Ulusal yaşamın ve devlet yönetiminin güneşi olan adalet, yöneticilerin tutum ve davranış bozuklukları nedeniyle zaman zaman gölge altında kalmaktadır. Yönetim uygulamalarının yanlılık ve aykırılıklarının nedeni olan kötülükler yaşamı karartmakta, toplumsal barış yara almakta, ulusal birliğimiz sarsıntıya uğramaktadır. Partizanlığı ustalık, beceri ve kazanım sayan sakat anlayışlar zaman zaman “80 milyonu aşan nüfusumuzdan” sözederek birliktelik yanlılığı gösterse de gerçekte partizanlıkla açılım çabalarını artırmakta ve ölçüsüz duruma getirmektedir.

Adalet, yaşamın en etkin güvencesidir. Hukuk, adalet terazisinin (ölçerinin) ağırlıklarıdır. Hakların, özgürlüklerin, şeref ve onurun bekçisidir. Bu yaşam andı, belgesi ve odağı olan anayasa, varlığın dayanağı ve devletin kuruluş belgesidir. Devlet yapısının plânı, çalışmalarının da programıdır. Hepsi bağımsız, özgür ve gönençli yaşamanın kaynağı ve dayanağıdır.

Böyle bir ufku olan yaşamı gölgeleyip karartan rezaletler yaşanmıştır. PKK’lıların ayağına çadır mahkemeler gönderen günümüz iktidarı, Oslo’da onlarla görüşmeler yaptırmış, Habur’da PKK’lı teröristleri gösterilerle karşılayıp uğurlatmış, Öcalan’ın yakınlarını TV’ye çıkartmış, kendi yararına sandığı ve bulduğu etkiler için İmralı’yla görüşmeler yaptırmıştır. Son zamanlarda da bunlar yetmiyormuş gibi salgın yasaklarını hiçe sayan gösterili toplantılarla sözde AKP kongreleri düzenleyip başkanına yukarıda da anlatmaya çalıştığımız gibi zaman zaman “80 milyon” diyerek ulusun tümünden sözetse de ayrımcı, yaralayıcı saldırgan sözleriyle karşıtlarını suçlayıp karalayan iktidarbaşı toplumsal barışı, ulusal dayanışmayı hiçe saymaktadır. Yaşamın rengini karartan, birlikteliğin ve dayanışmanın sıcaklığını dışlayan, dilinin ölçüsüne önem vermeyenler karşıtlarıyla birlikte kendileri de zarar görürler. Halkın kötü duyguları kötülüklere karşı yoğunlaşır.

Büyükler, yaşlılar, önderler, liderler, yetkililer herkesten çok konuşmalarına özen gösterecektir. Onlar toplumun öncüsü olduğu kadar örneğidir de. Söz (lâf) kalabalığı değil, anlam ve değer önemlidir. Hele ayrıştırıcı, kavgacı, saldırgan ve saçmasapan sözler yetersizliğin, niteliksizliğin, bozulmuşluğun, boşluğun ve kötülüğün dillenmesidir. Gerisi “lâf” tır. Hiç unutmayalım: Kötüyü ondan daha kötü olanlar tutar, destekler ve alkışlar. Neler yaşandı, izlendi, onurlarını satarcasına emeklilik sonrası büyük ücretli makamlara oturanlar oldu.