Ünlü düşünür İbni Haldun’un “Coğrafya kaderdir” sözü yüzyıllardır tartışılıyor. Kimisi doğru diyor, kimisi olur mu öyle şey...


Coğrafya gerçekten insanların, ülkelerin kaderini belirliyor mu?


Belirliyor diyenlere aynı coğrafyada, sınırdaş hatta bir zamanlar tek ülke olan Güney ve Kuzey Kore örnek olarak verilebilir. Coğrafya kaderse, K. Kore’nin kapalılığı, fakirliği ile G. Kore’nin dünyaya açıklığı, zenginliği nasıl izah edilir? Güney Kore, aklını kullananların biraraya gelmesi ile Güney Kore olabilmiş.


Akıllı insanların kaderlerini coğrafyaya bırakmayıp kendilerinin çizdiğine inanırım ben.


Mesela Mardin Savur’da toprakla uğraşan bir ailenin 7. çocuğu olarak dünyaya gelen, ilk ve orta öğrenimini Savur’da tamamlayan, liseyi Mardin’de bitiren, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden birincilikle mezun olan, TÜBİTAK bursu ile ABD’ye giden, dönüp Savur’da bir süre doktorluk yapan, sonra yeniden ABD’ye gidip 2015 yılında Nobel Kimya Ödülü alan Prof. Dr. Aziz Sancar... Onun için coğrafya kader olabilmiş mi?


Coğrafyanın kader olamayacağına ilişkin örneklerin başına elbette yavaş yavaş çöken Osmanlı’dan aynı coğrafya üzerinde laik, pırıl pırıl Türkiye Cumhuriyeti’ni yaratan Mustafa Kemal Atatürk’ü ve ona inananları koymak gerek. Fakat o konu çok başka. Buraya sıkışacak şey değil.


***


Bir yılı aşkın süredir koronavirüs belasıyla boğuşuyoruz. Ölenlerin sayısı 4 milyona yaklaştı. Dünya ‘doğru tercih yapanlar’ ve ‘doğru tercih yapamayanlar’ diye ikiye bölündü! Dönemin adı, Corona Çağı...


Bazı ülkelerde ‘kara günler’ için doğru tercihler seçilerek hazırlık yapıldığı, siyasetçisinden sıradan yurttaşına kadar önlemlere harfiyen uyulduğu, iş işten geçmeden öngörülü planlar yapıldığı, insanlar zamanında ve yeterli aşılandığı için salgın dizginlendi, normal yaşama dönüş için adımlar atılmaya başlandı.


Dünyanın başka coğrafyalarındaki sayısız ülkede ise durum çok fena. İşler çığrından çıktı ya da çıkmak üzere.


Milyarlık nüfusu ile dünyayı korkutan Hindistan mesela... Salgın aldı başını gidiyor. Zaten çok fakir olan halk, hastalıktan kırılıyor. Artan ölümler, vaka sayıları, başta o bölgeyi ardından dünyayı nasıl etkileyecek kimse bilmiyor!


Peki bu dünyanın en kalabalık ikinci ülkesinin seçilmiş yöneticileri ne yapıyor?


Bundan sonrası için ne yapacaklarını kendileri bile bilmiyor. İşler o denli karışmış. Ama, bu tür durumlara karşı doğru tercihte bulunmadıkları, hazırlık yapmadıkları ölüm sayılarından, halkın perişanlığından belli. Ben salgın öncesi tercihlerine baktım.


Sene 2019... Dünyanın en çok silah satın alan 10 ülkesi; birinci Suudi Arabistan, ikinci Hindistan ve üçüncü Mısır! Araplar silahı en çok ABD, İngiltere ve Fransa’dan, Hintliler Rusya, İsrail, ABD’den, Mısırlılar Fransa, Rusya ve ABD’den milyarlarca dolar ödeyip almış.


Yıllardır en fazla silah alan ve 10 ülke arasında yerini daima koruyan Türkiye, aynı yıl dünya sıralamasında 15’inci!


Halkı hastanelerde yer olmadığı için sokaklarda çare bekleyen, her gün dört bin dört bin can veren, ölülerin topluca yakılmaya başlandığı, bir günde 400 bini aşkın yeni vakaya rastlanan Hindistan’ı yönetenler, son 10 yılda ülkeyi dünyanın en fazla silah satın alan ülkesi haline getirmişler.


Şimdi Hindistan’dan, hastalıkla baş edememelerinden, silah almalarından bize ne diyebilir bazıları. Hindistan’ın uzakta olduğunu düşünenlere, Türkiye’de ‘Hindistan mutantı’nın hızla yayıldığını ve yanlış tercihler konusunda dünyanın sanıldığından küçük olduğunu hatırlatırım!


Coğrafya kader midir dedik ya, son aylarda buzları eritmeye çalıştığımız kadim medeniyetin devamı yoksul Mısır’a da baktım... Mısır, 2019 yılı silah satın alan ülkeler listesinde milyarlık nüfuslu Hindistan’ın arkasında üçüncü sırada!


Peki Mısır’ı yönetenler önümüzdeki günlerde salgınla mücadele için için ne yaptı? Fransa’dan 30 Rafale savaş uçağı almak için anlaşma imzaladı! Mısır ahalisi koronavirüsten ölmezse 3 milyar 750 milyon Euro’yu 10 yılda ödeyecek Fransızlar’a...


İbni Haldun tam ne düşünüp ‘coğrafya kaderdir’ dedi bilemiyorum. Bildiğim, ülkelerin kaderini insanların belirlediği.


Milletin parasını silaha mı yatıracaksın, yoksa akıl yürütüp onun geleceğine mi?


Hintlisi, Mısırlısı duymasa da dolarları silaha yatıranlara bir çift lafım var... Tek mermi değil, şarjörü boşaltsan virüsün üzerine, nafile. En iyi hava savunma sistemi olabilir, hayalet uçakları, balistik füzeleri vurabilir belki ama Covid-19’a karşı sıfır koruma depodaki S-400’ler...