Bugün pazar. Düşündüm, aradan kaçmıştır duymamış görmemişsinizdir. Hizmette sınır olmaz deyip sizin için cımbızladım.

Yaşı gençti. Sağlıkçı olduğu için koronavirüs aşısını ildeki eli en hafif görevli vurdu. Kısa süre sonra baktı virüs kapmıştı. Panikledi. Burası orta halli bir Anadolu kenti, bana bakamazlar diye düşündü herhalde. Ambulans uçakla kendini Ankara’ya havale etti. Tedavisi bitti. Sosyal medyasından ‘iyi ki varsınız’ diye Ankara’daki doktorlara teşekkür etti. Teşekkürün sahibi, Türkiye’de koronavirüsün en çok arttığı Samsun’un sağlık müdürüydü!

Hafta içi nedense pek duyurulmayan bir görüntü geldi gündeme. Gara’da 16 askerimiz ve polisimizin hainler tarafından şehit edilmelerinin üzerinden sadece 2 gün geçmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın himayelerinde Bizim Yunus yılı açılış konseri icra edildi Saray’da. Ahmet Özhan, Kubat, Ferman Akgül en güzel eserlerini seslendirdiler. Dinleyenler acılarını unuttu.

Millet Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden maddi destek beklerken diyanetimiz, manevi desteği esirgemedi. ‘Zor zamanlarda maneviyatımızdan destek almak’ başlıklı Cuma hutbesinde “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız” ayetini örnek verdi. Mealen, sabreden Türk dervişi muradına ermiş dedi.

Cumhurbaşkanı kanal İstanbul projesini ‘inadına’ yapacaklarını ilan etti. Toplantıya katılanlar sevinçten koronavirüsü unutup maskeleri havaya fırlattı. Sonra bir şey daha dedi: “Bu proje benim büyükşehir belediye başkanlığıma dayanıyor...” Ardından kafaları karıştıran şu eklemeyi yaptı: “Bu projeden İstanbul Büyükşehir Belediyesi anlamaz...”

Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 33 ülkeye karşı İnsan Hakları Mahkemesi’nde dava açıldı. İstek, bizim ve bu ülkelerin Paris İklim Antlaşması’na uyup sera gazı emisyonlarını azaltmaları ve geleceğimiz için bir şeyler yapmaları. Peki kim açtı dersiniz bu davayı? Portekizli altı çocuk...

AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın son görüntüleri ‘desteksiz yürüyemiyor’ değerlendirmelerine neden oldu. Herkes üzüldü, merak etti. Neyi vardı acaba? Türkiye onun rahatsızlığını alakasız bir yerden öğrendi, TRT spikeri Işıl Açıkkar açıkladı: “Yahu adamanı bel fıtığı var, bel...”

ABD’nin yeni yönetimi ile başımız çok ağrıyacak, bu belli. En son, ‘S-400’leri elinizde tutmayın’ dediler. Biz, ‘onu zaten kullanmayacaktık, süs için aldık” desek bile ısrar ederlerse 2.5 milyar dolarlık füzeleri ‘beğenmedik’ deyip iade mi edeceğiz Ruslar’a?

Mazlumların sığınacağı dünyadaki tek kapıyız diye övünüyoruz. Ama iş Uygur Türkler’ine gelince dut yemiş bülbül gibi Çin aşısı vurulan yöneticilerimiz... Eski sömürgeci Hollanda kadar olamadık. ABD ve Kanada’nın ardından bu ülke meclisi karar aldı. Çin’in Uygur Türkler’ine yönelik uygulamaları için soykırım dedi.

Koronavirüs çok hızlı yayılıyor. Ondan hızlı davranıp aşı ile korunmalıyız. Yoksa geç kalırız... Biontech, Sputnik V, Çin aşısı derken sahi dünyaya bile satacaktık hani, bizim aşılara ne oldu? Sağlık bakanı merakımızı giderdi. Faz 2 çalışmalarının nisan ayında bitmesi, nisan sonuna doğru Faz 3 aşamasına geçilmesi düşünülüyor! Dünya ile aynı dönemde başlamıştı çalışmalar. Biz düşünüyoruz hala.

Eyyüp Fatih Şağban, sözde Uşşaki şeyhi. 12 yaşındaki çocuğa istismardan tutuklu yargılanıyor. Avukatı müvekkilinin nadide, mümtaz bir şahsiyet olduğunun altını çizdikten sonra, “Ben 12-13 yaşında bir çocuk olsam ve tacize uğrasam allak bullak olurdum. Çocuk 2 sene önce de tacize uğradığını söylüyor. O zaman niye tekrar dergaha gelmiş? Demek ki akıllanmamış” dedi. Avukatın ‘süreli savunması’ akla çıplak arama iddialarını cevaplarken “Ahlaklı kadın bir sene beklemez” diyen AKP’li Özlem Zengin’in sözlerini getirdi.

Fezlekeler havalarda uçuşuyor bugünlerde... Açılım saçılım döneminde bir Kandil’e bir İmralı’ya götürülen HDP’lilerden eski vekil Altan Tan açıklama yaptı. Heryerde çıkmadı haber! İçişleri bakanının ‘hepiniz Kandildeydiniz’ diye gösterdiği o fotoğraf var ya, Murat Karayılan’ın isteği ile çekilmiş. Karayılan ‘gecenin ve Apo’nun mektup hatırası’ olsun demiş! Tan, o fotoğrafa giden yolu da anlattı tabi: “Niye gittik oraya? Apo mektup yazmıştı, onu götürdük. E bize bu mektup postayla mı geldi. Hayır. Öcalan MİT’e, MİT devletin sorumlularına, onlar da bize verdi götürün diye...” Fotoğraf netleşmeye başladı mı şimdi?

Gezi olayları sırasında hani Kabataş’ta türbanlı olduğu için bebeği ile Amerikalı motor çeteleri gibi giyinmiş bir grubun saldırısına uğrama işi vardı ya, hatırladınız. İşte o iddiayı ilk dillendiren isim Halime Kökçe, kendine yeni bir görev buldu. AKP İstanbul Tanıtım Medya Başkanı oldu. Erdoğan’a teşekkür eden Kökçe sosyal medyasından, “Bismillah” dedi... Vatana millete hayırlı olsun.

Darısı başımıza deyip, güzel bir haberle bitirelim...

Biz, Suudi kralı değilse dünya yansa yas ilan etmeyiz. Ancak ABD’de bugün koronavirüs yüzünden ölenler için yas ilan edildi. Başka bir şey daha oldu. Türkiye’de seçim öncesi mitinglerde, kahve toplantılarında sık duyduğumuz ‘Hükümet halk için var’ lafı duyuldu bu ülkeden. Üstelik seçim vaadi değildi. Başkan, yani Biden’in 1.9 trilyon dolarlık yardım paketi kabul edildi. Yakında 1400’er dolar verilecek... Aman beklentiye girilmesin, bize değil ABD vatandaşlarına!