Sayın hükümetimiz tarafından Tbmm Üstün Hizmet Ödülü verilen hayırsever dernek, casusluk teşkilatı çıktı.

Hatta, hem casusluk teşkilatı, hem dolandırıcılık teşkilatıydı.

Fakir fukaraya yardım ediyoruz diye reklam yapıyor, duygusal ses tonuyla, Afrika’da yoksulları doyuruyoruz diye çağrı yapıyor, mütedeyyin insanlarımızdan kurban bağışı topluyor, Somali’de dana kestik, Uganda’da koyun kestik, Sudan’da kavurma yaptık, Burkina Faso’da kıyma dağıttık diyorlardı.

Meğer anlaşıldı ki, kurban murban kesmeden, kurban paralarını Pensilvanya’ya havale ediyorlardı.

Üstelik, işte bakın sizin kurbanınızı böyle İslami usullerle kestik, şöyle dualarla dağıttık diye videolar çekip, bağış yapanlara CD gönderiyorlardı, bağış yapanlar da gözyaşlarıyla seyrediyor, kurbanları ihtiyaç sahibi insanlara ulaştığı için mutlu oluyorlar, huzur duyuyorlardı.

Meğer anlaşıldı ki, beş yıl boyunca her bağış yapana aynı Cd’yi gönderiyorlarmış iyi mi... Alt tarafı bir tane kurban kesmişlerdi, her yıl yeni seslendirme yapılıyor, ekrana yeni tarih monte ediliyor, habire aynı görüntüler kakalanıyordu, bağış gerçek kurban sanaldı, seyreden herkes kendi kurbanı zannediyordu!



Bir başka hayırsever dernek, özellikle mübarek ramazan ayında reklam faaliyetlerini hızlandırıyordu.

Burnuna sinek konmuş, bir deri bir kemik kalmış, su istemeye bile mecali olmayan Afrikalı aç çocukların görüntülerini yayınlıyor, fondaki dramatik müzik eşliğinde, garip gurebaya yardım ediyoruz, kara kıtadaki müslüman kardeşlerimizin karnını doyuruyoruz diyorlar, şefkat elinizi uzatın sloganıyla dinibütün insanlarımızdan bağış topluyorlardı.

Kurban bayramı öncesinde ise, burnuna sinek konmuş bir deri bir kemik kalmış Afrikalı aç çocukların yanısıra kurbanlık koç fotoğrafı kullanıyorlar, Kongo’da dana kestik, Tanzanya’da koyun kestik, Moritanya’da kavurma dağıttık, Afrikalı kardeşlerimiz sizlere duacı diyorlardı.

Bilahare, kurban bağışlarını sahte faturalarla kendi ceplerine indirdikleri, kurban murban almadıkları, kendilerine evler aldıkları, taksiler aldıkları, hatta gemi bile aldıkları, zekat bağışlarını sevgililerine, kurban bağışlarını metreslerine yedirdikleri, Las Vegas’a kumara bile gittikleri ortaya çıktı.



Denetimsiz yurtlarında yoksul oğlan çocuklarına tecavüz edilen dernekler bile, kontrolsüz yurtlarında gariban ailelerin çaresiz kız çocuklarını diri diri yakan tarikatlar bile hâlâ utanmadan insan içine çıkıp, kurban bağışı toplayabiliyor bu ülkede.



Zırcahil sahte şeyhleri tarafından Atatürk’e nefret kusulan, merdivenaltı izbe tekkelerinde kadın düşmanlığı pompalanan, taş devri fosili meczup yapılanmalar bile kurban bağışı toplayabiliyor.



Diyanet’e bakıyorsun... Kendi milleti ekonomik sıkıntılar yüzünden canına kıyarken, kendi milletinin parasıyla 75 ülkede kurban kesiyor.

Kızılay desen, kendi milleti çocuklarına ayda bir gün köfte bile yediremezken, Çad’da Nijer’de kurban kesmekle övünüyor.



Elbette herkesin bağışı kendi bileceği iştir.

Karışmak haddimize değil.

Ama... Yılda bir defa üç beş garibana yarımşar kilo et vererek, kişisel vicdanımıza sevap hormonu enjekte etsek bile, aslında topluma hiçbir faydasının olmadığını bilmeliyiz.



Yoksulluğa ve yoksulluk üzerinden dindar insanlarımızı sömürenlere, ancak ve ancak, eğitimli gençlerimizle son verebiliriz.



Yoksulluğu bağış değil, anca iyi yönetilen ülke doyurabilir.

Nitelikli kadrolar tarafından yönetilen ülke doyurabilir.



Gelin lütfen, kurban bayramı vesilesiyle, insan fidanları ekelim.



Gelin lütfen, kurban için ayırdığınız bütçeyi, eğitime bağışlayın.

Ben Darüşşafaka’yı tercih ediyorum, Darüşşafaka’ya, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne, Çağdaş Eğitim Vakfı’na, Türk Eğitim Vakfı’na, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği’ne, Atatürkçü Düşünce Derneği’ne, akıldan bilimden, kültürden sanattan, hukuktan emekten, hayvana sevgiden, doğaya saygıdan yana derneklere bağışlayın.



Gelin lütfen, kurban için ayırdığınız bütçeyi, çoban ateşi ruhuyla, fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller için bağışlayın.