İkinci Dünya Savaşı’nda ABD, Japon vatandaş­larına ne yaptı ise...

Birinci Dünya Sava­şı’nda Osmanlı, Ermeni tebaasına benzerini yaptı: Tehcir kararıyla, kamplarda topladı...

Osmanlı gibi ABD’de cephe gerisi­ni boşalttı. Şöyle;

Tarih: 7 Aralık 1941... Japon uçakları, Amerikan Pasifik Filosu ve Pearl Harbor askeri üslerine sal­dırdı. Çoğunluğu asker 2 bin 471 Amerikalıyı öldürdü. 12 Amerikan savaş gemisi ve 188 savaş uçağını imha etti...

Aynı günün akşamı... Amerikan FBI polisi 2 bin 192 Japon asıllı Amerikalı “muhtemel düş­man” kuşkusuyla Hawai­i’de hapse attırdı. Washin­gton gibi yerlerde 5 bin 500 Japon Amerika­lı daha tutuklandı...

Tarih: 19 Şubat 1942... ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt tehcir kararı imzaladı. Emirle, “Savaş Yer Değiştirme Teşkilatı” (WRA ) ku­ruldu. Roosevelt’in, 20 Ekim 1942’deki basın toplantısında belirttiği gibi “toplama kampları” inşa edildi. (Kamplardan sorumlu Binbaşı Karl Bendetsen Yahudi idi! “Vücudunda bir damla Japon kanı” olan herkesin toplama kamplarına alına­cağını açıkladı.)

ABD’de 127 bin Japon Amerikalı nüfus vardı. Bunun 80 bininin do­ğum yeri ABD idi.

Bu nüfusun 112 bini ülkenin Batı kıyısın­da yaşıyordu. Bu nüfusun tamamı “sabotaj yapma ihtimaline” karşı iç böl­gelerdeki kamplara sü­rüldü... (Osmanlı’da 33 vilayet vardı. 1914 nüfus sayımına göre, Ermeni nüfus 1 milyon 173 bin 422 idi. Osmanlı, 1915 tehcir kararını sade­ce 14 vilayette uyguladı. Çoğunluğu cephe geri­sinde yaşayan 422 bin 758 Ermeni tehcir edildi.)

Japon Amerikalılara dönersek...

68 TOPLAMA KAMPI


ABD’de toplam 68 toplama kampı vardı.

Sivillerin getirildiği topla­ma kampları vardı...

Adalet Bakanlığı’nın gözaltı merkezleri veya hapishaneleri vardı...

Japon Amerikalı asker­ler için eğitim kampları vardı... (Bu arada Alman Amerikalılar ve İtal­yan Amerikalılar içinde toplama kampları vardı. Keza: 19 Latin Amerika ülkesinde “beşinci kol” faaliyetinden şüphe edi­len 2 bin 264 Japon, 4 bin 58 Alman ve 288 İtalyan sınır dışı ettirile­rek ABD’deki kamplara getirildi!)

Evet, ABD’de 120 bin Japon Amerikalı kitle­sel dışlama progra­mına tabi tutuldu. Ki bunun, -101’i yetimha­neden alınan- 30 bini çocuktu!

Evet, ABD tarihinin en büyük zorla yer değiş­tirme programıyla bir günde binlerce insan -yanlarına sadece birkaç giyim eşyası almalarına izin verilerek- evlerinden alınıp ıssız, ücra yerler­deki toplama kamplarına götürüldü...

Kampların çevresinde si­lahlı muhafızlar vardı. Tel örgülerin dışına çı­kanları vurdular; yedi kişi öldürüldü böyle...

Kamplarda 25-30 kişi, derme çatma yapı­lan “evler” içinde yaşadı. Genellikle tarım işlerinde uzun saatler boyunca çalış­tırdılar...

Sadece Manzanar top­lama kampında bakımsız­lıktan 146 tutuklu öldü; toplamda on bine yakın insan vefat etti...

Kamplarda çocuklara verilen eğitim dili İngi­lizce idi. (Tehcir dönemi ve sonrasında Osman­lı’da Ermenice öğrenilme­sinin önünde engel yoktu. Soykırım, dili yok etmeyi hedefler.)

İLK DEGİLDİ


Toplama kampındaki erişkin Japon Amerikalı­lar, 28 sorudan oluşan sorgulamadan geçti: -“Bu­dist misiniz, Hıristiyan mı” gibi...

Son soru şuy­du: “ABD’yi yabancı her türlü saldırılara karşı sadakatle savunacak ve Japon imparatoruna veya diğer yabancı iktidara her türlü bağlılık veya itaatten vazgeçecek misiniz?”

“Hayır” diyen 12 bin kişi “sadakatsiz” bulu­nup daha zorlu koşulların olduğu kamplara götürüldü...

Uzatmayayım:

Savaş bitti. Toplama kamplarındaki Japon Amerikalılar serbest kaldı. (Japonya’ya sınır dışı edileceklerin tutuldu­ğu Tule Gölü Toplama Kampı 20 Mart 1946’ya kadar kapatılmadı.)

Ve fakat: Serbest ka­lanların evlerine dönecek paraları yoktu. Çoğunun ev ve işyeri yağma edil­mişti. Gittikleri her yerde düşmanlıkla ve hatta şid­detle karşılaştılar. Yerleş­tikleri yerleşim yerinden 8 km uzağa gitmeleri yasaktı! Vs.

Japon toplama kampla­rını bugün kaç kişi biliyor? Hiç fotoğrafını gördünüz mü? Saklarlar...

ABD için bunlar yeni değil; 1898’de İspanya savaşında da toplama kampları inşa etti. Kızıl­derililere, Çinlilere, Afrika­lılara filan girmeyeyim...

Yani:

Osmanlı’nın 1915’te, cephe gerisi­nin güvenliği için aldığı tehcir kararına, ABD bu­gün “soykırım” diyor! Bu açıklamaya, -Avrupa’nın göbeğinde soykırıma uğ­rayan- Yahudilerin karşı çıkması gerekiyor; soykı­rım siyasete alet edilemez...