Yer sofrasında üç beş zeytin, azıcık peynir, ekmek ve çay eşliğinde aile kahvaltı ediyor. Baba gergin üzgün elinde çay bardağı bir sigara yakıp köşede oturuyor.


Küçük oğlu, baba diye sesleniyor Hasan’a, “Ne zaman gideceksin Arabistan’a. Öğretmen yarın flütler tamamlansın dedi de” diyor.


Hasan birden patlıyor: “Kes ulaaan. Başlarım senin öğretmenine de, flütüne de...”


Oğlan neye uğradığını şaşırıyor. Hasan’ın eşi, “Hasan sus Allahaşkına” diyor kocasına.


Hasan, “Neden susacakmışım? Yarın boğazımıza girecek ekmeği düşünüyorum ben... Nafakamızı flüte mi yatıralım haaa?” diyor. Bir yandan da oğlunu kırdığı için çok pişman, kahroluyor.


Sahne değişiyor. Bazı öğrenciler flütlerini çala çala okul kapısına doğru yürüyor. Hasan’ın oğlu da aralarında ama ağlıyor. Kız kardeşi, “Abi neden ağlıyorsun, ağlama” diye teselli etmeye çalışıyor. Ama abisi çok üzgün, “Hepsinin flütü var, benim yok” diyor...


Sahne yine değişiyor. Akşam olmuş, Hasan meyhanede epeyce de içmiş. Masaya dayalı başını ağır ağır kaldırıyor, “Hepsinin flütü varmış haa?” diye söyleniyor. “Hepsinin flütü varmış” diye terrarlayıp masayı yumruklayarak, “Neden benim oğlumun bir flütü yok. Söylesenize ulan kaç para bir flüt” diye bağırıyor. Masadaki rakı şişesi, bardağı devriliyor. Meyhanedekiler şaşkın sessizce onu izliyor.


Sadece meyhane sahibi Faik Baba, “Hasan oğlum, kendine gel. Senin gibi adama yakışır mı bu” diyebiliyor.


Hasan masadan kalkıyor, “Adam mı” diyor ve ekliyor, “Oğluna bir flüt alamayana adam mı denir Faik Baba... Adam mıyım ulan ben, adam mııı?”


Son sözü Faik Baba söylüyor, “Hepimiz garibanız oğlum, üzme kendini...”


İbrahim Tatlıses’in bu diyaloglardan ötürü efsaneleşen 1982 yapımı ‘Nasıl İsyan Etmem’ adlı filmini özellikle de bu flüt sahnelerini mutlaka izlemişsinizdir. Aslında 1971’de çekilen Yılmaz Güney filmi ‘Baba’nın bir başka versiyonu. Yılmaz Güney’in filminde mandolindir, Tatlıses’in filminde flüt olmuştur.


Tatlıses’in kahreden çaresizliğine biz çok güleriz, inandırıcılığı azdır çünkü. Nedeni basittir. Oğluna alt tarafı bir flüt alacaktır. Parası yoktur. Ancak rakı masasındadır. İzleyip izleyip sahneyi, “Rakı içme git bir flüt al” deriz güleriz.


Meyhaneye gidip 70’lik açacağına oğluna flüt alamadığı için isyan eden Hasan’ın (İbrahim Tatlıses) o çok güldümüz sahnesi gerçek oldu ama... Evet, 3 Nisan şakası değil, gerçek...


Sağlık bakanlığı verilerine göre Türkiye’nin en fazla koronavirüs vaka artışı Karadeniz bölgemizde görülüyor. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Asuman Birinci bu artışla ilgili bilgiler, örnekler verdi, önerilerini sıraladı.


Bir örneği ise çok çarpıcıydı. Tam da, nasıl isyan etmem dedirten cinstendi. Aklıma hemen İbrahim Tatlıses’in yani Hasan’ın “Benim oğlumun neden bir flütü yok” diye isyan edip masa yumrukladığı o sahne geldi.


En iyisi ben karışmayayım, Prof. Dr. Asuman Birinci anlatsın o şaşırtıcı örneği: “Artışın etkenlerinden birisi de okulların açılması. Çocuklar yayılımda çok önemli bir faktör. Karadeniz Bölgesi’nde bir şehrimizde 5 çocuk aynı flütü kullanıyor! Ardından aileleri de olmak üzere 14 kişi koronavirüs oluyor. Bir çocuk masumca, ‘ben flütü silmiştim’ diyor ama birçok kişiye virüs bulaşıyor...”


Okulda her çocuğun flütü yok tabi. Olanla idare etmişler. O çalmış bırakmış, öbürü alıp üflemiş...


Yıllardır izleyip güldüğümüz sahne memleketimizin yaşadığı ‘uzay çağında’ gerçek oldu böylelikle. Peki filmin 2021 yılı versiyonunda masadaki rakı şişesi ne olacak, baba rolünü kim oynayacak? Önümüz Ramazan, rakıyı bırakıp masada ejder meyveli smoothie hayal edebiliriz. Neden benim oğlumun bir flütü yok diyecek ‘baba’ için de uygun birini düşünürsünüz artık siz.


Yıllar sonra bu haberi okuyan torunlarımız inanmakta zorlanacak, tıpkı bizim Tatlıses’in ‘flüt isyanını’ inandırıcı bulmadığımız gibi. “Her yıl bilmem kaç bin makam aracı alacağınıza, 128 milyar doları havaya savuracağınıza, kanala, müteahhite para akıtacağınıza, pudra şekercilere dikkat edeceğinize, kışlık yazlık saray dikeceğinize çocuklarınıza flüt alsaydınız ya” deyip acı acı gülecek.


Bu arada Tatlıses soruyordu ya ‘kaç para bu flüt’ diye merak ettim, blok flüt fiyatlarına baktım. 30 liraya da var, 34 liraya da! Toplu alımlarda fiyat kırılır mutlaka. Askıda ekmek, askıda faturadan sonra memlekette belki ‘askıda flüt’ kampanyası da başlatılabilir. Ya da en iyisi IBAN numarası vermeli?