-Başkasını yararlı olacaksa affediniz, kendinizi asla-

Siyasal amaçlar ve nedenlerle gelişigüzel konuşmanın, saldırgan sözlerle ve davranışlarla kavgaya tutuşmanın hiçbir yararı ve savunulacak yanı yoktur. Siyasal ortamda ulusa güven verecek, toplumsal barışa özen gösteren tutumlar yerine küstahlığa varan kabadayılık gösterileri asla yakışık değildir. Yurttaşlar arasında dayanışma yerine aykırılık yaratan, karşıtlığı ve saldırganlığı bir tür kahramanlık gibi gösteren ilkellik eylemleri ve söylemleri, sonuçta kişilik bozukluğunu yansıtan sakıncalı durumlar olarak kınanmaktadır.

Geçtiğimiz günlerde bildirileri nedeniyle emekli amirallere yönelik işlem ve uygulamaları asla uygun bulmadığımız gibi onlara yönelik suçlamaları da gerçek görmüyoruz. Siyasal beklentileri ve çıkarları nedeniyle gerçekleri tersine çevirerek kendilerini haklı göstermeye çalışanlar, bir gün iplikleri pazara çıkacak olan kara dillilerle kara düşüncelilerdir. Şımarık ve çıkarcı kimi siyasetçilerin iktidarcılara desteklerinin hiçbir değeri, önemi ve yararı yoktur.

Bağımsız ve yansız basında “Kontroldeki yargı.. -İktidar yanlısı bilirkişiler..” sözlerinin yansıttığı üzücü durum hepimizi derinden düşündürmelidir. Bağımsızlığı, namusu, onuru geçerlik kanıtı olan yargıya yönelik yakınmalar geleceğimizi bile etkiyen olumsuzlukların boyutunu açıklamaktadır. O kadar çok yalaka, dalkavuk, şakşakçı, uydu ve köle tutumlu kişiliksiz var ki, ürküten durumlara ve duygulara neden oluyor. Yazarın “Türkiye artık bir hukuk devleti değildir.” yakınması (Yazgülü Aldoğan, Cumhuriyet, 8 Nisan 2021) içinde bulunduğumuz olumsuzluklara ilişkin uyarıcı bir değinmedir.

Siyasal alanda Devlet Bahçeli’nin Anayasa Mahkemesi’ni gereksiz sert sözlerle eleştirmekle yetinmeyip kapatılmasını istemesi, dikta heveslilerini özendirecek ve kendisini de çok üzüp pişman edecek sakıncalı bir çıkıştır. Yargı bağımsızlığı ve güvencesi, demokratik yaşamın varlık ve sağlık koşuludur. Öyle sanıyoruz ki Anayasa Mahkemesi Anayasa ile kurulmasaydı günümüzdeki iktidar ve yandaşları kafasıyla çoktan kapatılırdı. Anayasa Mahkemesi anayasal güvencedir. Kimi zaman kararlarının uygulanmayacağı, tanınmayacağı bile ileri sürülmüştür. Günümüz AKP liderinin olumsuz yaklaşımları ve sözleri bilinmektedir. Yasama organının bugünkü durumu, iktidarın ötelemesiyle azalan etkinliği, hukuk devleti niteliğiyle bağdaşmayan bir yaralanmadır. Meclisi göstermelik ve sembolik bir kurum durumuna düşüren tutumları, iktidarın hukuk saygısı ve bağlılığın ölçütüdür.

Yargıtay ve Danıştay’dan yapılan iktidar yanlısı açıklamalar hukukun bağımsızlığı ve yansızlığı ilkelerine aykırı önemli yanlışlık ve yanılgıdır. Emekli amirallerin açıklamaları nedeniyle son sözü kararlarıyla söyleyecek organların önceden görüş açıklamaları, yansız olmadıklarının kanıtı sayılacak olumsuz bir durumdur. Yargı bağımsızlığını kuşkuya düşürecek, gölgeleyecek, anlamsız kılacak her girişim ve kalkışma demokrasiye, hukuk devletine karşıtlık ve bu değerleri karartacak sakıncalı kalkışmadır.

Devlet Bahçeli’nin İNÖNÜ hakkındaki hoş görülmesi olanaksız sözleri, Kemal Kılıçdaroğlu’ na yönelik aşırı ve ölçüsüz eleştirileri, saldırının kötü örnekleri sayılabilir. İktidarın “Kanal İstanbul” inadı gibi siyasette inat en olumsuz davranışlardan biridir. İlkellik, siyasetin çamurudur. “Süleyman Demirel” adının kimi kuruluşlardan kaldırılması girişimi de böyle olumsuz bir durumdur ve tutumdur.