-Dinlemeyen, dinlenmez-

Uygar yaşamın düzenleyicisi ve güvencesi olan hukuk bilimsel bağlamda yarlığın aydınlık kaynağıdır. Yönetimlerin dayanağıdır. Yöneticilerin istediği gibi uygulayacakları, kişiye göre değişen kurallar değildir. Yaptırımlarla geçerlik ve etkinliği sağlanan düzen koruyucudur. Siyasetin yürütücüsü ve denetçisidir. Gelişigüzelliklerin, keyfiliğin, başıboşluğun ve tüm aykırılıkların engeli, önleyicisidir. Kimilerinin, kimi yönetimlerin işlerine geldiği gibi uygulayacakları ya da uygulamayacakları kurallar demeti değildir.

Yürürlükteki Anayasa’nın 103. maddesinde yer alan Cumhurbaşkanı andındaki “... görevi TARAFSIZIıkla yerine getirmek...” açıklığı ile, 104. maddesindeki “... Türk milletinin birliğini temsil eder...”  tümcesinin hiçbir tartışmaya yer vermeyecek kadar belirginlikleri karşısında Cumhurbaşkanı’nın bir siyasal yanla bağlılığı düşünülemez ve olamaz. Oysa günümüzde bu görevde olan kişi bir siyasal partinin genel başkanlığını da yürütmektedir. Kanımızca, bu açık ilişki Anayasa’ya çok büyük bir somut ayrılıktır.

Anayasa’ya bu kadar belirgin aykırılık hiçbir nedenle, hiçbir geçerli görüşle savunulamaz. Gerçek, siyasal çıkarlarla, siyasal yandaşlık ve etkilerle değiştirilemez, kişisel bağlantılarla tersine çevrilemez. Bilimsel ve yönetsel hiçbir gerçekçi görüş durumu olumlu kılamaz. Hukuksal gereklerin üstüne çıkan siyasal yandaşlık savunmalarının hiçbir önemi yoktur. Anayasal aykırılık çıplak geçersizliktir, en büyük hukuksuzluktur. Aykırı durum, “yandaşlık” ötesi yanlılıktır. Sonuç belirleme, son sözü söyleme konumunda olanların Devlet, hukuksal kurumların ve kuruluşların en büyücü, en görkemlisidir. Yapısının hiçbir yönden gölgeli olmasına kapı açılamaz. Devleti temsil eden yöneticilerin çok duyarlı, çok dikkatli, çok özenli durmaları, davranmaları gerekir. Anayasa’nın 103. maddesindeki tarafsızlık bir siyasal parti ilişkisine açık ve kesin engeldir. “Ulusu temsil” bir siyasal partinin temsilciliğine açık ve kesin karşıdır. Anayasa gözardı edilerek, gelişigüzel yorumlarla gerçekler tersine çevrilerek konum savunulamaz. Devleti temsil ile bir partiyi temsil birlikteliği bağdaşamaz. Koşullara uygun eski günler çok geride kaldı. Anayasa’ya aykırı bir konum-durum asla geçerli olamaz, geçerli sayılamaz.

Kaçıncı kez bu görüşü yineleyerek hukuka bağlılık bilinci ve terbiyemizi sürdürüyoruz. Kanımızca Cumhurbaşkanı’nın parti üyeliği tarafsızlık kuralına çok açık, çok büyük, çok somut aykırıdır. TBMM’deki Hâkimler ve Savcılar Kurulu üyeliği seçimleri de siyasal pazarlık görünümü veren yapılışıyla, eleştiri almaktadır. Yargı için yansızlık, duyarlık ve güven en yaşamsal koşullardır.