Değişik evrelerden oluşan insan yaşamı bir varlık albümü gibidir. Doğumdan ölüme uzanan zaman çizgisinde olumlu, olumsuz nice durumlarla dokunan “ömür” dediğimiz süreç, kimisi kendi elimizde ama çoğu yazgının yörüngesinde olaylarla geçer ve sonlanır. Yaşamı değerli kılan, sahibine kazandırdıkları değil, topluma yararıdır. İnsanı unutulmaz kılan da gerçekleştirdiği, sağladığı ve vurguladığı yararlar, yapıtlar, kurduğu örnek ilişkilerle değerlerdir. Kısa süre önce yitirdiğimiz Avukat Ö. Atilâ SAV, örnek kişiliğiyle unutulmaz seçkinlerimizden biridir. Meslek yaşamıyla özel yaşamında her zaman beğeni toplamış güvenilir, saygın bir yurttaşımızdı. Ankara Barosu Başkanlığı’ndan Çalışma Bakanlığı ile Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlıklarına atanmış, Bağkur Yasası’nı gerçekleştirmiş bir başarılı hukukçu idi. Babası Nejat Sav ile kardeşi Ergun Sav da hukuk dalında tanınmış adlardı. Eşi Nuyan Sav ile kızı Özden Sav da hukukçudur. Oğlu Aydın ise tıp dalında Prof. Dr. dur

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğrenci Derneği seçimlerinde biz 1.sınıfta iken Atilâ son sınıftaydı. Grubumuzun sözcüleri olarak mesleğe TRT Hukuk Müşavirliğinde başlayan Erdoğan Bağlum ile ben sınıfları dolaşarak dinlence süresinde konuşmalarımızla başkan adayımız Atilâ için oy istiyorduk. On yıldır aynı grubun yönetiminde olan dernek seçimlerini kazanarak Atilâ’yı başkan yaptık. Beni de Üniversite Talebe Birliği Yönetim Kurulu’na aday seçtiler. Sonra Birliğin Kültür Kolu Başkanı oldum. Oradan da Türkiye Millî Talebe Federasyonu Yayın Komisyonu Başkanlığına geçtim. Zamanın en büyük, en etkin, Dünya Gençlik Konseyi WAY’ın üyesi olan bir öğrenci kuruluşu idi. Orada Devrim Gençliği dergisi yazıişleri müdürlüğü yaptım. Avukatlık stajını yaptığım Avukat Rahmi Mağat’ın bürosu İşkur Han’da idi, Avukat Nejat Sav (Atilâ’nın babası)’ın bürosu da 1. katta idi. Hepimiz saygı duyar, uyarılarını ve önerilerini dinler, yararlanırdık.

Başkanlığı sırasında Atilâ ile Baro’daki odasında çalışıyorduk. Telefon çaldı, Atilâ konuştu ve bana döndü ‘”Nihat Erim hocamız beni Bakan yapmış, çağırıyorlar, çıkalım” dedi. Başkanlık odasından çıktık. Elini yıkamak istedi, çantasını tuttum, çıkınca verdim. Adliye’nin kapısından çıkınca bir taksi çağırdı. Binerken sırtına vurup “Haydi hayırlı olsun” diyerek uğurladım.

Atilâ’nın çok yönlü kişiliği, tüm tanıyanları ve meslektaşları arasında saygın bir konumu vardı. Tiyatro eleştirmenliği, sanata ve spora belirgin yakınlığı, birlikte üyesi olduğumuz Türk Dil Kurumu’ndaki çalışmaları herkesin beğenisini alan çalışmaları kapsamında idi. Konuşmalarıyla da etkinliğini vurguluyordu. En önemli niteliklerinin başında Atatürkçülüğü ve siyasal yansızlığı geliyordu.

Nihat Erim Hükûmetinden arkadaşlarıyla birlikte ayrılıp mesleğine döndü. Barolar Birliği’nin kuruluşunda büyük payı olan, 1980 ‘de Başkanlığı’nı yapan Atilâ mesleğindeki ciddiyeti, arkadaşları arasındaki onurlu duruşu ile her zaman beğeni toplamış, sevilmiş, sayılmıştır. Hukuk, sanat ve spor onun ödünsüz içtenlikle bağlı olduğu konular, alanlardır. Genç meslektaşlara örnek olacak yapısı, çalışmaları, konumu ve kazandırdığı değerlerle her zaman en iyi duygularla anılacaktır. Türk Hukuk Lügati için Türk Hukuk Kurumu’nda yaptığımız çalışmaların yönetiminin başkanı olan Atilâ’nın unutulmaz anıları her zaman yüreğimizi sıcak ve ışıklı tutacaktır. Nurlar içinde yatsın.