Yıllar önce bir gece, 38 yaşında iki çocuk annesi bir kadını getirdi 112 acil ekiplerimiz.

Hastanın şikayeti nefes darlığı ve nefese doyamamaydı.

Değerlendirmemiz sonucunda, son dönem tedavisi kesilmiş ve tüm vücuda yayılmış bir kanser hastası olduğunu anladık.

Akciğerleri ve bedeni sıçrama alanlarıyla doluydu!..

★★★

Derin, hızlı solunumu yetmiyordu ve değerleri artık uyutulmasını (entübe edilmesini) gerektiriyordu.

Hekim arkadaşlarımla tartışıp, entübasyon kararı verdik.

Solunum sayısı dakikada 30’lara çıkmıştı.

Durumu ve kararımızı hastaya anlattık...

★★★

Bu son uykudan geri dönemeyeceğini adı gibi bildiğini söyledi.

“Eşimi” dedi. “Hocam, eşimi görebilir miyim?..”

Hemen eşini çağırdık.

Ellerinden, gözlerinden öptü ve “Her şeyi helâl ediyorum, beni çok mutlu ettin, senden razıyım” dedi.

“Kısaydı ama çok güzeldi. Çocuklara iyi bak sevgilim!..”

Ve ekledi;

“Soluğum yetmiyor artık bana, dayanamıyorum, affet!..”

★★★

Gözyaşları içinde kalan eşi, uzun süre bırakamadı karısının ellerini...

Sonra hiçbir şey söyleyemeden, adeta donmuşçasına adım adım çıktı alandan ve kapı kapandı!..

★★★

İlaçlar verildi, hasta uyutuldu ve entübe edildi.

Entübasyonu yapan doktor arkadaşımız da bir kadındı ve gözyaşlarına boğuldu o uyuduktan sonra...

“Hayatımın ‘en’ zoruydu” dedi!

Sanırım hepimizin meslek hayatındaki “en”lerindendi.

Maalesef yoğun bakımda uzun süre kalamadı ve hayata veda etti.

Yapılacak hiçbir şey olmadığını bile bile, bazı geceler bu olayın anısını yaşarım.

“Hep çok cesur bir kadındı” diye anlatırım acı öyküyü...”

★★★

Acil Tıp Uzmanı Dr. Sarper Yılmaz’ın insanın tüylerini ürperten bu anısını niçin aktardığıma gelince...

Sevdiğinize yarını beklemeden, hemen bir kez daha sarılın...

Sebeplere boğulmuş hüzünleri, bahanelerle süslenmiş kırgınlıkları, incir çekirdeğini doldurmayacak nedenlerle oluşan dargınlıkları gerilerde bırakın.

Veda edin ayrılıklara...

Çünkü sarılacak vakitlerimize dair hiç emin değiliz.

Hele on binlerce canımızı alan şu yok olası Covid-19 sürecinde...

Yaşıyoruz, üstelik sadece yaşlanmak için yaşamıyoruz ya çok şükür!

Çıkın dışarı, derin bir nefes alın ve yüreğinizden gelen bir sesle “Yaşamak güzel şey be kardeşim” deyin...