Çiftlikbank dümeniyle sayın ahalimizden bir milyar lira tokatlayan tosunun soruşturma dosyasına gizlilik kararı verildi.



Dolandırmak aleni.

Yargılanmak gizli.



Çünkü bu ülkede dolandırıcılık ayıp değildir, yakalanmak ayıptır.

O yüzden gizliyorlar.



Mesela, internetten kripto para satarak, iki milyar dolarla yurtdışına kaçan arkadaşın soruşturma dosyasına da gizlilik kararı verildi.



İhtiyaç sahibi engelli yurttaşlara alt tarafı bir tekerlekli sandalye almak için bağış kampanyası düzenlemeye kalk, seksen yerden izin alman gerekir, doksan tane evrak isterler, devletten izinsiz bir kuruş bile toplayamazsın, yetmiş tane müfettişle incelerler.

E şimdi, bu arkadaş iki milyar doları şakır şakır toplarken hiç soran olmamış mı diye sormak istiyoruz, soramıyoruz, işin orası gizli.



Seksi kıyafetler giydirilmiş mankenlerle reklam yapması, çekilişle Porsche hediye etmesi, sayın medyamız tarafından kendisiyle röportaj üstüne röportaj yapılarak parlatılması, finansal deha olarak manşetlere taşınması, örnek işadamı olarak tanıtılması, televizyonlardaki ekonomi programlarına sponsor olması, ikametgah adresi bile istenmeden, herhangi bir kanuna tabi olmadan internetten para toplaması, serbest... Soruşturmayı sormamız yasak.



İstanbul’da Birol Yıldırım isimli vatandaş, bir polis memuruyla tartışan ve gözaltına alınan arkadaşının akıbetini öğrenmek için Esenyurt karakoluna gitti, karakolda öldü, vücudunda ağır şekilde dövüldüğünü gösteren izler vardı, burnu kırılmıştı, suratı ezilmişti, soruşturma dosyasına gizlilik kararı verildi.

Normalde, bir vatandaşın nasıl öldürüldüğünü tespit etmek, öldüreni yakalamak, polisin görevi... Ama vatandaş karakolda öldürülürse, polisin görevi, nasıl öldürüldüğünü soranları yakalamak oluyor!



Diyarbakır barosu başkanı Tahir Elçi’yi sokak ortasındaki basın toplantısında, gazetecilerin ve kameraların önünde öldürdüler, soruşturmaya gizlilik kararı verdiler... Altı yıl geçti, hâlâ ifadesi alınan tek şüpheli bile yok, altı yıldır ne yaptınız kardeşim diyorsun, gizli.



Ensar Vakfı’yla İmam Hatip Mezunları Derneği’nin yurdunda 10 yaşındaki gariban oğlan çocuklarına üç yıl boyunca tecavüz edildiği ortaya çıkınca, ilk iş ne yapıldı?

Yayın yasağı getirildi.



Çocuklara tecavüz eden sapıkların ismini bile yazmak yasaktır bu ülkede.

Tecavüz edilerek öldürülen çocukların adını soyadını açık açık yazabilirsin, tecavüze uğrayan çocukların ailesini, evini açık açık gösterebilirsin, ama sapığın adını soyadını başharfleriyle kodlayarak yazmak zorundasın.

Ki, sapığın kişilik hakları zedelenmesin.

Ki, sayın sapık toplum içinde rencide olmasın.



12 yaşındaki kız çocuklarını, imam nikahıyla dedesi yaşındaki sapıkların koynuna sokarlar... Sapıklar kanunlarımıza uymadığı için kanunlarımızı sapıklara uydurarak, af çıkarırlar.



Süleymancılara ait tarikat yurdunda yoksul ailelerin çaresiz kız çocukları diri diri yanarak can verdi, yayın yasağı getirildi.



Edirne’den İstanbul’a giden tren devrildi, 25 insanımız hayatını kaybetti, rayların çamaşır ipi gibi havada asılı durduğu, altında toprak bile olmadığı ortaya çıktı, rayları kontrol etmesi gerekenleri işten attıkları ortaya çıktı, bir ay önce yapılması gereken bakım onarım ihalesini iptal ettikleri ortaya çıktı, yayın yasağı getirildi.



Kadınlar, erkekler tarafından katlediliyor, suratından pompalı tüfekle vuruluyor, bıçakla 35 yerinden delik deşik ediliyor, testereyle gırtlağı kesiliyor, benzinle yakılıp kuyuya atılıyor, yayın yasağı getiriliyor.



Dünya hukuk tarihinde örneği görülmemiş bir kararla, Rıza Sarraf’ın talebiyle, Rıza Sarraf’a yönelik “eleştiri” yapmaya yayın yasağı getirildi bu ülkede!



Tbmm’de soru önergeleri veriliyor... Yavuz Sultan Selim köprüsünün, Avrasya tünelinin müteahhitlerine kaç araçlık geçiş garantisi verildi? Kaç adet aşıyı kaç paradan ithal ettik? Şehir hastanelerinin maliyeti nedir? Şehit aileleri için toplanan paralar nerede? Kaz Dağları’nda altın arayan Kanadalı şirketle nasıl bir sözleşme yaptınız?

Cevap...

“Ticari sırdır, gizlilik kararı gereği açıklayamayız.”



Çünkü bu ülkede bu milleti dolandırmak, soymak, ırzına geçmek, katletmek filan ayıp değildir.

Yakalanmak ayıptır.

Yakalanmak ve mecburen yargılanmak suretiyle sayın devlet büyüklerimizi zor durumda bırakmak ayıptır.