Önce Atilla Peker’in savcılığa yaptığı itiraftan alıntılar okuyalım:

“...Korkut Eken ile THY’nin tarifeli uçağı ile Kıbrıs’a gitmek üzere kontrol yapılmadan uçağa doğru geçerken, memurlara cebinden çıkardığı birkaç kimlik arasından seçerek Mustafa kimliğini gösterdi ve kendini kaydettirdi. Korkut Eken bana ‘Jeriko’ silah verdi ve belimde silah olmak suretiyle uçağa bindik.

Kıbrıs’a indik, ismini hatırlamadığım bir otele yerleştik. Sonra aynı gün, Kıbrıs’ta Sivil Savunma Daire Başkanlığı’na gittik. Orada Kurmay Albay Galip Mendi ile tanıştım, yardımcısı Enver Tosun yarbay ile tanıştım. Sonrasında yan odada Korkut Eken ‘Uzi’ marka bir silahı bana verdi, bu silahın nasıl kullanılacağını ve susturucunun nasıl sökülüp takılacağını bana öğretti.

★★★

Bir sonraki gün beyaz Renault Toros marka araçla, akşam hava karardıktan sonra Kutlu Adalı adlı şahsın evinin çevresinde keşif yaptık. Hatırladığım kadarıyla evi yola yakın bahçeli bir evdi. Önünde ufak bir bahçesi vardı. Şahsın evinde dört beş kişilik bir kalabalık olduğunu fark ettik. Bu nedenle içeri girmedik. O esnada benim belimde Jeriko silah ve elimde susturuculu Uzi marka silah vardı!..”

★★★

Atilla Peker o birkaç günlük süreçte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmış gazetecilerinden Kutla Adalı’yı öldüremediklerini, ancak daha sonra görüştüğü Korkut Eken’in kendisine “Atilla biz Kıbrıs’taki işi hallettik” dediğini iddia ediyor.

★★★

Jandarma Genel Komutanlığı’na kadar yükselen emekli Orgeneral Galip Mendi de Korkut Eken ve Atilla Peker’in kendisini ziyaret ettiklerini kabul ediyor.

★★★

Şimdi de mahkeme kayıtları ve medyaya yansıyan bilgilerden, Jeriko ve Uzi marka silahların ve susturucuların Korkut Eken’e kimler tarafından, hangi amaçla verildiğini okuyalım:

★★★

Susurluk kazası sonrasında gündeme gelen Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ait kayıp silahların akıbeti hâlâ meçhul. Olayı araştıran müfettişlerin saptamalarına göre, İsviçre’de yaşayan Ertaç Tinar adlı kişinin İngiltere’de kurduğu Hospro Şirketi aracılığıyla gönderilen İsrail malı 20 adet Uzi ile 10 Jeriko marka silah ve susturucular, dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar tarafından gizli bir operasyon için emekli Yarbay Korkut Eken’e verildi.

★★★

Silahları Eken’e tutanak karşılığında veren isim ise dönemin Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin idi. Mahkeme tutanaklarındaki ifadelere göre; Eken bu silahları, yapılacak operasyon için yabancı bir ülkeye gönderdi.

30 silahtan 20’si Korkut Eken tarafından geri getirildi.

10 Uzi ise hâlâ kayıp!..

★★★

Mehmet Ağar, silahların Eken’e verilme talimatını soruşturma sırasında doğrularken, bunun gerekçesini “devlet sırrı” diyerek hiçbir zaman açıklamadı...

★★★

Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz ise Tansu Çiller’in Başbakanlığı, Mehmet Ağar’ın Emniyet Genel Müdürlüğü döneminde meydana gelen, “kayıp silahlar” olayı için “75 yıllık Cumhuriyet tarihinin en büyük rezaletlerinden biri” diye konuşmuştu.

50 milyon dolarlık bir silah alımının söz konusu olduğunu belirten Yılmaz, “Kayıtlara göre bu silahlar için 25 milyon dolar örtülü ödenekten çıkmış, MİT’e gitmiş. Oradan Emniyet’e gönderilmiş. Sonrası yok!” demişti.

★★★

Silahları ithal ettiği söylenen Hospro firmasının iki fatura kestiğinin saptandığını vurgulayan Yılmaz, şu bilgileri paylaşmıştı:

“Yapılan araştırmalar gösterdi ki özellikle bu firmanın aldığı öteki ihalelerde de iki fatura kesiliyor. Biri gerçek, biri naylon!.. Firmaya komisyon olarak 12.5 milyon dolar daha ödenecekti, talimatımla ödenmedi!..”

★★★

Merhum Başbakan Yılmaz; bir gazetecinin, “Bu silahların operasyonlarda kullanıldığı söyleniyor. Doğru olabilir mi?” sorusuna, “Kayıtlarda bu tür gizli operasyon yok. Her devletin bazı gizli işleri olur, ancak devletin kendi kayıtlarında yer almayacak bir operasyon olmaz. Böyle bir şey yok. Hiçbir operasyon devletten gizlenecek nitelikte değildir!” karşılığını vermişti.

★★★

Başa dönersek;

Kutlu Adalı’yı katleden kurşunlar susturucu takılmış Uzi’den çıkmıştı.

Acaba suikastta kullanılan Uzi, Korkut Eken’e teslim edilen kayıp Uzi’lerden biri miydi?..