Tarih: 24 Haziran 1857.

Adı, Samuel “Batto” Sfez idi.

Tunus’ta Yahudi cemaat lideri Nessim Shamama’nın şoförü olarak çalışan genç bir Tunuslu Yahudi’ydi...

Trafik kazasında Müslüman genci öldürdü. Kavga sırasında İslam’a küfür etmesi olayı çok büyüttü.

Yahudi cemaati Sfez’in serbest bırakılması için büyük miktarda para teklif etti. Ancak Sfez idama mahkûm edildi.

Cemaat lideri Shaman, iki yıl önce tahta oturan ve Yahudilere yönelik baskıları kaldıran İkinci Muhammet ibn el Hüseyin’den yardım istedi. Ki Shaman kralın hazinesinden sorumlu biriydi.

Yahudi açılımı yaptığı için tepkiler alan Muhammet, halkın tepkisinden korktu.

Shaman bu kez, Fransız konsolos Leon Roches ve İngiliz konsolos Richard Wood’tan yardım istedi. Olay Avrupa basınında geniş yer buldu.

Baskıların artmasından çekinen Muhammet, infaz emri çıkardı. Sfez kafası kesilerek idam edildi. Tepkiler o kadar yoğundu ki, Sfez için Yahudi cenaze töreni yapılmasına bile izin verilmedi...

Bu acı olay Tunus’ta köklü değişimlere sebep oldu:

DOKUZ SAVAŞ GEMİSİ


Tarih: 18 Şubat 1856.

Osmanlı yönetimi gayrimüslimlere yeni haklar tanıyan hatt-ı hümâyunu/ıslahat fermanını kabul etti.

İspanyol egemenliği altındaki Tunus’a Osmanlı’nın ilk askeri müdahalesi, 1534 yılında

Barbaros Hayrettin Paşa tarafından gerçekleştirildi. Yıllar içinde Tunus, Osmanlı idari mekanizmasının zaafa uğramasıyla özerk yönetime kavuştu...

Sfez olayından sonra Fransızlar, gayrimüslimlere yönelik bir dizi yeniliği kabul ettirmek için Tunus’a dokuz savaş gemisi gönderdi.

Tarih: 10 Eylül 1857.

Tunus, “Ahd al-Aman” denilen “güvenlik yeminini” kabul ederek gayrimüslimlere - kendi mahkemelerinde yargılanmaları, uygulanan cizye vergisinin zımnen ortadan kaldırılması ve yabancılara arazi sahibi olmaları, her türlü işletmeye katılmaları gibi - haklar verdi.

Tarih:  29 Ocak 1861.

“Kanunü’d devle” denen 114 maddelik ilk Tunus Anayasası yürürlüğe girdi. Bu, Arap topraklarının ilk yazılı anayasasıdır...

Ama Anayasa uygulanamadı. Eşit vergilendirme sistemi getirilmesinden, ulusal temsildeki seçimlerde oyunlar yapılması gibi bir dizi sorun ayaklanmaya yol açtı. Ve, 1864’de Anayasa rafa kaldırıldı...

KAĞIT ÜSTÜNDE


Yıl, 1881.

Fransa, Tunuslu bir kabilenin sömürgesi Cezayir’e saldırıda bulunduğunu gerekçesiyle Tunus’u işgal etti. Ardında... “Hasta Adam” Osmanlı, Tunus üzerindeki egemenlik haklarından feragat ettiğini ilan etti.

Tunus’un, 75 yıl sürecek sömürge olma süreci başladı. “İlle de Anayasa” diye direten Fransa, Tunus’ta Anayasa sözünü bir daha ağzına almadı! Tunus’u Fransız generaller yönetti.

Bu işgalin hemen ardından Tunus Anayasası’nı tekrar yürürlüğe sokmak amacıyla örgütlenen el-Hâdıra hareketiniGenç Tunus Partisi ve Düstûr Partisi’ni ezdi.

Destûr partisi lideri Habib Burgiba, 11 yıllık hapisliğe rağmen mücadelesinden vazgeçmedi. Başardı. 20 Mart 1956’da Tunus Cumhuriyeti’nin kurucu ilk devlet başkanı oldu.

Yeni Tunus Anayasası 1959 yılında yürürlüğe girdi. 78 maddeden oluşan anayasanın

birinci maddesine göre Tunus; özgür, bağımsız ve “Temsilciler Meclisi” ve “Danışma

Meclisi” olmak üzere iki meclisli cumhuriyet idi.

Ne yazık ki yine otoriter yönetim kuruldu; parti-devlet bütünleşmesi gerçekleşti ve parti tüm devlet organlarında temsil edilmeye başlanmıştı. Komünist Parti gibi oluşumlar yasaklandı.

Öyle ki, 27 Aralık 1974’de yapılan anayasa değişikliği ile Burgiba ömür boyu Cumhurbaşkanı ilan edildi!

Burgiba’yı 1987’de kansız darbeyle yıkan Başbakan Zeynel Abidin Bin Ali otoriterliği devam ettirdi. 12 Temmuz 1988, 29 Haziran 1999, 1 Haziran 2002, 13 Mayıs 2003 ve 28 Temmuz 2008’de salt iktidarının devamını sağlayacak Anayasa değişiklikleri yaptı. Bunlar iktidarının sonunu getirmeyi durduramadı; 14 Ocak 2011’de Tunus’tan kaçtı.

“Yasemin Devriminden” sonra 146 maddelik anayasa 26 Ocak 2014’te yürürlüğe girdi.

Ve bu Anayasa’nın hazırlanmasında görev yapan Tunus Anayasa Hukuku Derneği başkanı hukukçu Kays Said cumhurbaşkanı seçildi. İşte bu Anayasayı da bizzat Kays Said rafa kaldırdı!

Yani...

Anayasayı yaşatan; kağıt üstündeki güzel maddeler değil, hayatın ta kendisidir!

Yeni Anayasa hazırlığı içindeki AKP-MHP umarım bunun farkındadır.

Selda Bağcan’ın türküsündeki “Anayasso” ile Anayasa arasındaki farkı bilmek şart...