Taa 2016 yılında merkez bankası başkan yardımcılığı kapısı açılsın diye ‘kişiye özel yasa’ çıkarılan Murat Çetinkaya 2019’da başkan olmuş, fakat uymamıştı onlara. Gönderdiler... Başkanın uysalını sevdikleri için Murat Uysal bize uyar dediler. O da olmadı! Önce damat, ardından Uysal gitti. Uysa da uymasa da dikiş tutmuyordu kasası tam takır merkez bankası... Paraşütle Naci Ağbal indirildi koltuğa. Ben de o günlerde Merkez Bankası’nın resmi internet sayfasına girdim, gezindim. Aşağıdaki listeyi görünce ‘bir şey’ olur diye saklamıştım. Haklı çıktım ‘bir şey’ oldu, hem de sadece 4 ayda!


Selahattin Çam (1931-1938)


A. Kemal Zaim Sunel (1938-1949)


Mehmet Sadi Bekter (1949-1950)


Osman Nuri Göver (1951-1953)


Mustafa Nail Gidel (1953-1960)


Memduh Aytür (1960-1960)


İbrahim Münir Mostar (1960-1962)


Ziyaettin Kayla (1963-1966)


M. Naim Talu (1967-1971)


Memduh Güpgüpoğlu (1972-1975)


Cafer Tayyar Sadıklar (1976-1978)


İ. Hakkı Aydınoğlu (1979-1981)


Osman Şıklar (1981-1984)


Yavuz Canevi (1984-1986)


Dr. Rüşdü Saracoğlu (1987-1993)


Dr. N. Bülent Gültekin (1993-1994)


Ş. Yaman Törüner (1994-1995)


Gazi Erçel (1996-2001)


N. Süreyya Serdengeçti (2001-2006)


Durmuş Yılmaz (2006-2011)


Doç. Dr. Erdem Başçı (2011-2019)


Murat Çetinkaya (2019-2020)


Murat Uysal (2019-2020)


Naci Ağbal (2020-....)


Liste bu, kimi başkan uzun uzun yönetmiş merkezi, kimisi henüz ısıtamadan koltuğu kalkıp gitmiş. Ama 2019’la birlikte tufan var merkezde! Benim dört ay önce dikatimi çeken konuya gelince... Listeyi mutlaka merkez bankasının bir görevlisi özel izinle hazırlıyor, yeni başkanın adını oraya ekliyor. Neler olacağını tek seçici Erdoğan’dan çok çok önce gören o... Çünkü bankanın içini en iyi bilenlerden. Bu doğrultuda, Naci Ağbal’ı şöyle kaydetmiş: Naci Ağbal aç parantez 2020 tire dört nokta kapat parantezi! Neden? Çünkü Ağbal ‘bir şey’ olacak gidecek kesin de, ne zaman o henüz belli değil!


Böyledir bu işler. Elle gelen elle gider...


Koltuk, makam her neyse orası için çaba gerekir. Mesela, merkez bankasının kadrolarında altlardan yoğrula pişe, öğrene öğrene, iyi insanlardan incelikleri kaparak, insanları tanıyarak, kurumu ezberleyerek yavaş yavaş yükselerek, havaya girmeden, havadan gelmeden, görev yaptığı yerin kılcal damarlarını bile bilecek hale gelerek koltuğa oturmak lazım. Biz çoktan unuttuk ama buna liyakat deniyor.


Bizim ülkemizde liyakat bile yetmez... Merkez Bankası’nın tepesindeki koltuğa oturması istenen insanın başka ayrıntıları da düşünmesi lazım. Ben olsam mesela, benden öncekiler nasıl gelip gitmiş diye bakarım mutlaka!


Murat Uysal hoop diye merkez koltuğuna geçirildi. Arkasına bir bakar insan değil mi? Murat Çetinkaya nasıl geldi nasıl gitti? Bir gece ansızın, zınk diye. Sihirbaz mıydı Çetinkaya, olmayan şey nasıl artardı, nasıl düşerdi? Şutlanmış bir başkan vardı, sen düşünmeden boş koltuğa paraşütleme yapıyordun... Ne oldu sonra? Uysal olsan da aynı son, şutlandın.


Naci Ağbal, yılların deneyimli ismi, maliye bakanlığı yapmış... Boş koltuk ve gönderilmiş isimler vardı arkasında. Bunların başına gelen benim başıma neden gelmesin diye sor değil mi. Enflasyonu gidenler mi yükseltmiş, kasadaki paraları tek başlarına karar verip onlar mı kullanmış, faiz öyle düş deyince düşer mi mesela...


Boş koltuk metrobüsünküne benzemez, derin mesele. Tarihimiz koltuk doldurma öyküleriyle lebalep dolu. Son zamanlarda cumhuriyetin güzide kurumlarının ‘doldur boşalt’ sistemine geçmesi ve sonuçları kader kısmet değil.


Küçük büyük her kurumda tehlikelidir boş koltuk... Varsa kariyerin saniyede sıfırlanabilir. Başta boş koltuğa kafaya göre paraşüt indiren asıl sorumlular olmak üzere herkes geçer karşına, der ki: Ben değil, başarısız o...


Son ve küçük bir hatırlatma... Merkez Bankası’ndaki o görevli şimdi şöyle bir ekleme yapacak başkanlar listesine:


Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu aç parantez 2021 tire dört nokta kapa parantez!