TÜRKIYE, onu vicdan sınırlarını zorlayan bir ev sahibi olarak tanıdı. Sağ elinin işaret parmağıyla çocuğu gösterirken koruma evinde kaldığını ifşa etti. 10 yaşındaki çocukla çikolata pazarlığı yapıp dini telkinlerini sıraladı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda bir çocuğun yüzüne yansıyan ürkekliğe üzülmeyi bırakıp sorgulamalıyız. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın işaret parmağına, Çocuk Esirgeme Kuru­mu’nda kalan çocuklar aslında hiç yabancı değil. Yıllar önce kurum hayrına bastırılan 10 kuruşluk bir yardım pulunda işaret par­mağı dudaklarında, hüzünle bakan çocuk, kimsesizliğin sembolüdür. Bakan aslında neyi işaret ediyordu?

ATATÜRK’ÜN EMANETİ

1. Dünya Savaşı’ndan Kurtuluş Savaşı’na, uzun yıllar süren savaşlar 30 bini aşkın çocuğu kimsesiz bıraktı. Yetim bir çocuk olan Atatürk, o dramı hatıra defterlerinde, “Çocukların cümlesi aç, sefil ve ölüme mahkumdu” diye anlatır. TBMM kurul­duktan 1 yıl sonra 30 Haziran 1921’de Himaye-i Etfal Cemiyeti yani Çocuk Esir­geme Kurumu’nu açtı. Çocuklar esirgenip ellerinden tutulacaktı. İlk bağışçılarından biri eşi Latife Hanım’dı. Kurum, 2 ay sonra 100 yaşına girecek. Çocuklar gerektiği gibi esirgeniyor mu? AKP iktidara gelince ilk iş, Turgut Özal’ın çıkardığı çocukların koruma zırhı 2828 sayılı Sosyal Hizmet Kanunu’nu değiştirdi. SHÇEK adındaki ‘esirgeme’ yani ‘koruma’ kelimesini bile koruyamadı. Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü oldu.

İDEOLOJİK İPOTEK

Kampüste 20-30 kişinin aynı koğuşta kaldığı kışla tipinden 1997’de vazgeçilip bahçelere 5-6 kişilik evler yapılsa da iktidar beğenmedi. 2012’de Sevgi Evleri ve 2016’da Çocuk Evleri açtı. ‘Toplum içinde yaşasınlar’ gibi masumca gerekçeyle ço­cuklar kampüs dışına çıkarıldı. Taşınmayla çocukların zihinlerine iktidara yakın dernek ve vakıfların ipotek koyması için ilk adım atıldı. Bakanlığın Şubat 2021’de yayınladığı faaliyet raporuna göre kurum çatısında ko­runan 13 bin 456 çocuk var. 5 bin 956’sı çoğu kiralık bin 193 apartman dairesinde yaşıyor. Bin 319’u 65 ayrı Çocuk Destek­leme Merkezi’nde ve 6 bin 181’i ise 111 Çocuk Evleri Sitesi’nde barındırılıyor.

ABİLER-ABLALAR

Diyanet’le yapılan protokolde ‘milli ve manevi değerlere sahip bireyler yetiştiri­yoruz’ diye evlerden övgüyle söz edilen raporda, tarikat bağlantılı vakıf ve dernek­lerden hiç söz edilmiyor. FETÖ’nün abi-ab­laları da 15 Temmuz öncesi bu evlerde cirit atıyordu. Yerlerini Muradiye Vakfı, Ensar Vakfı, Yetim-Kimsesiz Çocukları Koruma Derneği, Süveyda Sübyan Kimsesiz Ye­timler Derneği, İnsan ve İrfan Vakfı, Mutlu Yuva Yaşam Derneği gibi iktidara yakın STK’ların abi ve ablaları aldı. İnsan ve İrfan Vakfı’na bakalım. Mütevelli Başkanı Fatih Çıtak, Yönetim Kurulu Başkanı Ayşe Bö­hürler’in oğlu Zeyd Böhürler ve tabii Bilal Erdoğan yönetim kurulunda...

GÖREVLİLERİN ÇIĞLIĞI

Devlet korumasındaki çocuklar siyasi, dini, ideolojik bir çembere sıkıştırıldı. Çocuk Evleri görevlilerinin çığlığına kulak verelim: “Evlerde hiyerarşik bir düzen var. 0-6 ve 7-18 yaş, kardeş bile olsa ayrı evlerde. Psikolog veya sosyal hizmet uzmanı nadi­ren uğrar. Çocuk Koordinasyon Merkezi haftada 2 gün ‘abla-abi’ gönderir. Kadınlar türbanlı, erkekler tipik siyasal İslamcı. FE­TÖ’cüler gitti. Nurcular, Menzilciler geldi. Kursları için her çocuğu camiye götürmek zorundayız. Ramazanda, ‘Siz sahura kaldı­rın, tutabilecekleri kadar tutsunlar’ talimatı verildi. 8-10 yaşındaki çocukları zorla sa­hura kaldırıp oruç tutmaya zorluyoruz. Kız­ların, erkek çocuklarına ‘merhaba’ demesi bile yasak. Gençlik dizileri izleyemezler.”

MAHREMİYET TECAVÜZÜ

“Lise çağındaki bir çocuğun, evden görünen yan sokaktaki okuluna tek başına gitmesi suç. Liseyi terk edip evlenenlerin sayısı artıyor. Evde bir şarkı mırıldandığı­mızda, çocuklar eşlik etse bu da kabahat. İlahi söylemeleri isteniyor. Salgından önce 15 evdeki çocuğu Kuşadası’na tatile götürdük. Plajda, 11-12 yaşında haşemalı kızların tamamı bizim çocuklarımızdı. Fo­toğraf çekip bulundurmak zaten yasak...” diyorlar. Mahremiyet modülü kuran Bakanlık, öncelikle bir çocuğun mahremi­yet sınırları aşılarak beyinlerine ideolojik tecavüzü engellemeli. 10 yaşındaki Azad’a çikolatalı, şekerlemeli, oruçlu dini telkinli tavır, malumun ilamı. Atatürk’ün kurduğu Çocuk Esirgeme’de koruma altında olan çocuklar, 7/24 gece-gündüz Cumhuriyet karşıtı yetiştirenlerden esirgenilmeli!..