Memleketin, ünlü ikilisi ‘Zeki-Metin’in Metin’i, milyonların çok sevdiği, sayıp sözüne güvendiği bir isim Metin Akpınar... Kendisine duyulan bitmeyecek sevgi karşısında, “60 yılımı bu toplumun mutluluğu için harcadım, bunun hediyesi” diyen duayen sanatçımızın yaşamı belgesel oldu. İyi ki Yapmışım... Aslında sadece Metin Akpınar’ın değil, bir dönemin belgeseli.

Selçuk Metin’in yönettiği, Zeynep Miraç’ın senaryosunu yazdığı belgeseli ünlü sanatçımız Tilbe Saran seslendiriyor. Nevra Serezli’den Cihat Tamer’e, Demet Akbağ’dan Perran Kutman’a, Kandemir Konduk’tan Ferhan Şensoy’a kadar sayısız ve eşi bulunmaz sanatçımız belgesele katkı veriyor. Metin Akpınar’ı, Devekuşu Kabare’yi, o dönem yaşanan olağanüstü ve ilk kez duyduğumuz anıları paylaşıyorlar.

İyi ki Yapmışım’ı izledim ben de... İyi ki yapmışım, çok şeyler öğrendim.

Acı acı gülümsedim, hüzünlendim anlatılanlar karşısında, kahkaha ile güldüm sahnede olup bitenlere, rahmetli Zeki Alasya’nın bulunmaz çocuksu yanlarını özledim, Zeki Müren’in baş köşede oturup, ayak sallamalı espriler uzayınca, “eee” diyerek isyan edişini, milletin yabancı yazarların oyunlarına ilgi göstermemesi üzerine tiyatronun batma tehlikesi atlatmasını, Metin Akpınar’ın daha lise yıllarında çok sevdiği kızı kaçırıp evlenmelerini, kabare tiyatrosunun memlekete girişini ve yükselişini, Zeki-Metin’in kendi başlarına uçmaya başlamalarını, Yeşilçam maceralarını, Metin Akpınar’ın sabahlara dek süren sofra buluşmalarını, ‘dörtte üç’ doktor olduğunu, hasta arkadaşlarına doğru tanı koymasını, iğne yapmasını, mahalle kabadayısı iddialarının şehir efsanesi olduğunu, yüz felci geçirmesine rağmen sahneye çıkışını, çok sevdiği annesinin ölüm haberini Zeki Alasya’nın mimiklerinden sahnede aldığını, Zeki Alasya’nın son isteği Kıbrıs yemeğini kendi elleriyle yapıp tam hastaneye gidecekken onun ölüm haberini almasını ve daha neler neler öğrendim.

Memlekette yaşanan tüm siyasi olayların içinde tiyatrolarını Zeki ile birlikte nasıl ayakta tuttuklarını, 1960 darbesi dahil, her türlü muhtıra ve netekim 1980 darbesinde bile perdeyi kapatmamalarını ama günün birinde Banker Kastelli’nin salonlarını satın alıp yıkmaya karar vermesi üzerine Devekuşu Kabare’nin kapanışını öfkeyle izledim belgeselde.

Bir gün Yasaklar oyununa 1980’de askeri darbe ile yönetime el koyan Kenan Evren’in onlarca koruma eşliğinde gelmesini, gülerek ve alkışlayarak oyun izlemesini hayretle öğrendim.

Başka bir gün, ‘elde kalem Tonton şakası’ yapılan oyuna rahmetli Turgut Özal, eşi Semra Özal ve maaile gelişlerini, Metin Akpınar’ın sahnede hiç istifini bozmadan, “Tonton, Çankaya’nın Şişmanı” esprilerini patlattığını, Özal Ailesi’nin de koltuktan düşecek kadar bu şakalara gülmelerini bizzat Metin Akpınar’dan dinledim.

Zeki Alasya’nın başında siyah fötr şapkası ile, “Vasa vadır, yosa yoğdur... Petrol vadı da biz mi içtik” diyerek Süleyman Demirel taklitleri yapmasını, Metin Akpınar’ın kız isteme sahnesinde dualı şakalarını, imam hatip, imam bayıldı şakalarını, rahmetli Necmettin Erbakan’ın ‘kadayıflı’ taklitlerini, gelen tepkileri, Turgut Özal’ın arada bir Metin Akpınar’ı telefonla arayarak, “Oralarda havalar nasıl” deyip durum sorgulaması yaptığını ve daha neler neler hepsini İyi ki Yapmışım belgeselinde izledim.

İki saat su gibi akıp gidiyor. Ben belgeseli izlerken ve sonra kendi kendime şöyle dedim: Keşke ben de Metin Akpınar gibi yaş alırken büyüsem! Çünkü çevremde gördüğüm çok az insan yaş alırken büyümeyi de becerebiliyor... Ya, yaş alırken küçülüyor. Ya, yaş alırken yaşlanıp eskiyor ya da yaş alırken hep eskisi gibi kalıyor. Oysa Metin Akpınar yaş alırken büyümüş büyümüş kendisi öyle değil dese de bilge olmuş.

Bence belgeselin can acıtıcı bir yanı var. Tanıyanlar iyi bilir dayanamam, filmin sonunu ağzımdan kaçırıveririm hep! Fakat bu söyleyeceğim şey belgeselin sonu değil, özü...

Belgesele tanıklıklarıyla katkı sunan, Devekuşu Kabare’nin muhteşem oyuncularının o günleri anlatırken, siyasi hicivlerin art arda patlatıldığı, Başbakanken, Cumhurbaşkanıyken Turgut Özal taklidinin, Turgut Özal ve ailesinin en ön sırada oturduğu günde bile tek satırına dokunmadan yapıldığı, Kenan Evren locadayken, memlekette olanlara dair esprilerin eksiksiz oynandığı günlerin bir daha asla tekrarlanamayacağını belirterek, “Biz Kenan Evren döneminde bile sahne aldık. Ama şu an olmaz, yapamayız” demeleri!

***

2020 yılında 39. İstanbul Film Festivali’nde gösterime girmişti. Fakat, koronavirüs pandemisi çıkınca şahane belgesel büyük kitlelere ulaşamadı sinema salonlarında. Neyse ki, 30 Temmuz’dan itibaren Netflix’te yayında.

Başlıkta sormuştum, ‘İyi ki Yapmışım belgeselini kimler izlemeli” diye. O günleri düşünüp, günümüze bakınca aklıma bazı isimler geliyor... Sizin aklınıza gelenler hangileri acaba?