Tanışırken illa ki sorarlar...

- Memleket nire hemşerim?

- Şuralıyım.

- Aslen nerelisin?



Son nüfus sayımına göre, Türkiye’de “aslen” 2 milyon 574 bin İstanbullu var.

2 milyon 329 bin Diyarbakırlı var.

2 milyon 29 bin Ankaralı var.

1 milyon 975 bin İzmirli var.

1 milyon 835 bin Bursalı var.

1 milyon 796 bin Adanalı var.

1 milyon 227 bin Antalyalı var.



Şehirlerin nüfuslarından sözetmiyorum... “Kütük” tabir ettiğimiz, nüfus kağıtlarımızda kayıtlı olduğumuz şehirlerden sözediyorum.



Mesela Trabzon’un nüfusu 800 bin kişi ama, Türkiye genelinde iki misli, 1 milyon 560 bin Trabzonlu var.

Sivas’ın nüfusu 630 bin kişi ama, Türkiye’ye yayılmış vaziyette üç misli, 1 milyon 962 bin Sivaslı var.



Türkiye’de nüfus kütüğüne kayıt itibariyle en fazla Şanlıurfalı var, ülke genelinde 2 milyon 906 bin Şanlıurfalı yaşıyor.

İkinci sırada Konyalılar bulunuyor, 2 milyon 624 bin Konyalı var.



1 milyon 988 bin Samsunlu var.

1 milyon 913 bin Erzurumlu var.

1 milyon 818 bin Hataylı var.

1 milyon 740 bin Gaziantepli var.

1 milyon 680 bin Mardinli var.

1 milyon 584 bin Vanlı var.

1 milyon 572 bin Ordulu var.

1 milyon 494 bin Kayserili var.

1 milyon 419 bin Manisalı var.

1 milyon 390 bin Mersinli var.

1 milyon 363 bin Tokatlı var.

1 milyon 308 bin Çorumlu var.

1 milyon 285 bin Balıkesirli var.

1 milyon 217 bin Yozgatlı var.

1 milyon 147 bin Giresunlu var.

1 milyon 72 bin Kastamonulu var.

943 bin Aydınlı var.

761 bin Eskişehirli var.

731 bin Zonguldaklı var.

731 bin Kütahyalı var.

668 bin Muğlalı var.

648 bin Amasyalı var.

574 bin Tekirdağlı var.

562 bin Çanakkaleli var.

536 bin Nevşehirli var.

507 bin Edirneli var.

450 bin Artvinli var.

447 bin Bolulu var.

376 bin Burdurlu var.



Peki, Türkiye’nin bakmakla yükümlü olduğu kaç Suriyeli varmış?

Milli savunma bakanı Hulusi bey açıkladı, 9 milyon!



Türkiye’nin artık en kalabalık “hemşehri” grubu, Suriyelilerdir!



Ve, hemşehriciliğin ne demek olduğunu biz Türklerden daha iyi kimse bilemez.

Köyden biri İstanbul’a gelir mesela, fırında işe girer, beş seneye kalmaz, o köyün tamamı İstanbul’da fırıncı olur.

Köyden biri İzmir’e gelir, apartman görevlisi olur, beş seneye kalmaz, o mahalledeki apartmanların görevlileri o köyden olur.



Ufacık dağ köyünde otururken “aşağı cami, yukarı cami” diye ikiye bölünüp, komşunun ineği tarlaya girdi diye kanlı bıçaklı oluruz... Büyükşehire taşınınca hemen birleşip “bilmemne köyü dayanışma derneği” kurarız, aynı kahveye takılırız, lokal falan kurarız.



Türkiye’de 16 bin hemşehri derneği var!



Sırf İstanbul’da 8 bin hemşehri derneği var.



Tellak hemşehriciliği var.

Midyeci hemşehriciliği var.

Hurdacı hemşehriciliği var.

Minibüsçü hemşehriciliği var.

Pastaneci hemşehriciliği var.

Balıkçı hemşehriciliği var.

Manav hemşehriciliği var.



Paran olmasa da olur.

Sosyal sermayen varsa, yani hemşehrilerden oluşan ilişki ağına dahilsen, iş de bulursun, iş de kurarsın.



İşte bu yüzden, Suriyelilerin, sınırın bu tarafında veya öbür tarafında oturuyor olmalarının hiçbir önemi yok, sınır güvenliği olmadığı için, hemşehricilik tıkır tıkır işliyor.



Beş sene önce Türkiye’nin sırtında 1 milyon Suriyeli vardı.

Bugün 9 milyon.



Ensar ayaklarına yatan siyasal dincilerin, empati pozlarına bürünen sömürge solcularının, yabancı fonlardan beslenerek insan haklarından dem vuran ikinci cumhuriyetçilerin, kaçak mülteci istilasına itiraz etmeyi ırkçılık zanneden çakma aydınların, parayı verenin düdüğünü çalan satılık medyamızın, suya sabuna dokunmayan -güya bağımsız- eyyamcı basının, basiretsiz muhalefetin, sırtı sıvazlanan zırcahil şuursuzluğunun eseridir bu.



Hadiseyi hâlâ savaştan kaçan talihsiz millet olarak görüyorsanız, kendi memleketimizde sığınmacı durumuna düştüğümüzde, İstanbul’da veya İzmir’de sorduklarında kavrarsınız...

- Memleket nire hemşehrim?

- Türküm.

- Aslen nerelisin?