Brüksel’de Erdoğan-Biden görüşmesine giden sürecin iş dünyasında ajandasını yürüten Türk Amerikan İş Konseyi (TAİK) Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, Amerika ile yeni bir sayfa açıldığını söylüyor.

Bu sayfayı beyaz mı, kara mı değerlendirmek gerekir?

Türkiye’nin ABD’nin kısmi de olsa “yaptırım uyguladığı ülke” konumu değişmedi.

Avrupa ülkelerinin de etkilendiği bir yaptırım.

★★★

Kısa bir hatırlatma yapacağım.

Türkiye’nin Rus savunma füzesi S-400’ü almasına karşılık, Amerika’nın hasımlarına uyguladığı CAATSA yaptırımı çerçevesinde Savunma Bakanlığı Başkanlığı’na uyguladığı ambargo sürüyor.

★★★

ABD’nin Türkiye’ye “Öyle yaparsanız, böyle olur” dediği başka konular da yok değil.

ABD Haziran 2021 başında; Türkiye ile birlikte İngiltere, İspanya, İtalya, Avusturya ve Hindistan’a “seçili ürünlerin” ihracatına yüzde 25 gümrük vergisi koydu.

★★★

Amazon, Google, Twitter gibi Amerikan şirketlerine dijital hizmet vergisi (DHV) getirilmesine misilleme olarak Türkiye’nin  halı, seramik ve kuyum sektörlerine ek yüzde 25 gümrük vergisi koydu.

★★★

Halıdan örnek vermek gerekirse; Amerika’ya halı ihracatına gümrük 0’dı. Vergi oranı üzerinden bir artıştan söz etmiyoruz.  İhracat fiyatı üzerinden yüzde 25 vergi alacaklar.

Gümrükleme, depo kirası gibi giderlerle birlikte bir anda 10 bin dolar olan bir halının fiyatı en az 12 bin 500 doları aşacak.

Açıkçası Türkiye’nin ABD’ye halı ihracatı hayal olacak.

Halı dokuyan evlerden tıkırtı yükselmeyecek.

Dokumacı kadınlar işsiz kalacak.

★★★

Yalçındağ “S-400 meselesi potansiyel gelişme konularının önünde engel olmaktan çıktı” diyor.

14 Haziran öncesi aldığı sinyallerle bu tezini güçlendirme yoluna gidiyor.

★★★

İlki Sherman’ın “teamüllere aykırı” olarak Ankara’daki temaslarını yalnızca dış politika konularıyla sınırlamayıp, Amerikan şirketleriyle de görüşmesi...

İkincisi de “muhataplık” açısından bir denklik olmamasına karşılık, Amerikan Ticaret Bakanı Gina Raimondo’dan aldığı cevabi mektup.

★★★

Eski ABD Başkanı Trump döneminin mottosu haline gelen iki ülkenin dış ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkarma hedefini, Biden yönetimi ağzına bile almıyor.

Ürün ihracatının yerini “proje” almış görünüyor.

★★★

Türkiye’nin ABD’nin sıvılaştırılmış doğalgaz pazarı olmakla kalmayıp, depolama tesis yatırımı ile bölgede “merkez dağıtım” üssü olması için çalışılıyor.

Bir diğer konu başlığı Çin’den boşalan 200 milyar dolarlık tedarik zincirden Türkiye’nin pay almasını sağlamak.

ABD bu boşluğu yakın coğrafyası ile dolduruyor.

ABD Türkiye’den 10 milyar dolar seviyelerinde ithalat yaparken, Vietnam’ın bu ülkeye ihracatı 70 milyar dolara çıktı.

★★★

Geride bıraktığımız NATO Zirvesi’nden, Türkiye’ye Afganistan görevi çıktı.

Türkiye, Kabil’deki Hamid Karzai Uluslararası Havaalanı’nın güvenliğini üstlenmek konusunda “mutabakata vardı”, detaylarda müzakere sürüyor.

★★★

Asıl mesajı gözden kaçırmamak gerekir. Biden NATO Zirvesi ve Erdoğan görüşmesi sonrası altını çize çize; Rusya ve Çin’e seslenerek; “kollektif güvenlik” vurgusu yaptı.

Çin’e karşı “Telekomünikasyon, tedarik zincirleri ve enerji ağları dahil, işbirliğimizi artıracağız” sözleriyle, kanatları her an açılmaya hazır bir “şahin” olduğunu ilan etti.

★★★

Biden Brüksel’deki basın toplantısında fonlama kararı aldıkları “NATO 2030 Planı”na işaret ederek, “En önemli şey demokrasinin dirayetini güçlendirmek. Bağımsız yargıyı ve basın özgürlüğünü korumalıyız. Çok fazla otokrasi var şu anda. Bunların hepsini boşa çıkarma sözü verdik” diyordu...

★★★

Biden’in Rusya Devlet Başkanı Putin’e yönelttiği yüksek dozda insan hakları eleştirileri, ikilinin Cenevre’deki buluşmasına nasıl yansıyacak  diye merak ediyorduk.

Putin “Sarılma yok, yumruk yok” yorumunu yapmış...

Türkiye için bu söylenebilir mi?

“Ya aşı ya gözyaşı”


Dr. Sevgi Salman Ünver


Başlık bana ait değil. Pandeminin başladığı ilk günlerden beri bilgisine  başvurduğum Dr. Sevgi Salman Ünver’in cümlesi. Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı, akademisyen Dr. Ünver, aşılar konusunda en çok yöneltilen sorulardan yola çıkarak yaptığı aşı çalışmasını gönderdi. Aşılarda an itibarıyla önümüzde iki seçenek var: Amerikan-Alman aşısı Biontech/Pfizer ve Çin aşısı Sinovac. Ünver, bilimsel kaynaklardan yararlanarak, bu iki aşının performansını karşılaştırıyor.

★★★

26 Ocak ve 28 Şubat tarihli yazılarımda Rus aşısı Sputnik V’nin Türkiye’deki temsilcisi Vakıf Katılım Yönetim Kurulu Başkanı Öztürk Oran’ın aşı üretim tesisi için görüşmeler yürüttüğünü anlatmıştım. Sputnik V üretimi için Oran’ın yönetim kurulu başkanı olduğu Terra İlaç ve Pharmano’nun yanı sıra İrfan Koç’un fabrikası Onko Koçsel İlaç’ın da adı geçiyordu.

Şunu aklınızdan hiç çıkarmayın; Rusya Türkiye’de bir ağaç dikecek olsa bahçıvanı bile kendisi atar. Mavi Akım doğalgaz boru hattından, Akkyuyu Nükleer Santral’a kadar her alanda örneklerini gördük. İki ülkenin üzerinde anlaştığı diğer bir konu; Türkiye’nin atadığı bir “şirket” de devrede olacak.


★★★

Nisan ayında Rusya ile müzakereler tamamlanmış olacak ki, Sputnik V üretimi için üzerinde durulan 4’üncü fabrika ipi göğüsledi. 2018 yılında bağışıklık sistemi ve kanser tedavilerine yönelik biyo ilaç üretmek üzere Gebze Organize Sanayi’de 100 milyon dolar yatırımla CinnaGen fabrikası açılmıştı. Sputnik V’yi İranlı 4 bilim insanının kurduğu bu şirket üretecek. Yerli aşının üretilmesi önemli. Sinovac için 6 ay, Biontech için 9 ay sonra üçüncü doz ihtiyacının ortaya çıkacağına dair bilim dünyasında kuvvetli bir kanı oluşuyor. Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) ve Erciyes Üniversitesi işbirliğinde geliştirilen yerli aşı çalışmasında Faz-3 çalışmasına gelindi.

★★★

ODTÜ’den Prof. Dr. Mayda Gürsel ile Bilkent Üniversitesi’nden Prof. Dr. İhsan Gürsel çiftinin ortak projesi yerli VLP aşı adayı Faz-2 aşamasına geçti... Ünver’e aşıdan sonra bağışıklık verisini değerlendirilen “antikor testi” yaptırmak ne işe yarıyor diye de sordum.

Antikor testinin pozitif çıkması anlamlı, ne var ki değerin sıfır çıkması bile tek ölçü değil” yanıtını veriyor.