Yıl, 1930...
Aylardan ağustos...
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Yalova’daki yazlığının “aydınlanma sofrasında” tarihçilerle konuşuyor ve Afet İnan, özetlediğim şu notları tutuyor:
★★★
“- Gelecekte benim yerime geçecek bir partili Cumhurbaşkanı ve onun partisinin kurduğu hükümet, Meclis’ten aldıkları yetkiyi eleştirisiz, denetimsiz kullanmaya alışabilir.
- Eleştirilemeyen ve denetlenemeyen devlet reisi bilhassa güçlü ve faal olup, kendi şahsına muhabbet kazandıracak işler yapar ve Cumhuriyete bağlı görünürse tüm gücü eline geçirebilir.
- Gücü eline geçirince, Roma’da İmparator Ogüst’ün (Augustus) yaptığı gibi sessiz sedasız rejimi değiştirebilir.
- Şahsi yetkilere dayanan şahsi hareketleri önlemenin ve Cumhuriyeti korumanın yolu, çok partili gerçek demokrasiyi kurmaktır...”
★★★
Atatürk, Cumhurbaşkanının partili olmasının yaratacağı sıkıntıları daha o yıllarda görüyor ve çok partili gerçek demokrasinin vazgeçilmezliğini özellikle vurguluyor.
★★★
Değerli tarihçi Sinan Meydan’ın “HAFIZA” adlı kitabından alıntıladığım (Sayfa: 234-237) yukarıdaki satırlar, hem Atatürk’ün büyük öngörüsünü yansıtıyor ve hem de yapılacak ilk seçimlerin, çok partili gerçek demokrasiyi tüm kurum ve kuruluşlarıyla hayata geçirmek için son bir fırsat olduğunu hepimize hatırlatıyor...
Tünelin ucundaki ışık!..
Uğur Dündar
Yayınlanma: