Trabzon ideal kadrosuyla sahada olunca iyi takım. G.Saray’a göre takım gibi takım. Ne oynadığını çok iyi biliyor. Blokları iyi kapatıyor, saha yerleşimi yerli yerinde. Hücuma çıkarken de defansa dönerken de takım halinde hareket ediyor. Bir artıları da oyuncularının mücadele gücünün yüksek oluşu, futbol sertliğini de sahaya yansıtıyorlar. Öyle çıtkırıldım değil kavgacı bir takım.

Böyle olunca maçın başlamasıyla Galatasaray’a karşı oyun üstünlüğünü ele aldılar. Zira Galatasaray’da yukarda saydıklarımın hiçbiri olmadığı için sudan çıkmış balığa döndü ilk yarıda. Çerçeveyi ilk yarıda göstermedi Trabzon. Fırtına ne yaptı? Üç dakika dolmadan iki şut, direkten dönen top derken Galatasaray’a sahayı dar etti. Özellikle orta alanda neye uğradığını şaşırdı sarı-kırmızılılar. Taylan ve Gedson’un yumuşak kalışını iyi değerlendirdi Trabzon. Bastıkça bastılar, nefes aldırmadılar. Galatasaray oyun kurmaya başaramadı genelde, top kapma süresi çok uzadı. Kısacası Trabzon oynadı, Galatasaray seyretti.

İkinci yarıda denge kuruldu, Trabzon’un oyundan düştüğü anlarda Galatasaray yüklenir gibi oldu ama yetmedi. Luyindama’nın yine savrukluğu Edgar’a asist olarak dönünce, Edgar da jeneriklik golüyle Galatasaray’ı cezalandırdı. Halil’i yine beğendim. Gerçek bir forvetle oynayınca Galatasaray’ın ritmi de olumluya dönmüştü oysa. Terim’in yanlış tercihini anlayamadım. Son saniyede Emre Akbaba’nın golü ise teselli ve küçük bir umut kırıntısı olarak Galatasaray’a kaldı.