Her Avrupa Şampiyonası yaklaşırken sadece Türklerin değil, turnuvayı oynamış tüm Avrupa ülkelerinin hafızasında bir EURO 2008 Türkiye'si canlanır.

Şenol Güneş'in FIFA 2002 üçüncülüğünden sonra milletçe her anını saniyeleriyle hatırladığımız EURO 2008'deki Türkiye'nin ve orada yaşatılan mucizelerin yerine hiçbir şeyi koyamadık.

Aradan geçen 13 yılda Milli Takım ile aramıza ciddi anlamda mesafe koyan, aramızı açan Fransa 2016'yı hatırlamak bile istemiyorken nasıl koyalım?

O HAYALİ KURAN ÇOCUKLARIMIZ BÜYÜDÜ


Milletçe yüzümüzü yeniden futbola, Milli Takım'a döndürecek bir şeye ihtiyacımız vardı. Neyse ki bizim için hatırlanacak son Avrupa Şampiyonası olan EURO 2008'in olağanüstü büyüsünü yerlerde, koltuk tepelerinde yaşayan ve bir gün orada olma hayali kuran çocuklarımız büyüdü.

Merih Demiral 10 yaşındaydı, Ozan Kabak 8, Yusuf Yazıcı 11, Uğurcan ve Çağlar 12, Rıdvan Yılmaz daha okula yeni başlamıştı. 7 yaşındaydı.

Yetenekleri ülke dışına taşmış, Avrupa'nın üst düzey kulüplerinde hayran kitlelerine ulaşmış bu çocuklarla bir ilki yaşamanın heyecanı içindeyiz şimdi. EURO 2020'nin en genç, beklentisi en yüksek ve idealist kadrosunun etrafında kenetleniyoruz. Çünkü onlarla aramızda özel bir bağ kuruldu.

TARİHİMİZDE HİÇ OLMADIĞI KADAR KALİTELİYİZ


2008'de kadromuzu oluşturan isimlerin çoğu Türkiye'nin dışına neredeyse hiç çıkmamıştı bile. Bu kez vizyon çok farklı. Tarihimizde belki de hiç olmadığı kadar kaliteli ve zenginiz bu defa. Fransa'da, İtalya'da, İngiltere'de ve Almanya'da manşetlere çıkan oyuncularla yürüyoruz.

Her oyun sistemine, her rakibe, her kırılma anına ayak uydurabilecek kapasitemiz var. Artık sadece duygular yok; özgüven var, sakinlik var, tecrübe var, oyun aklı var ve gerçek bir Türk Duvarı var. Turnuvaya 1 yıl rötar yaptıran pandemi bize büyük bir avantaj olarak döndü. Kadromuza güç kattı.

EN YAŞLI HOCA VE EN GENÇ KADRONUN BULUŞMASI


EURO 2020 transferde Avrupa vitrini demek ve bu vitrine çıkma şansı bulan mücevherlerimiz için çarpı 2 motivasyon demek.

Turnavanın en yaşlı hocası Şenol Güneş ile en genç kadrosunun buluşması 13 yıl sonra bize unuttuğumuz duyguları yeniden yaşamayı vaadediyor.

Ekran başına kilitleyecek, ortak sevince kavuşturacak, toplumsal ayrımcılığı unutturacak, belki bir tur, olur ya belki bir peri masalı yazacak milliler için sokaklara dökülmeye hazırız.

Hepsinin dışında futbolu gerçekten seven insanların en büyük yaz festivali olan Avrupa Şampiyonası'nda böyle bir jenerasyonla temsil edilmek beni gerçekten büyük heyecanlandırıyor.

Roma'da başlayacak yeni yolculuğumuzun ilk eşiği bizim gibi değişim ve dönüşüm içindeki kadrosuyla turnuvanın favorilerinden İtalya. 2008'in çocukları Roma'da! Haydi başlıyoruz...