüş.

Raporda “Bu yoğunlukta yapılan madenciliğin yörenin tüm ekolojik, kültürel ve ekonomik yapısını büyük ölçüde tahrip edeceği açık” vurgusu yapılıyor.

★★★

İYİ Parti, 2004-2020 arasında yüzde 18 oranında azalan işlenmiş tarım arazilerinin 23 milyon 812 bin 992 hektardan 19 milyon 572 bin 877 hektara düştüğünü açıklamıştı.

★★★

Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre 2021 yılının ilk 5 ayında tarım, gıda ve içecek sektörü 8.6 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi.

Madencilik sektörünün ekonomiye katkısı ile karşılaştırırsak, 3 katı...

Aynı dönemde yapılan 7 milyar dolarlık ithalat, Türk çiftçisine ve yerli tarım sanayiine gitmeyen kaynak demek...

★★★

İhracatta öne çıkan ürünler ise sırasıyla fındık içi (520 milyon dolar), un (390 milyon dolar) ve makarna (30 milyon dolar) olurken; bu ürünler toplam ihracatın yaklaşık yüzde 14.1’ini oluşturdu.

★★★

İthalata gelince; buğday (670 milyon dolar), soya fasulyesi (610 milyon dolar) ve ham ayçiçeği yağı (480 milyon dolar) olarak sıralanıyor.

Toplam ithalatın yaklaşık yüzde 25.3’ü, yani 4’te 1’inden fazlası...

★★★

Bitkisel yağ üretiminin yabancı firmaların eline geçtiğini de ekleyeyim.

Türk ürünlerini boykot eden Suudi Arabistan’ın  gıda tekeli Savola, ayçiçek yağı üretiminde ve satışında başı çekiyor.

★★★

İthalatı azaltmanın yolu; doğanın bahşettiği güneş, rüzgar, biyo enerji gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek ve tarımı desteklemekten geçiyor.

★★★

Azgınca yayılan madenler yalnızca tarımsal alanları yok etmiyor, ömrümüzü de tüketiyor:

Temiz Hava Hakkı Platformu, iki imza kampanyası başlattı:

Akbelen Ormanı kömür olmasın!

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy Mahallesi sınırları içindeki Akbelen Ormanı, kömür madeni için yok ediliyor. Orman Genel Müdürlüğü ekipleri, geçtiğimiz günlerde yaşlı kızılçamları kesmeye başladı!

Milas halkı, 40 yıldır Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin yaydığı zehirli gazlar sebebiyle sağlık sorunları yaşıyor.

Muğla sınırları içindeki 3 santral ile bağlantılı sağlık sorunları sebebiyle 35 yıl içinde bölgede toplam 45 bin erken ölüm yaşandı.

Çevre yatırımları yapılsa bile 2043 yılına kadar 5 bin 300 kişinin daha santraller sebebiyle erken ölüm riski var!

Şimdi de “bölgenin ciğeri” olan Akbelen Ormanı katlediliyor.

Zonguldak “adil dönüşüm” bekliyor!

Zonguldak’ta kömüre bağlı ekonomi sebebiyle hem halk sağlığı çevre ve toplumsal refah hem de iktisadi istikrar alarm veriyor.

Kentte 2017, 2018 ve 2019 yılları arasında gerçekleşen tüm ölümlerin ortalama yüzde 10’u hava kirliliğine bağlı.

Bu süre zarfında hava kirliliği DSÖ’nün önerdiği standartlarda tutulabilseydi hava kirliliğine bağlı bin 230 erken ölüm önlenebilirdi!