Amerika Birleşik Devletleri’nde sayı 260 milyon kadar. Almanya’da 66, İngiltere’de 55 milyon. Bizdeki cep telefonu kullanan insan sayısı ABD’den az, ama Avrupa’nın gelişmiş bütün ülkelerinden daha fazla.

2020’de bizzat AKP’li Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi Yıllık Programı’nda vardı. Şu aralar sayı 82 milyon 500 bin civarında, yıl sonunda ise Türkiye’nin nüfusu kadar yani mobil abone sayısı 84 milyon olacak!

Aynı programda ince ince hesaplanmış. Mesela 16-74 yaş grubundaki bireyler arasında akıllı cep telefonu kullanım oranı yüzde 75.3’e ulaşmış. Bu oran kadınlarda yüzde 68.9, erkeklerde yüzde 81.8...

AKP’li Ulaştırma ve Altyapı bakanı şahsen açıkladı özellikle bu salgın sırasında, “7’den 77’ye halkımız” cep telefonlarını gece gündüz evinde kullandı, yolda kullandı, işinde kullandı, iyi zamanda kullandı, kötü zamanda kullandı.

Cep telefonu piyasası o kadar büyük ki, devletin vergi kaynağı neredeyse. Üç operatör şirket var. Onların gelirleri 2020’nin üçüncü çeyreğinde 20 milyar lirayı aştı. Eski parayla 20 katrilyon lira. Rakamla yaz desen zorlanır insan, deve yüküyle yani.

Facebook, Instagram, Twitter, Linkedin, Snapchat, WhatsApp, FB Messenger, Tiktok... Millet bütün gün elinde cep telefonu buralarda mesajlaşıyor, görüntü paylaşıyor, konuşuyor, derdini anlatmaya çalışıyor.

Türkiye’de her 10 kişiden 9’unun mobil cihazı var. Bu cihazların yüzde 89’u akıllı!

54 milyon sosyal medya kullanıcısı vardı. 2020 yılında 2 milyon 200 bin kişi daha arttı.

Türk milleti ortalama 7.5 saatini internet başında geçiriyor. Bunu yaparken de yüzde 90’a yakın oranda cep telefonu kullanıyor. Bu kullanıcıların yüzde 93’ü internette online video izliyor!

Memleketteki sosyal medya kullanımına bakarsak, en yüksek kullanım oranı 25-34 yaş arasında. Yani, ‘sorgulayıcı, yenilik arayan, haline razı olmayıp hakkını mutlaka almayı düşünen yaş grubu’ kısacası günümüz iktidarlarının korkulu rüyası Z Kuşağı ile Y Kuşağı...

Türkiye’deki mobil abonelerin veri kullanımı da durmadan artıyor. Ortalama aylık veri kullanımı 153 gigabyte iken bu sayılar yüzde 45 civarında arttı. Gigabyte işinden benim gibi fazla anlamayanlar için araştırdım. Mesela 1 gigabyte ile şunlar yapılabiliyor... Twitter, blog, forum, wikipedia gibi fazla görsel içermeyen 6000’e yakın web sitesi ziyaret edilebilir, Facebook, Instagram, haber siteleri gibi görsel yönden zengin 250 web sitesi ziyaret edilebilir, 4 dakika uzunluğunda 240 MP3 indirilebilir, birer dakika uzunluğunda 72 video izlenebilir, binlerce eposta gönderilebilir ya da 3 saat görüntülü konuşma yapılabilir!

2020’nin daha ortasıydı. 70.6 milyar dakika ses trafiğine ulaşıldı Türkiye’de... Yüzde 94.1’lik bölümü cep telefonlarıyla gerçekleşti. Ortalama aylık konuşma süresi 476 dakika ile Avrupa ülkeleri arasında zirvedeyiz hep. Özeti, haber vermeyen yandaş medyanın sakladığı haberleri, çözüm bulunmayan derdinin dermanını cep telefonları ile sosyal medyada aradı millet.

***

Cep telefonu konusu böyleyken, herkes çok dolmuş çok bunalmış haldeyken, sokaklarda, caddelerde olaysız gün neredeyse yokken, hak, hukuk, adalet arayışları her yerdeyken, her köşe başında yurttaşlar ve asıl işi onların güvenliğini sağlamak olan polis karşı karşıya gelmişken...

Bir bakıyoruz Rize İkizdere İşkence Vadisi’nde köylüler polisin, jandarmanın karşısında, bir bakıyoruz İstanbul’da 1 Mayıs için yola çıkmış işçiler polis tarafından yere yatırılmış kelepçeleniyor. Konya’da esnaf ağlıyor, bağırıyor. İzmir’de kahvehanesinde canına kıyan arkadaşları için öfkeli kalabalıklar. Atamadığınız öğretmenler, işsiz kalıveren milyonlar, desteksiz fisebilillah bırakılan kitleler...

Bu çağda, bu gerçekler ve bu veriler ortadayken AKP iktidarı ne yaptı?

İçişleri Bakanı, “Ben yapmadım” dedi onun emrindeki Emniyet Genel Müdürü imzalayıp bir genelge çıkardı. “Eylemler sırasında cep telefonu ile polislerin görüntülerini çekmeyi, seslerini kaydetmeyi yasakladım” dedi!

Böyle bir yasa yok, Anayasa’da madde yok, neye dayanarak yasaklıyorsunuz diyenlere de garip bir yanıt verildi, “Özel hayatın gizliliği ihlal edildiği” için...

Polis caddede hakkını arayan bir grupla karşı karşıya gelmiş, ne yapıyor? Görevini... Cep telefonu ile görüntü çeken yurttaş polisin evine, bahçesine, özel hayatına girip çekim yapmıyor ki. Mesela, motoru ile yoldan geçen yurttaşa elindeki kaskla vuran polisin görüntüsünü çeken kişi, o polisin özel hayatına mı karıştı? Yanıt yok...

Ben yasakladım oldu!

Ama yasaklayamazsınız... Bazı yasaklar sadece kağıt üzerinde kalır, bu da kalacak.

Çarpıcı rakamlar var çünkü. Hem de sizin tahmininiz... Yıl sonunda mobil abone sayısı Türkiye’nin nüfusuna eşit hale gelecek. Bebekler hariç artık anasınıfına giden çocuklarda bile cep telefonu var, hem de akıllısından. Millet ortalama 7.5 saatini internette geçiriyor. Görüntü paylaşıyor, başkasının paylaştığını izliyor. Avrupa’da açık ara cep telefonlarını biz kullanıyoruz.

Yasa yok, hakkınız yok ama yine de verdiniz diyelim. Bir kişiyi yakalayıp içeri attınız, 10 kişiye, 100 kişiye, 10 bin kişiye haksız ceza kestiniz diyelim. 84 milyonu nasıl kontrol edeceksiniz, nasıl ceza keseceksiniz?

Sen istediğin kadar ‘çekim yasak’ de. Haksızlığın insan üzerindeki çekim gücü çok daha fazla... Üstelik gördüğünü tutarsın, balkondan çekim yapana ne yapacaksın? Evine girip, görüntüleri sil mi diyeceksin? Ahmet’i cezalandırmaya kalktın ya Ayşe’nin çektiği video?

Bazılarında 1 değil 18 kamera var neredeyse. Sineğin kanat çırpışını bile kaydediyor. Kullandığımız cep telefonları çok akıllı. Bu haksız yasağa uymasını umduğunuz milletin ne kadar akıllı olduğunu ise en iyi siz bilirsiniz...

Yarın hakim karşısına çıkarılan bir yurttaş şöyle derse ne yapacaksınız?

Çeksen olmuyor, çekmesen olmaz... Gözlerimi bağlasan hakim bey, ceza versen de durmaz!