AKP’nin 19 yıllık iktidarında 8 eğitim bakanından 6’ncısı İsmet Yılmaz. “AKP’ye oy vermek, kıyamet günü kurtuluş belgeniz olur” sözleri ve eğitimde gericileşme adımlarıyla hafızalara kazındı. 2016-2018 yıllarında 2 yıl görev yaptı. Görevdeyken 8 Haziran 2017’de Resmi Gazete’de MEB Eğitim Kurumları Sosyal Etkinlikler, MEB İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Sosyal Etkinlikler ile MEB Sosyal ve Kültürel Yarışmalar adlı 3 yönetmeliği yürürlükten kaldırdı. Milli bayramların kutlanması, Atatürk Milliyetçiliği ile Atatürk İlke ve İnkılapları vurgulu eğitim zorunluluğu, yönetmeliklerle birlikte eğitim dışına itildi. Gayri Milli (!) Eğitim Bakanlığı bununla yetinmeyecekti.

GÖNÜLLÜLÜK OYUNU

Mevzuatta ilk defa “gönüllüler” diye bir kavram eklemlenip okulların kapısı yeni kişi ve gruplara açıldı. 15 Temmuz Demokrasi Günü, Kut’ül Amare Zaferi, Kutlu Doğum Haftası gibi günler “Belirli Gün ve Haftalar” çizelgesine alındı. Cemaatler, tarikatlar ve STK’lar derken okullar cübbeli-sarıklıların yeni oyun alanı oldu. Süt Günü, Ağız ve Diş Sağlığı Günü, Felsefe Günü, Kişisel Verileri Koruma Günü, Etik Günü, Arılar Günü gibi 68 ayrı etkinlik kutlanan okullarda Atatürk, cumhuriyet kazanımları, milli bayramlar ve kurtuluş günlerinin kutlanmasının önü kesildi. Atatürkçülük, laiklik, cumhuriyet karşıtı STK’lara ‘gönüllü’ adlı bir elbise giydirip okullara soktular.

ATATÜRK SAKLANAMAZ

Eğitim İş Sendikası, bu 3 yönetmelik ve ‘gönüllü’ kavramının iptali için Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu’na dava açtı. ‘Milli’ kavramı emanette Eğitim Bakanlığı davada kendini savundu. Eğitim müfredatıyla ilgili eğitimcilerin dava açmasında hukuki yarar olmadığını bile söyledi. ‘Gönüllü’ kavramının belirsizlik içermediği, 1739 sayılı kanuna atıf yapıldığı için ulusal-resmi bayramlar, kurtuluş günleri, Atatürk günlerini yönetmeliklere almadıklarını, aykırılık olmadığını anlattılar. Eğitim İş Sendikası Avukatı Burak Sabuncu ise ‘gönüllü’ kavramının hiç bir kısıtlama getirmediği, ‘Atatürk Milliyetçiliği’ne bağlı’ ifadesine Atatürk İlke ve İnkılapları Tarihi Dersi’nde bile yer verilmediğini savundu.

ANAYASAYA AYKIRI

Milli gün ve bayramlarla kurtuluş günlerine bile yönetmeliklerde yer verilmemesinin eksik düzenleme olmakla kalmayıp anayasaya aykırılığını anlatan Sabuncu, yürütmenin durdurulmasını istedi. Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu, son sözü söyledi. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nu hatırlatan mahkeme, ‘gönüllü’ kavramıyla eğitimle ilgili veya ilgisiz birçok kişinin eğitim sistemine eklemlenme riski içerdiğine hükmetti. Okullara giren-çıkanların belirsizliği bu kararla böylece ilk kez hukuken tescillendi. MEB’in, Türk Milleti’nin çocuklarını anayasaya uygun olarak laik, demokrat, Atatürkçü, cumhuriyetçi, milli bayramları kutlayan birer bireyler olarak yetiştirme zorunluk ve yükümlülükleri vurgulandı.

İSTİSMARA AÇTILAR

Mevzuatta, ‘gönüllü kişi’ kavramıyla ‘veliden’ söz edilmesine rağmen yerine getirilen ‘gönüllü’ ifadesinde hiçbir sınırlama ve kritere tabilik olmadığını anlatan Danıştay, “Gönüllü diye pek çok kişinin sisteme dahil olup eğitimi etkilemesinin önü açılır. Muğlak, istismara açık nitelik taşıyor. MEB, hukuka aykırı hareket etti” dedi. 1739 sayılı kanuna aykırı hareket edilmesinin hukuken imkansızlığını da anlatıp, “Kurtuluş günleri, milli bayramlar ve Atatürk’ü anma gibi belirli gün ve haftalara MEB’in yönetmeliklerde yer vermesi yasal zorunluluk” diyerek MEB’in savunmasına itibar etmenin imkansızlığını vurgulayıp okullardaki kutlamalarda bir kural olmadığı, hukuka aykırı ve eksikliği tespiti son karara girdi.

TASI TARAĞI TOPLA

MEB’de 4 yıl önce bu kararlar alındığında, “Atatürkçülük müfredattan kaldırılıyor” diyenlere dönemin Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, “Beden eğitimi ve spor dersi zorunlu 9, 10, 11 ve 12’nci sınıflarda Atatürk’ün beden eğitimiyle ilgili sözleri öğretiliyor” demişti. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Dersi, ortaokul ve lisede ilk 3 sınıfta halen yok. LGS ve YKS’ye giren 8. ve 12. sınıflara sınav senesinde, puanı düşük 3-5 soru soruluyor. MEB artık mahkeme kararıyla Atatürkçülüğü ve cumhuriyet kazanımlarını her sınıfa ve etkili öğretmek, milli bayramları eskisi gibi coşkulu kutlamak zorunda. Siyasal iktidar, eğitim üzerinde müfredat oyunlarıyla top çevirip tarikat ve cemaatlere bu karardan sonra artık pas atmaz. Türkiye, bir hukuk devleti olduğuna göre cübbeli-sarıklılar, taslarını taraklarını toplayıp mahkeme kararıyla okulları terk edecek.