Bol keseden dağıtılan banka kredileri için keskin viraja gelindi. Pandeminin uzun sürmesi ve ekonominin ne zaman normale döneceğinin belirsizliği, kimi kesimlerde kamu kaynaklarına çökme iştahını artırıyor.

Özel bankalardaki sorunlu krediler Ziraat, Vakıf ve Halk Bankası’na park edilsin. Orada yapılandırılsın” önerisinin bir “paket” haline getirilmeye çalışıldığını duyuyorum.

★★★

Bugüne kadar yapılmamış iş değil. Külliye’ye yakın şirketler, kredi borçlarını kamu bankaları liderliğinde yapılandırıyor.

Yapılandırma” aslında bindirilmiş faiz oranını aşağı çekilp, borcu uzun vadeye yaymak demek!

Halkın parasını “üçlü-beşli sermaye gruplarına” akıtma peşindelerse, ellerini vicdanlarına koyup vazgeçsinler.

★★★

2021 yılı bütçe görüşmeleri sırasında TBMM’de konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, bankacılık sektöründe yakın izlemede 382 milyar TL, takipte 151 milyar TL kredi olduğunu açıklamış ve bankaların ayırdıkları (eksi bakiye verse de) karşılık oranlarının Avrupa bankalarından daha yüksek olduğuna işaret etmişti.

★★★

Ötelenen, ödeme kabiliyeti olmadığı halde yapılandırılan kredileri de tabloya dahil etsek Elvan’ın iyimserliğine katılmak güçleşir.

★★★

Sorunlu krediler sepetinde; ülkeye döviz kazandıran turizm sektörü ve doğal kaynakları kıymetlendiren tarım sektörü başı çekiyor.

★★★

Denizbank ve Ziraat Bankası başta olmak üzere bu iki sektöre yüklüce kredi dağıtan bankaların “satılık oteller” ve de “satılık tarlalar” portföyleri kabarıyor.

Yüzük taşı gibi otellerin değerlerini düşürerek pazarlamak “kolay”; alıcıları bile isim isim konuşuluyor.

Ya diğerleri...

★★★

Etik ve hukuki tartışmalar bir yana; turizmi “servetin el değiştirmesi” kurtarmayacak.

İcraya düşen tarlalara, traktörlere zaten alıcı çıkmıyor!

Çiftçinin hayvanına, traktörüne, tarlasına hacze gelen bankaların karşısında devletin iki kolunu açıp dikilmesinden başka çare yok.

★★★

Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) ve TÜSİAD ortaklaşa “Turizmde Dönüşüm Senaryoları Raporu” hazırlamıştı.

Buradaki öneri, 1989’da Turizm Bankası’nı bünyesine katan ve 2018’de Yatırım ve Kalkınma Bankası adını alan kamu bankasının çözüm ortağı olmasıydı.

Her banka kendi alanında kalıp, sektörel gelişimi destekleyen bir vizyon taşıyordu.

★★★

Turizmcilerin Amerika’da, Avrupa’da örneklerine rastlanan uygulamalardan yola çıkarak geliştirdiği kamu destekli bir başka model de şöyle:

Devlet, sorunlu kredileri olan turistik tesisleri içine koyacağı ‘Turizm Gayrimenkul Fonu’ kursun. Turizmciler kredi yükümlülüklerini yerine getirdikleri vadelerde fondaki hisselerini artırsın. Fon sermaye piyasalarına açılsın.”

★★★

Bu önerinin iki temel dayanağı var:

Birincisi, böyle bir modelde işletmelerin halka açılarak, organize yapıların eline geçmesinin önleneceği varsayılıyor.

İkinci olarak, fonun ihraç edeceği tahvil ve Hazine bonosu araçlarıyla tahsisli arazilerin, iskan belgesi gibi sorunlar nedeniyle mülk almaktan kaçınan yabancı sermayeyi ülkeye çekebileceği öngörüsünde bulunuluyor.

Ziraat’in “kredi üstadı” EY’de işe başladı


Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Cengiz Göğebakan geçen ekim ayında istifa edip emekliye ayrılmıştı. Şaşırmadık değil. 11 yıldır sürdüğü görevinden 2020 genel kurulunu beklemeden istifa etmesi “hayatın olağan akışına” uygun değil.

Genelde banka üst yönetimleri yıl sonu jestiyonlarını almaya 2 ay kala koltuklarını bırakmazlar.

★★★

Kasım ayında duyurulan sürpriz “istifayı”, eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ayrılışına bağlayanlar oldu.

Şahsım (!) olarak “Ziraat Bankası’nın Sayıştay raporlarına geçen sorunlu kredilerde de imzası olan Göğebakan, Albayrak’ın istifa edeceğini bilseydi görevinden ayrılır mıydı?” diye sormayı yeğlerim...

★★★

Göğebakan bir sahil kasabasına yerleşip emeklilik hayatı yaşamıyor.

Devlet kurumlarına da raporlama yapan 4 uluslararası denetim ve danışmanlık şirketinden biri olan EY Türkiye (Ernst & Young) “ortakları” arasına katıldı.

★★★

EY Türkiye Ülke Başkanı Metin Canoğulları, 10 Şubat’taki açıklamasında 33 yıllık bankacı Göğebakan’ın yeni görevini şöyle tanımlıyor:

EY Türkiye bünyesinde şirketlerin finansman bulmalarına ve mevcut borçlarının yeniden yapılandırılmasına yönelik projelerde çözüm ortağı olarak çalışacak.”

★★★

Canoğulları, “Son yıllarda şirketler yeni finansman dışında mevcut borçlarının yeniden yapılandırılmasına da ihtiyaç duyuyorlar” diye devam ediyor.

Canoğulları’nın son cümlesine kimin itirazı olur ki...