Türkiye’de ve dünyada son 1.5 yıldır öyle çok kullanılıyor ki bu laf, Oxford sözlüğünün yıllık sözcük adayları arasına girdi...

Sağlık bakanlığı da cetvelle hesaplayıp koronavirüs için ölçü verdi: İki insan arasında en az 1.5 metre mesafe. Bu mesafeye uyduk mu peki? Yurttaşları bırak, bize ‘sosyal mesafe hayat kurtarır’ diyen yöneticiler bile uymadı.

Sosyal mesafeyi korumak mühim bir iş... Dikkat edilmezse koronavirüste olduğu gibi can kaybettirir. Başka kayıplara da yol açar bu arada! 128 milyar dolar kaybettirir, itibar kaybettirir, güven kaybettirir, koltuk kaybettirir en fenası da oy kaybettirir...

AKP  miting yaptı. Kimseyi dinlemedi kongre salonlarını ağzıyla bir doldurdu (bakın lebalep demedim)... Her iki cümlesinden biri ‘sosyal mesafe’ olan sağlık bakanı iğne atsan yere düşmez cenaze töreninde baş köşede yerini aldı, lafına kendi bile uymadı.

Sonuç ortada. Önce hastaneler, yoğun bakımlar sonra da mezarlıklar doldu!

Mesela FETÖ... AKP iktidarı geçmişte aralarına ‘sosyal mesafe’ koysaydı, imzaladıkları yüzlerce, binlerce atama kararları olmasaydı, izin verilmeseydi, gözyumulmasaydı başta adalet sistemi, Türk Silahlı Kuvvetleri, emniyet gibi devletin kılcal damarlarına kadar sızabilirler miydi? 15 Temmuz’da darbe yapmaya kalkabilirler miydi, yüzlerce insanımızı katledebilirler miydi?

Sosyal mesafeyi eşit olarak tüm ülkelere uygulasaydı AKP dış politikasında, birkaç zorunlu ilişki hariç bugünkü gibi dünyada yapayalnız, dostsuz bir Türkiye olur muydu?

Sosyal mesafe kuralını yaratılan şanslı müteahitlerle yandaşlarla sıfırlayıp, memlekette iş yapmaya çalışan dürüst diğer işinsanlarıyla araya kilometrelerce mesafe koyunca bak ne oldu? Haksızlık virüsü sardı her yanı. Millet kırılıyor işsizlikten.

Profesörüm, uzmanım, valiyim, kaymakamım, bürokratım diye geçinen ancak öncelikle yaşadığı toplumun değerlerine değerbilmez, gözü makamda, eli goy goyda olan isimlerle arana sosyal mesafe koymadın. O kadar makam, ballı maaş susmuyorlar. Öyle ki sen bile rahatsız oldun olur olmaz konuşmalarından, milletin sinir uçlarıyla oynamalarından görevden alıyorsun alıyorsun, ama bitmiyorlar.

Liyakat devlet yönetiminde sosyal mesafedir, uymayanın elini yakar er geç. AKP’li olmayan, bırak mühim bir mevkide mühim bir görevi, 7 dil bilse 3 diploma alsa çaycı bile olamıyor. Torpile, kayırmaya sosyal mesafe koymazsan bir orası açıkta kalır memleketin, bir burası.

128 milyar dolar işi de ‘başınıza taş düşsün’le araya sosyal mesafe koymamakla alakalı değil mi?

Mesela görevden alınan ticaret bakanı... Hakkında istihbarat ve ihbar gelen bir isimle aranıza ‘sosyal mesafe’ koysaydınız bakan koltuğuna oturabilir miydi? Sosyal mesafeye dikkat etmeyince ne oldu, koltuğa oturan kişi bakan olduğu bakanlığa kendi şirketinden mal sattı hem de piyasaya sattığından daha pahalıya! Görevden almak yetmiyor, sorulara da yanıt vermelisiniz.

Seçim öncesi size oy toplamak için miting yapan, sizi sevmeyenleri direklerde sallandıracağını açıklayan, oluk oluk kanlarını akıtacağını söyleyen, kanlarıyla duş yapacağını ilan eden Sedat Peker’e o gün sosyal mesafe koymayıp, üstelik devletin polisi ile güvenliğini sağlarsanız, düğünlerde birlikte fotoğraf verirseniz, o gün yenilen hurmalar bugün fena tırmalar. Bak, mafya her gün youtube’a yeni bir video koyuyor. İçişleri bakanlığı sevmediği herkese yaptığını ona da yaptı, ‘organize terör örgütü’ ilan etti ama geçti! Daha önce görüp tehlikeyi koyacaktın sosyal mesafeni. Dün, organize mafya olduğunu bilmiyor muydun sanki...

***


Antalya’da Mesut Sedat Özen, geçenlerde bankamatikten para çekmeye gitti. Kartı soktu makineye, ‘hesabınıza e-haciz gelmiştir’ uyarısıyla karşılaştı! Araştırdı, sosyal mesafeye uymadığı için 3 bin 150 lira ceza kesilmişti. Ödenmeyince devlet hesabını bulmuş, haciz koymuştu!

Yani sosyal mesafe kuralına uymamanın karşılığı er ya da geç mutlaka ödeniyor... İktidarınıza yakın anket şirketlerinin yaptığı anketlerde bile ne çıkıyor oy oranlarınız? İsterseniz gelen raporlara dikkatlice bir daha bakın. Orada gayet net görünüyor sosyal mesafe makbuzu... Giden bakanlar da var neden gittikleri de, hayat pahalılığı da var adaletsizlik de, işsizlik de var desteksiz bırakılan halk da, mafya da var 128 milyar dolar da...