Atatürk’ü Samsun’a gönderenler, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Atatürk’ü, bir ay dolmadan, 8 Haziran 1919’da geri çağırdılar, iki ay dolmadan, 8 Temmuz 1919’da görevden aldılar.


İki gün sonra 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı; iktidarın “Yeni Türkiye” söylemi doğrultusunda önemsizleştirmeye, hatta unutturmaya çalıştığı milli bayramlardan biri. Bilindiği gibi 19 Mayıs 1919’da Atatürk Samsun’a çıkarak Türk Bağımsızlık Savaşı’nı örgütlemeye başladı. İşte, 19 Mayıs 1919’un 102. yılında, “9 Soruda 19 Mayıs”ı anlatacağım; Atatürk’ün Samsun’a çıkışıyla ilgili yalan, yanlış ve yutturmacalara cevap verip tarihi gerçekleri ortaya koyacağım.



Soru 1: Atatürk’ü Samsun’a gönderme fikri Vahdettin’e mi ait?

Cevap 1: Vahdettin, 1923’te Mekke’de yayınladığı beyannamesinde “Mustafa Kemal’i Anadolu’ya gönderen kabineye uydum” diyor. (1)  İlginçtir! Vahdettin’in, Mustafa Kemal’i “vatanı kurtarsın” diye Samsun’a gönderdiği iddiası, Vahdettin’in sağlığında Vahdettin tarafından değil, Vahdettin’in ölümünden (1926) sonra Mevlanzade Rıfat tarafından ortaya atılıyor. 150’liklerden Mevlanzade Rıfat, 1929’da Halep’te yayınlanan “Türkiye İnkılabının İç Yüzü” adlı kitabında, Vahdettin’in “Anadolu’da milli bir kuvvet hazırlamak için Mustafa Kemal Paşa’yı İtilaf devletlerinden gizli biçimde Anadolu’ya gönderdiği!” yalanını uyduruyor. (2)

Soru 2: Atatürk’ü Samsun’a kimler neden gönderdi?

Cevap 2: İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe, 21 Nisan 1919’da Osmanlı Saray Hükümeti’ne bir nota veriyor. Bu İngiliz notasında Anadolu’da silahların toplanması işinin çok ağırdan alındığı, Doğu Anadolu’da baştan başa şuralar kurulduğu, bu şuraların asker topladığı, bu duruma derhal son verilmezse “işlerin ciddiyet kazanacağı” belirtilerek hükümetin hemen harekete geçmesi isteniyor. (3) Ayrıca 25 Nisan 1919’da İngiliz Yüksek Komiser Yardımcısı Amiral Webb, Sadrazam Damat Ferit’i ziyaret ederek aynı istekleri tekrarlıyor. Damat Ferit, İngiliz yetkililere, “Hükümetin halkı silahsızlandırarak” bu sorunu derhal çözeceğini bildiriyor.(4) 21 Nisan 1919 tarihli İngiliz notası ile etekleri tutuşan Osmanlı Saray Hükümeti, İngiliz Yüksek Komiserliği’ne, “İmparatorluk hükümetinin, asayişin bozulmasını önlemek için Mustafa Kemal Paşa’yı bu havalide bulunan Osmanlı birliklerine ‘umumi müfettiş’ tayin ettiğini” bildiriyor. (5) Yani, Osmanlı Saray Hükümeti, Mustafa Kemal’i “düşmanla savaşması” için değil, tam tersine -İngilizlerin istedikleri biçimde- düşmana direnenleri susturup “Anadolu’da asayişi sağlaması” için Samsun’a gönderiyor. Aynı günlerde Saray Hükümeti, “işgallere karşı direnilmemesi için” Anadolu’ya nasihat heyetleri de gönderiyor.

Soru 3: Anadolu’ya gönderilen Atatürk’ün görev ve yetkileri nelerdi?

Cevap 3: 6 Mayıs 1919 tarihli talimatnameye göre 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa’ya verilen görev ve yetkiler şunlar: 1. Bölgedeki asayişin düzeltilmesi, asayişsizlik nedenlerinin belirlenmesi, 2. Silah ve cephanenin bir an önce toplanıp koruma altına alınması, 3. Şuralar para ve asker topluyorsa bunun kesinlikle engellenmesi, şuraların kapatılması. Talimatnameye göre Mustafa Kemal, “müfettişlik mıntıkası” olarak gösterilen 3. ve 15. Kolorduların egemenlik bölgelerine emir verebilecekti. Bu iki kolordunun alanı Sinop, Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Amasya, Tokat, Sivas, Erzincan, Gümüşhane, Bayburt, Erzurum ve Van illerini kapsıyordu. Mustafa Kemal’e verilen talimatta bunlara ek olarak Ankara (20. Kolordu), Diyarbakır (13. Kolordu), Bitlis, Elazığ ve Kastamonu illeri ile oradaki kolorduların da “müfettişliğin yapacağı başvuruları dikkate almaları” isteniyordu. (6)

Soru 4: Atatürk’e verilen yetkilerin geniş olmasının nedeni neydi?

Cevap 4: Mustafa Kemal’e geniş yetkiler verilmesinin temelde iki nedeni vardır. Birincisi, doğrudan doğruya 21 Nisan 1919 tarihli İngiliz notasıdır. İngiliz notasında Erzurum, Erzincan, Bayburt, Sivas illerinde silahların toplanması işinin yavaş ilerlediği ve buralarda şuraların toplandığı belirtilmiş, “bu duruma derhal son verilmesi” istenmişti. Etekleri tutuşan Saray Hükümeti, İngilizlerin bu isteğini yerine getirmek için Mustafa Kemal’in yetkilerini bu illeri de kapsayacak biçimde geniş tutmuştu. İkincisi, Mustafa Kemal, 1926’da Falih Rıfkı Atay’a, bu yetkileri, Samsun’a gitmeden önce Genelkurmay İkinci Başkanı Kazım İnanç Paşa’yla yaptığı görüşmede bizzat kendisinin genişlettiğini, bu nedenle Harbiye Nazırı Şakir Paşa’nın talimatnameyi imzalamaktan çekindiğini, zoraki mührünü bastığını bütün detaylarıyla anlatıyor. (7) 1927’de Nutuk’ta da şöyle diyor: “Yetki konusu ile ilgili emri de ben kendim yazdırdım. Hatta Harbiye Nazırı Şakir Paşa, bu talimatı okuduktan sonra imzalamaya çekinmiş, anlaşılır anlaşılmaz bir biçimde mührünü basmıştır.” (8) Mustafa Kemal’e “askeri” yetkiler yanında “mülki” yetkiler verilmesinin nedeni ise görevlerinden bazılarının (şuraları kapatmak gibi) mülki nitelikli olmasındandır.

Soru 5: 9. Ordu Müfettişliği görevi neden ve nasıl Atatürk’e verildi?

Cevap 5: Bu konuda öncelikle Mustafa Kemal’in yönlendirici çabaları etkili oluyor. Şöyle ki, Mustafa Kemal, resmi bir görevle Anadolu’ya geçmek için Genelkurmay’daki ve hükümetteki asker, sivil tanıdıklarını; Dâhiliye Nazırı Mehmet Ali Bey, Harbiye Nazırı Şakir Paşa, Bahriye Nazırı Avni Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa ve Genelkurmay İkinci Başkanı Kazım İnanç Paşa’yı devreye sokuyor. Bu kişiler, Anadolu’ya gönderilecek bir müfettiş arayan Sadrazam Damat Ferit Paşa’ya Mustafa Kemal’i öneriyorlar. Damat Ferit, birkaç kere Mustafa Kemal’le görüşüp “ordu müfettişliği” görevini yapabileceğine ikna olduktan sonra İngilizleri ikna ediyor. (9) Görülen o ki, Damat Ferit, Mustafa Kemal’in “ordu müfettişi olarak Anadolu’ya gönderilmesi” konusunda Vahdettin’i de ikna ediyor. Nitekim Vahdettin, 1923’teki beyannamesinde bu konuda “hükümetin verdiği karara uyduğunu” belirtiyor. Çünkü Vahdettin, daha önceden Mustafa Kemal’i tanıyor. (1917’de Mustafa Kemal’le Almanya gezisi yapmıştı ve 1918’de Mustafa Kemal, padişahın fahri yaverliği görevine getirilmişti.) Mustafa Kemal’in İttihatçı olmaması ve Alman karşıtlığı da Vahdettin’in, Mustafa Kemal’in “ordu müfettişliği” görevini onaylamasında etkili oluyor. Böylece Vahdettin, 30 Nisan 1919’da Mustafa Kemal’i, 9. Ordu Müfettişliği görevine getiriyor. (10)

Soru 6: Atatürk, Anadolu’ya gönderilmesini nasıl açıklıyor?

Cevap 6: Mustafa Kemal, 1926’da Falih Rıfkı Atay’a, “Beni İstanbul’dan uzaklaştırmak için Anadolu’ya gönderdiler” diyor. Kendisinin Karadeniz’deki Pontus olayları hakkında bilgi toplamak bahanesiyle Samsun’a gönderildiğini söylüyor. (11) Mustafa Kemal, 1927’de Nutuk’ta da, “ordu müfettişi “olarak Anadolu’ya gönderilme nedenini şöyle açıklıyor: “Onlar bu yetkiyi bana bilerek ve anlayarak vermediler, ne pahasına olursa olsun benim İstanbul’dan uzaklaşmamı isteyenlerin buldukları gerekçe Samsun ve dolaylarındaki güvenlik olaylarını yerinde görüp tedbir almak üzere Samsun’a kadar gitmem idi...” (12)

Soru 7: Vahdettin, Atatürk’e, “Paşa, paşa, devleti kurtarabilirsin!” derken ne demek istedi?

Cevap 7: Mustafa Kemal -1926’da Falih Rıfkı’ya anlattığına göre- Samsun’a gitmeden önce İstanbul’da Vahdettin’le görüşmelerinden birinde Vahdettin kendisine aynen şunları söylüyor: “Paşa, paşa, şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin. Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir, (O zaman bunun bir tarih kitabı olduğunu anladım. Dikkatle ve sükûnla dinliyordum). ‘Bunları unutun’ dedi. Asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden önemli olabilir; paşa, paşa, devleti kurtarabilirsin!” (13) İşte Vahdettinciler, Mustafa Kemal’in bu anısına dayanarak Vahdettin’in Mustafa Kemal’i, “devleti kurtarması” için Anadolu’ya gönderdiğini iddia ediyorlar. Ancak Vahdettinciler iki önemli noktayı gizliyorlar. Birincisi, Vahdettin için devletin kurtuluşu, “düşmana karşı direnişten” değil, İngilizlerin her dediğini yapıp “İngilizleri memnun etmekten” geçiyordu. Vahdettin, “Paşa, paşa, devleti kurtarabilirsin!” derken -İngilizlerin istediği şekilde- Mustafa Kemal’in, kendisine verilen görev doğrultusunda, Anadolu’da silahları toplamasından, şuraları dağıtmasından ve asayişi sağlamasından söz ediyordu. İkincisi, Vahdettinciler, Vahdettin’in, “Paşa, paşa, devleti kurtarabilirsen!” sözleri hakkında Mustafa Kemal’in yaptığı şu yorumu da gizliyorlar. Mustafa Kemal, aynen şöyle diyor: “Vahdettin demek istiyordu ki, hiçbir kuvvetimiz yoktur. Tek dayanak noktamız İstanbul’a hâkim olanların siyasetine uymaktır. Benim memuriyetim, onların şikâyet ettikleri meseleleri halletmektir. Eğer, onları memnun edebilirsem, memleketi ve halkı bu siyasetin doğru olduğuna inandırabilirsem ve bu siyasete karşı gelen Türkleri tutuklarsam Vahdettin’in arzularını yerine getirmiş olacaktım.” (14)

Soru 8: Vahdettin Atatürk’e 40.000 altın verdi mi?

Cevap 8: Bazı Vahdettinci yazarlar, Mustafa Kemal Anadolu’ya giderken Vahdettin’in Mustafa Kemal’e 40.000 altın verdiğini iddia ediyorlar. Turgut Özakman, 40.000 altının 304 kilo ettiğini, her sandığa 50 kilo altın konulması halinde bunun 6 sandık dolusu altın edeceğini; koca 6 sandık altının o işgal koşullarında Samsun’dan Havza’ya, Amasya’dan Erzurum’a, Sivas’tan Ankara’ya nasıl taşındığını, o sırada Mustafa Kemal’in yanındaki silah arkadaşlarının bu sandıklardan niye hiç söz etmediklerini ve neden Mustafa Kemal ve arkadaşlarının gerektikçe bu altınları harcamayıp ona buna muhtaç olduklarını soruyor.(15)

Gerçek şu ki, Mustafa Kemal, “ordu müfettişi” olarak Anadolu’ya geçerken kendisine Dâhiliye Nezareti ödeneğinden 1000 lira ile 23 karargâh mensubunun 3 aylık maaşları, yollukları ve yüzde 50 zam veriliyor. (16)

Atatürk ve arkadaşları, Anadolu’ya geçtikten bir süre sonra para sıkıntısı çekiyorlar. Örneğin, Atatürk, Erzurum’dan Sivas’a giderken Binbaşı Süleyman Bey 900 lira veriyor. (17) Atatürk ve arkadaşları Sivas’tan Ankara’ya hareket ederken tam anlamıyla yoksulluk içindeler. Mazhar Müfit Kansu’nun ifadesiyle, “Bütün paramız yol için 20 yumurta, 1 okka peynir ve 10 ekmeğe yettiğinden bunları aldırdık.” Kansu, aylarca sabahları bir bardak çay ve bir dilim ekmekle yetindiklerini belirtiyor. (18)

Soru 9: 19 Mayıs’ta Anadolu’ya geçen Atatürk neden ve ne zaman geri çağrıldı?

Cevap 9: Mustafa Kemal, Anadolu’ya geçip de sarayın kendisine verdiği görevin tam tersine, halkı direnişe çağırınca, halka silah dağıtınca, genelgeler yayınlayınca İngilizler, Saray Hükümeti’nden Mustafa Kemal’i geri çağırmasını istiyorlar. 6 Haziran 1919’da İngiliz General Milne, Mustafa Kemal’in geri çağrılması için Harbiye Nezareti’ne yazı yazıyor. 8 Haziran’da, Harbiye Nezareti Mustafa Kemal’i geri çağırıyor. 17 Haziran’da İngiliz Yüksek Komiseri General Calthorpe, Mustafa Kemal’in geri çağrılmasını istiyor. Mustafa Kemal’in Amasya Genelgesi’ni yayınlamasından bir gün sonra, 23 Haziran’da Dâhiliye Nezareti, Mustafa Kemal’in azledildiğini duyurarak emirlerinin dinlenmemesini istiyor. 30 Haziran’da İngiliz General Milne, Harbiye Nezareti’nden, 2 Temmuz 1919’da da İngiliz Amiral Calthorpe, Hariciye Nezareti’nden Mustafa Kemal’in geri çağrılmasını istiyorlar. 5 Temmuz’da Harbiye Nezareti, Mustafa Kemal’i “padişah adına” geri çağırıyor. Mustafa Kemal dönmüyor. 7/8 Temmuz 1919 gecesi Padişah Vahdettin, Mustafa Kemal’i “ordu müfettişliği” görevinden alıyor. (19)

Özetle, Atatürk’ü Samsun’a gönderenler, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Atatürk’ü, bir ay dolmadan 8 Haziran 1919’da geri çağırdılar, iki ay dolmadan, 8 Temmuz 1919’da görevden aldılar. Bir yıl dolmadan, 10 Nisan 1920’de Atatürk ve arkadaşlarının “katli vaciptir” fetvalarını yayınladılar. 18 Nisan 1920 Kuvayı Milliye’ye karşı Kuvayı İnzibatiye’yi kurdular. 11 Mayıs 1920’de Atatürk ve silah arkadaşlarını idama mahkûm ettiler. Padişah Vahdettin, 24 Mayıs 1920’de Atatürk’ün idam fermanını onayladığında (20) Atatürk’ün Samsun’a çıkmasının üstünden sadece 1 yıl 5 gün geçmişti.

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’mız kutlu olsun...

KAYNAKLAR:

1- Turgut Özakman, Vahidettin, Mustafa Kemal ve Milli Mücadele, 6. bas.,Ankara, 2007, s. 246.

2- Mevlanzade Rıfat, Türkiye İnkılabının İç Yüzü, İstanbul, 2000, s.209.

3- Gotthard Jaeschke, Kurtuluş Savaşı İle İlgili İngiliz Belgeleri, Ankara, 1991, s.104.

4- Jaeschke, s.107.

5- Jaeschke, s.104.

6- BOA, DH.İ.UM.19-6/1-70/6.

7- Falih Rıfkı Atay, Atatürk’ün Bana Anlattıkları, Ocak 1998, s. 125-127.

8- Nutuk, İstanbul, 2004, s. 15.

9- Detaylar için bkz. Sinan Meydan, Parola Nuh, Atatürk’ün Gizli Kurtuluş Planları, 10. bas., İstanbul, 2019, s. 462-503,533.

10- BOA, İ.DUİT.158/73.

11- Atay, s. 124,125.

12- Nutuk, s. 15.

13- Atay, s. 139.

14- Atay, s. 140.

15- Özakman, s. 276.

16- Özakman, s. 279.

17- Mazhar Müfit Kansu, Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, C.1, Ankara, 1997, s. 173.

18- Kansu, C.2, s. 449, 481, 487.

19- BOA, İ.DUİT.163/31-4.

20- BOA, İ.DUİT.175/46-1

■ BOA: Başbakanlık (Başkanlık) Osmanlı Arşivi