Önünde bulut olmayan güneş, adalet güneşidir. Uygulanacak kuralların yeterliği bir yana uygulanmasına karar veren görevli ve yetkililerin yaraşırlığıyla başarıları en önemli etkendir. Doyuruculuk yönünden hiçbir şeyle karşılaştırılması olanağı bulunmayan adaleti gölgeleyen yanlışlıklar ve yanılgılar insanlık bağlamında en büyük, en bağışlanmaz kusurlardır. Yanlılığı, tembelliği, bilgisizliği en büyük ahlâk ve insanlık suçu sayan yargılama işlevi, toplumsal barışı ve dayanışmayı yaşamın temel dayanaklarının bir türü olarak benimsemiştir. Yargı görevlilerinin kişilik, ahlâk, bilgi, kavrayış ve anlayış yönünden yeterlikleri çalışmaları konusunda önde gelen koşullardandır.

Özellikle son yıllarda siyasal doyumsuzluk, arsızlık, bir tür gözüdönmüşlük adalet konusunda da yeni sakıncaları gündeme getirmiştir. Görevlerinde yansızlıktan uzaklaşarak kayırmalar ve yaranma çabalarıyla siyasetçilere yaslananlar çekinilmeden yargıda görevlendirilerek yanlı işlemler için kullanılmaktan kurtulamamaktadır. Hiçbir kuşkunun, kuruntunun, olumsuz düşünce ve yakıştırmanın konusu olmaması gereken adalet alanında siyasal etkiler ve katkılarla adalete gölge düşürülmemesi gereken. Gölgeli adalet, adalet değil, rezalettir. Tüm yurttaşların, tüm ilgili, yetkili ve görevlilerin bu konuda çok duyarlı olması gerekir.

Anayasa Mahkemesi üyeliğine İstanbul Cumhuriyet Savcısı’nın getirilme sürecindeki görülmemiş hız, iktidarın yargıya el atmalarının yeni bir örneğidir. Toplumun yaklaşımına aldırış edilmeden, hiçbir çekinme duymadan, ilgili değerleri ve ilkeleri gözardı edilerek “kendi adamlarını atıyor” gibi uygulama, kötü bir örnek işlemdir. Yargının etki ve gölge altında olduğu kuşkusu toplum için en zararlı durumlardan biridir. Anayasa’nın yargıyla öngördüğü kuralları tersine çeviren tutum, devletin niteliğiyle oynamaktır. Burada, gereken durumlarda cumhurbaşkanını yargılayacak kurula onun atama yapmasının sakıncası bir kez daha açıklık bulmaktadır.

Yargı görevinin tartışılmaz özelliği, adalet kavramının benzersiz ve eşsiz değerini yaşama geçirmek işleminden gelmektedir. Toplumsal yaşamın, insanlık değerlerinin en etkin güvencesi olan yargının hiçbir kuşku ve endişeye yer vermeyen çalışma ve uygulamalarının insanlık için en büyük güvence olduğu asla unutulmamalıdır. Birinin, birilerinin yakını ve yandaşı etkisiyle yargıda görevlendirme kanımızca en büyük insanlık suçudur. Birkaç yıl önce AKP’li 300’e yakın avukatın yargıda savcı ve yargıç olarak atanması adaleti kuşkulu ve gölgeli kılmaktan başka bir şey değildi.

Yargı, vicdan terazisinin en duyarlı olduğu görev alanıdır. Siyasal çabalar, siyasal oyunlar, siyasal girişimlerle kötüye kullanmalar, yargıya saygısızlıktan öte yadsıma ve bir tür siyasal sapkınlıktır. Yargı, hiçbir bağ, hiçbir etki ve hiçbir elatmaya olanak vermeyen adalet güvencesidir. Yargıda görevini kötüye kullananlarla yargıyı kullanma ve etkileme girişiminde bulunanlar bağışlanmaz kusurların sorumlularıdır. Siyasal yalanlar (palavralar)la çürükler er-geç yaraşır oldukları yerlere düşecek, gömülecektir.