Her iki taraf için de liderlik yarışının çok daha üzerinde özel bir anlamı olan Trabzonspor-Fenerbahçe maçının en büyük kazananı yüzde yüz Abdullah Avcı'dır. Dolayısıyla dipten tırnağa komple bir takım haline getirdiği Trabzonspor'u namağlup liderliğe taşıyan şey hakem kararları değil Avcı'nın kendisine ve oyuncularına olan güvenidir.

Birincisi; lig başından bu yana onsuz tek maç bile oynamadığı, çarkın en önemli dişlilerinden birini, Hamsik'i kaybetmek Avcı'ya fazla mesai yaptırdı. Muhtemelen kafasında daha önce oturttuğu hazır olan düzeninin yerine yeni bir taktiksel tercih ve seçim koymak durumunda kaldı.

ALTERNATİFLİ KADRONUN EKMEĞİNİ YEME GÜNÜ


İşte tam bu noktada kadro mühendisliğinin ne derece başarılı yapıldığına ve Avcı'nın bu konuda ne kadar şanslı olduğuna şahit olduk. Ligin en iyi geçiş ve savunma oyununu doğru oturtan takımı Fenerbahçe'ye karşı Siopis mi Abdülkadir mi? Gervinho mu Djaniny mi? diyerek beyin fırtınaları yapılırken Avcı sahaya çok cesur bir hamleyle çıktı. Hem Gervinho, hem Djaniny, hem de Abdülkadir Ömür'le başlamak 'bu akşam tam anlamıyla hücum oynamaya çıkıyoruz' demekti. Alternatifli kadronun ekmeğini yeme günüydü sanki.

Oyun formasyonunda bir değişiklik yoktu. Fazlaca pas yaparak hem kenarlardan hem de ceza sahası yayı önünden Fenerbahçe savunmasının içine sızmaya çalışılacaktı. Bunun için de Abdülkadir Ömür'ün çabuk ayakları fazlasıyla iş görür gibi duruyordu. Öyle de oldu; maçın hemen başında Djaniny'nin çizgiden getirdiği topta ceza sahası içini inanılmaz hızlı dolduran Ömür dokunabilse plan daha ilk saniyede tutmuş olacaktı.

MAÇI GETİREN O MÜTHİŞ PAS


Ancak pozisyonun dönüşü Trabzon kalesinde gol olunca senaryo değişti. Rossi'nin çok erken gelen golü F.Bahçe'yi zaman zaman 4'lü ve sonra 5'li savunmaya döndürdü. Çünkü Trabzon agresif gelecekti. Abdullah Avcı bu senaryoya da iyi çalışmıştı. Hücuma daha en geriden stoperlerin 30-40 metre paslarıyla çıkmaya başladılar. Ve Edgar Le'nin savunma arkasına Djaniny'nin koşu yoluna zehir gibi bıraktığı o pas maçı o saniye Trabzon'a getirdi. 90 dakikalık bir maça bedel, bir stoper için fazla klas bir pastı.

Kim Min Jae'nin son adam Djaniny'i düşürmesi ve ikinci sarıdan kırmızı kartla oyundan atılması Edgar Le'nin o pasını çok çok daha değerli bir hale getirdi. Frikikte topun başına Trabzon'un saha içi lideri Bakasetas gelirken F.Bahçe'de çok acayip 2 hata yapıldı.

MUNDAR EDİLEN BARAJ VE ALTAY'IN HATALARI


Hata 1- Bugüne kadar asla bir işe yaramadığını düşündüğüm barajın altına adam yatırma hadisesi belki de ilk kez fayda sağlayacakken doğru yapılamadığı için mundar edildi. Yere yatırılan Osayi Samuel'in baraj boyunun dışında kalan ayakları amaçsızca dururken Bakasetas onun solundan topu geçirmeyi başardı.

Hata 2- Bakasetas'ın topa vurduğu mesafe aşağı yukarı 20 metre. Ayak içiyle falso verdiği şut sert olsa Altay zaten yetişemeden top içeriye girecek. Bu kadar yavaş gelen topu Altay'ın rahatlıkla yakalayıp tutmasına rağmen kaleye sokması F.Bahçe adına gecenin en büyük hayal kırıklığıdır.

11'e 10 kişi olduktan sonra beraberlik golünün de anında gelmesi hem tribünlerin hem de Trabzon'un zaten iyi olan iştahını daha da kabarttı. Pereira eksik takımla oynama reaksiyonunu gösteremedi. 10 kişi kalmak F.Bahçe adına her şeyin bittiği anlamına geliyordu sanki. Tamamen mahkumiyete dönüldü. Hem taktiksel hem de zihinsel olarak bu duruma hazırlanılmadığı çok açık.

GALİBİYET PLANINI DEVREYE SOKTU


İkinci 45 başlamadan önce Nwakaeme'yi de kaybetti Abdullah Avcı... Ancak sahadaki en yaratıcı silahını kaybetmesinden herkes endişe duyarken o, galibiyet planını devreye soktu. Neydi o plan hemen söyleyelim; klasik Avcı taktiği aslında. Stoperleri orta saha çizgisine yanaştırarak sete çok adamla yerleşip bek ve kenar oyuncularıyla iş bitirmek. Bu anlamda da Yusuf Sarı ve daha hücumcu bek olan Trondsen hamlesini yaparak fitili ateşledi.

4-5 dakika sonra diğer beki Peres'i de kaybetti. Orayı da hemen Dorukhan'la çözdü ki haftalardır oynamayan Dorukhan ikinci yarı müthiş iş çıkardı. Ardından son imha silahı Cornelius'u ve yorulan Berat'ın alternatifi Siopis'i de içeriye atarak kapıyı kapattı. Herkes ne yapacağını ezbere biliyordu. Takır takır işledi. 83'te Cornelius penaltıyı aldığında Avcı kenarda zaferini kutluyordu.

İKİ ÖZEL PERFORMANS


1- Trabzon takımının değil, şehrinin bir lideri haline gelmeyi bu kadar kısa sürede başaran Bakasetas penaltıyı atarken öyle kendinden emindi ki şutla beraber aynı anda tribünlere sevinmeye koştu. Bordo mavililerin nabzı onunla atıyor diyebiliriz.

2- Gecenin en özel performanslarından birini yaşayan Abdülkadir Ömür de Avcı'nın ne kadar doğru bir tercih yaptığının kanıtı oldu. Pozisyonunu ve ayağına gelen şansı çok iyi kullandı. Hala özgüveni ayaklarına tam anlamıyla inemese de uzatmaya rağmen bitmeyen enerjisiyle orta sahada topu kaparak yaptığı 3. gol başlangıcı gelecek adına ışık verdi.