Toplumsal yaşamın doğal belirtileri, yansımaları, değişik olaylarla birbirine eklenmektedir. Olumsuzlukların üzüntüsüyle, olumluların mutluluğu birbirine karışarak burukluk yaratmakta yaşam tadı yeterince duyulmamaktadır. Toplumsal aydınlığı karartan tutum ve davranışlardan çekinilmemekte, özellikle siyasal dayanaklarla ödünler verilmekte, gerçekler yerine yapaylık sergileyen özentiler yeğelenmektedir.

Ulusal yaşamımızın çağdaşlaşmasında büyük payı olan Medeni Kanun’un 95. yıldönümü, İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği ve İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi’nin ortak açıklamaları olmasa, anımsanmayacaktı. Günümüz siyasal iktidarın eğilimleriyle yardakçılarının tutuculukları bir yana, eğitim ve bilim kuruluşlarının ilgisizliği, toplamsal aydınlığımızın hukuksal dayanaklarının başlıcası olan Medeni Kanun’u ve katkılarını daha çok özümsemeyi engellemektedir.

Bu aymazlağın yanında bir de Kurtuluş Savaşı’na karşı çıkan, yurtseverleri suçlayan, İngilizler’in desteğiyle karalamalarını açıklayan Teali İslâm Yöneticisi İskilip’li Âtıf hocanın anmasına ilin valisi katıldığı gibi kendisini ve andığı hocayı savunuyor. Böbürlenerek yaptığı konuşmasıyla yadsıdığı gerçekler gözetilirse ne düşüncede ve amaçta olduğu, kimlere duyurmak istediği kolay anlaşılır. Siyasal etkenlerin bu durumlara neden olduğu üzüntüyle izlenmektedir.

Daha üzücü durum AKP Genel Başkanı’nın kullandığı kimi çirkin sözcükler, yaptığı suçlamalar, makamına yasal yanıtlar düşmanca sözlerle yapılırsa bundan yalnız yanlar değil, herkes zarar görür. Toplum önünde mahalle kavgası yapan yaramazlar gibi gelişigüzel olmaktan da öte ağır karalamalar içeren sözleri bulunduğu geçici kata asla yakışmamaktadır. Toplumsal barışın öncüsü olması gereken kimselerin kişisel düşkünlüklerini düşüklüğe indirmemeleri gerekir ve beklenir.

Toplumsal barış, ulusal yaşamın temel dayanağıdır. Devlet katlarında görev alanlar bu durumu asla gözardı edemezler. Onlar için partilerinden çok devletin nitelik ve özellikleri, tüm ulusun esenliği koşuldur. Devlet görevinde partizanlığı öne çıkaranlar demokrasiye sırtını dönenlerdir. Görevleri gölgeleyen ve görevlileri karalayan başlıca olumsuz etken partizanlıktır. Herkesin sorumluluğunun bilincinde olması toplumsal yaşamın güvencesidir.