CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, dün TBMM Dijital Mecralar Komisyonu’nda görüşülen ‘sansür’ yasası görüşmelerinde yaptığı konuşmada teklifin amacının dezenformasyonla değil, muhalefetle mücadele olduğunu söyledi.
‘BENZİNE ZAM GELDİ’ DERSEM DEZENFORMASYONLA MI CEZALANDIRILACAĞIM?

Dezenformasyonla mücadele etme iddiasıyla hazırlanan teklifte dezenformasyon tanımı yapılmadığını ifade eden Adıgüzel, şunları söyledi:

"Bu yasanın adını koyacaksak dezenformasyon yasası değil, ya ‘sansür yasası’ ya da ‘muhalif sesleri susturma yasası’ diyeceğiz. ‘TÜRKEN 1 milyarı Amerika'ya gönderdi, Sayın Cumhurbaşkanının oğlu gönderdi, kızı aldı.’ dersem dezenformasyonla mı cezalandırılacağım? ‘Benzine zam geldi’ dersem dezenformasyonla mı cezalandırılacağım? Ya da ‘Dolar arttı’ dersem, ‘TÜİK yalan söylüyor’ dersem halkı endişeye mi teşvik etmiş olacağım? Daha somut bir şey söyleyeyim: ‘Ormanlar yanıyor, devlet nerede?’ dezenformasyon mu yapmış olacağım?

Bunu nasıl yorumlayacağız? Dezenformasyondan konuşacaksak önce Türkiye'deki İletişim Başkanlığı’nın eteğindeki taşları dökmesi gerekiyor; eğer dezenformasyon eleştirisi yapıyorsa eteğindeki taşları dökecek, milletvekillerini hedef göstermeyecek, önce bu zihniyeti değiştirecek. Ya da iktidar partisinin milletvekilleri troller üzerinden yeni bir süreç başlatıp sonra tüm dünyaya trol oldukları ispatlanan yeşil toplarla rezil olmayacak.

Öte yandan, ’Dezenformasyon’ dediğinizde biz niye çekiniyoruz? Çünkü siz şöyle bir yargı düzeni oluşturdunuz Türkiye'de: Öngörülemeyen. İl Başkanımız tweet attı, altı yıl ceza aldı. Belediye Başkanımız bir söz söylemiş, yargılanıyor ama dönüp bakıyorsunuz, Genel Başkanımıza yumruk atan bir inek hırsızı iki yıllık bir basit yaralama ceza alıyor. Ki bu salonda kimin vicdanı varsa orada bir basit yaralama değil, ne kastı olduğunu çok net bir şekilde de görür.”

"AKP VE MHP'NİN YENİ DAYATMASI İLE KARŞI KARŞIYAYIZ"

"Türkiye'nin yüzde 80'inden fazlası dinlendiğini düşünüyor. Bakkal da dinlendiğini düşünüyor, siyasetçi de dinlendiğini düşünüyor." diyen Adıgüzel, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Böyle bir ortamdayız, öyle bir yasa teklifi yapıyoruz ki tam bombayı aslında bırakıyoruz. Dönüp şunu demeyeceksiniz.  ‘Ya Almanya'da da var, Fransa'da da var, İngiltere'de var.’ Niye? Çünkü Almanya'da, Fransa'da, İngiltere'de bu konular o kadar uzun tartışıldı bütün paydaşlar sürece katıldı, bir düzenleme ortaya çıktı.

Yine örneğin; sürekli referans verilen AB’deki Dijital Hizmetler Yasası’nda ancak iki yıllık uzun tartışmaların sonunda uzlaşmaya varıldı. Biz ise tıpkı 2020’de olduğu gibi AKP ve MHP’nin yeni dayatması ile karşı karşıyayız.”

"BTK KOLLUK BİRİMİ Mİ?"

Öte yandan Adıgüzel, BTK’nın internet servis sağlayıcılarından abonelerinin erişim trafik kayıtlarını düzenli şekilde istemesi kararına değinerek, BTK temsilcilerine “BTK internet abonelerini profilliyor mu?” diye sordu. Adıgüzel, açıklamalarına şöyle devam etti:

"BTK Başkanlığı tüm telekomünikasyon şirketlerine ‘gizli’ ibaresiyle bir yazı gönderiyor, yazıda bütün şirketlerin abonelerine dair şu bilgileri istiyor: Kullanıcı adı, IP bilgisi, trafik başlama zamanı, trafik bitiş zamanı, hedef IP yani erişilen adres, indirilen veri miktarı, yüklenen veri miktarı. Ayrıca kimlik verileri de toplanıyor, vatandaşların adreslerinden annelerinin kızlık soyadına kadar kaydediliyor. İnternet abonelerine ait trafik bilgileri de kişisel veri niteliğinde bu arada.

Kişisel veri olan trafik bilgisinin işletmeciler tarafından BTK'ya aktarılması Anayasa Mahkemesi tarafından aslında Anayasa'ya aykırı bulunmuş ama yapılan işlemde BTK hiç çekinmiyor. Aslında, işlem yetki yönünden de sakat, BTK, karar organı kurulu fakat BTK Başkanı yazı göndermiş, ayrıca 'gizli' ibaresini de kamuoyundan saklama çabası ama bu artık yargıya yansıdığı için ben buna ulaşabildim. Ben de buradan sormak isterim, hepinizin önünde. ‘BTK kişileri mi fişliyor? Eğer fişlemiyorsa da beni profilliyor mu? Yani 'Bu adam 35-40 yaş arasında, şu kadar maaşı olan, Atatürk’le ilgili haberleri beğenen, kedi sever...' böyle beni fişliyor musunuz?’ Çünkü bu bilgilerin sizinle paylaşılması benim için bir soru işareti.

‘Yarın da Türkiye'yi Cambridge Analytica gibi bir skandalla baş başa mı bırakacaksınız?’ diye sorarım. BTK, işlemin gerekçesinin önleyici ve istihbarat olduğunu söylüyor ama sorduğumuz sorularda istihbaratın da bu işle hiçbir alakasının olmadığı ifade ediliyor. BTK bir kolluk birimi mi? BTK bir istihbarat birimi mi? İstihbarat birimi olmadığı açık. BTK'nın bu belge ve bilgileri başka kurum ve kuruluşlarla paylaşmayacağının garantisi var mı? Bu belge ve bilgilerin başka amaçlarla kullanımı, kişisel davranış verisinin manipülasyonu açısından kritik değil mi?"

[old_news_related_template title="AKP'li Ünal: Dezenformasyonu, 'kamu barışını tehdit eden suçlar' kapsamına aldık" desc="AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, 'Dezenformasyonu suçunu, ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkını kısıtlamayacak şekilde, basın özgürlüğünü kısıtlamayacak şekilde Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) 'kamu barışını tehdit eden suçlar' kısmına aldık' dedi." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2022/05/27/iecrop/mahir-unal-1_16_9_1653665617.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/akpli-unal-dezenformasyonu-kamu-barisini-tehdit-eden-suclar-kapsamina-aldik-7159974/"]